Ankara’da Dilek Ceylan (32) adlı kadın, nişanlısı İdris N.’nin kalbine silahla iki el ateş etmesinin ardından hayatını kaybetti. Evlat acısı yaşayan anne Handan Çelebi, “Benim kızım gittikten sonra içim hiçbir şekilde soğumaz ama en azından katili yakalansın. Belki bir nebze içim soğur. Katili güle güle gitti evden. Ağzı kulaklarında gitti” dedi.
Cinayet, dün gece saat 00.00 sıralarında Ankara’nın Keçiören ilçesi Adnan Menderes Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İdris N., iki senedir nişanlı olduğu Dilek Ceylan ile konuşmak istedi. Ayrılmak istediği nişanlısı ile dışarıda konuşmak istemeyen Dilek Ceylan, İdris N. ile annesinin evinde konuşmaya başladı. Başta mutfakta konuşmaya başlayan ikiliyi anne Handan Çelebi ellerinin altında bıçak olmasından korktuğu için salonda konuşmaya ikna etti. Salonda kapı kapalı bir şekilde konuşmaya devam eden ikilinin arasında, Dilek Ceylan’ın barışmak istememesinden dolayı tartışma başladı. Önceki evliliğinden 14 yaşında ve 8 yaşında iki çocuğu olan 32 yaşındaki Dilek Ceylan, İdris N. tarafından kalbinden iki el ateş edilerek vuruldu. Acıdan son sözü olarak ‘anne’ diye feryat eden kadının sesi üzerine kapıyı açan 14 yaşındaki kızı, annesini kanlar içinde yatarken gördü. Ardından İdris N., küçük kızın kafasına silah doğrultarak evden kaçtı. Daha sonra İdris N., Dilek Ceylan’ın kız kardeşini arayarak, “Su testisi su yolunda kırılır. Bana bunu yapmayacaktı” dediği iddia edildi.
Annesinin ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, Dilek Ceylan’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Daha önceden ’psikopat’ olduğunu iddia ederek tedavi olmasını istediği İdris N. ise hala yakalanamadı. Acılı anne Handan Çelebi ve kuzenleri Melek ile Berk Yaşar’ın tek isteği İdris N.’nin yakalanması.
Dilek Çelebi’nin cenazesi, Karşıyaka Mezarlığı Camii’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazı ile 14 yaşındaki kızı, eski eşi, ailesi ve akrabalarının gözyaşları içerisinde toprağa verildi. “Kız kardeşini aramış ‘Su testisi su yolunda kırılır. Bana bunu yapmayacaktı’ demiş”
Dilek Ceylan’ın kuzeni Melek, Dilek’in ve İdris’in iki senedir konuştukları bilgisini vererek, “İki senedir nişanlılardı. Dilek, istemedi. ’Bu iş olmayacak’ dedi. ’Psikopat’ dedi. Kurtulamayacağını anladı kuzenim. Dedi ki, ‘Sen tedavi ol. Tedavi olduktan sonra seninle evleneceğim.’ Ayrılmayı kabullenemedi. Dün değil ondan bir gün önce 22.07’de kuzenimle konuştum. 12.07’de kuzenimi kendi evinde, kızının ve annesinin gözü önünde iki el kurşun sıkarak öldürüp kaçıyor. Göğsünden tam. Kalbini patlatıyor vurarak. 12’yi 15 geçe beni arıyor, ‘Kuzeninizi vurdum’ diye. Benim telefonum sessizde olduğu için eşimi aramış. Eşim de dikkate almadı. Sessize almış. Eşim salonda yatıyordu. Sonra kız kardeşini aramış ‘Su testisi su yolunda kırılır. Bana bunu yapmayacaktı’ diye. Şu anda da iki gündür bulunamıyor. Iğdır’daymış. Oradan da Azerbaycan’a kaçacakmış. Herkese sesleniyorum: Lütfen bunu bulalım. Yeter artık. Bizim böyle bir şey başımıza geleceği aklımıza gelmezdi. Allah belasını versin. Acımız çok büyük. Elimiz, gözümüz ağlamaktan şişti. Keşke her gün ağlasak da o yine gelse. Yanımızda olsa. 32 yaşındaydı. Geride iki tane çocuğu kaldı. 14 yaşında kızının gözü önünde öldürüldü. Gitti birtanemiz, ömrümüz gitti” dedi.
Dilek Ceylan’ı öldüren İdris N.’nin yakalanması için sesini duyurmak isteyen kuzen Berk Yaşar Durak, “Benim kuzenim eceliyle ölmedi. Bir cinayete kurban gitti. Kendi annesinin ve kızının gözleri önünde iki el ateş açılarak, kalbinden vuruldu. Ambulansa kaldırılmadan öldü. Devlet büyüklerinden en büyük ricam, kuzenimin katilinin en kısa zamanda yakalanmasını, en ağır cezanın verilmesini istiyorum” diye konuştu. “Benim kızım gittikten sonra içim hiçbir şekilde soğumaz ama en azından katili yakalansın. Belki bir nebze içim soğur”
52 yaşındaki anne Handan Çelebi, İdris N.’nin kızını vurduktan sonra Iğdır’a kaçtığını iddia ederek, şu şekilde feryat etti:
“Toprağın zoruna gidiyor. Bu nasıl adalet. Benim kızımı gözümün önünde kurşuna dizdi. Torunumun anlına dayadı silahları. Evimizin içinde vurdu. Gitti. Ciğerlerim yandı. Böyle bir acı yok. Analar bu kadar ağlamasın. Ben bittim. Benim hayatım bitti. Ben bileydim o kurşunların önüne geçerdim. O çocukları ben nasıl avutacağım. Ne diye susturacağım ben o körpe yavruları. Ben onları yetim büyüttüm. Aç susuz büyüttüm. Onun bunun pazar artıkları ile büyüttüm. Ben ona hem ana hem baba oldum. Benim kızıma kör kurşunlarla evimin içinde çatır çatır sıktı. Aha gitti. Yakalanmıyor. Bulun kızımın katilini. Ne olursunuz bulun. Kurban olayım benim az da olsa içim soğusun. Benim kızım gittikten sonra içim hiçbir şekilde soğumaz ama en azından katili yakalansın. Belki bir nebze içim soğur. Güle güle gitti evden. Ağzı kulaklarında gitti.”