Ankara Sanayi Odası (ASO) ev sahipliğinde sanayinin ihtiyaç duyduğu ara eleman ihtiyacına ilişkin “mesleki ve teknik eğitim” konusu masaya yatırıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen “Ankara Mesleki ve Teknik Eğitim Değerlendirme Toplantısı”, ASO’nun ev sahipliğinde gerçekleşti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantıda konuşan ASO Başkanı Seyit Ardıç, Almanya’nın sanayi ve eğitimi bir arada tutan model bir ülke olduğunu belirtti. “Almanya’da şirketler de mesleki eğitime katılıyor”
Almanya’da öğrencilerin yüzde 50’sinin düz liseye ya da üniversiteye gitmek yerine mesleki eğitime yönlendirildiğine dikkati çeken Ardıç, “Bunların üçte biri tek aşamalı yani okul temelli, üçte ikisi ise okul ve iş yeri temelli bir mesleki eğitim programına devam ediyor. İkili sistem mezunlarının yaklaşık üçte ikisi eğitim aldıkları şirkette işgücüne katılıyor. Almanya’da şirketler de mesleki eğitime katılıyor; meslek okulları yaklaşık 430 bin şirketle iş birliği yapıyor ve büyük şirketlerin yüzde 80’inden fazlası meslek eğitim sisteminde yer alıyor” diye konuştu. “Ülkemizde meslek kollarına ilişkin ayrımcı yargılar mevcut”
Mesleki eğitimin yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Ardıç, Türkiye’de zihniyet dönüşümü olması gerektiğini vurgulayarak, “Meslek eğitim hedeflerine ulaşabilmek için önce toplum nezdinde saygınlık kazanması gerekiyor. Ülkemizde ne yazık ki halen meslek kollarına ilişkin çok köklü ayrımcı yargılar mevcut. Eğer sanayide bir ustabaşı bir mühendis kadar saygı görürse, o zaman aileler gençlerimizi meslek ve beceri edinecekleri eğitim programlarına daha fazla yönlendirirler. Gençlerimizin yılları işsizlikle heba olmaz” ifadelerine yer verdi.
İşsizliğin yüksek olmasına rağmen sanayide işgücü talebinin bir türlü karşılanamadığını dile getiren Ardıç, mesleki eğitimde sanayinin ihtiyacına uygun bir planlama olması gerektiğini aktardı. “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına Türkiye Yüzyılı vizyonuyla giriyoruz”
Türkiye’de verimliliği artıracak etkili yolun sanayi ve ilişkili sektörlerde istihdamın artırılmasından geçtiğini kaydeden Ardıç, “Sanayi, teknoloji, eğitim ve işgücü politikalarının bütüncül bir yaklaşımla bir arada dizayn edilmesi gereğini vurgulamak isterim. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla giriyoruz. Çağdaş, bilimsel gelişmelerin ışığında ilerleyerek, her alanda teknolojiden istifade ettiğimiz, üreten, her ferdinin özgür, mutlu ve müreffeh olduğu, eğitimin önceliklendirildiği bir ülke olmak için hep beraber gayret etmemiz gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu. “Cumhuriyetin ikinci yüzyılına yeni şeyler söyleyecek bu coğrafyanın çocukları”
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Kemal Şamlıoğlu ise son dönemlerde iş adamları, sanayi odaları ve ticaret odalarıyla bir araya geldiklerini söyledi. Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda eğitime odaklandıklarını belirten Şamlıoğlu, “Bütüncül olarak baktığımızda yapılan işlerin hepsi bir şeye işaret ediyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında yeni bir şey söyleyecek bu coğrafyanın çocukları. Bunu ancak millet olarak çocuklarımızı merkeze alan, onların hayallerini tahkim edecek, büyük bir ideale ve bütün insanlığın hayrına olacak anlayışı merkeze alacak, yaklaşımı esas alan ekip ruhuyla başarabilir” ifadelerini kullandı.
MEB’in mesleki eğitim meselesini en yüksek noktada tuttuğunu dile getiren Şamlıoğlu, “Bütün okulların üstünde başka bir şeyden bahsediyoruz. Genel müdürlüğe sığmaz mesleki eğitim. Mesleki eğitim, emeğin ve alın terinin en ehemmiyetli olduğu, bu coğrafyanın çocuklarının çok iyi bildiği ve emeğin peşinde, helalin peşinde, helal iki liranın haram üç liradan büyük olduğunu bilen bu coğrafyanın çocukları bereket kavramını bu vesileyle bu Anadolu irfanıyla derinleştirdi” ifadelerini kullandı.
MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Ali Karagöz ise sanayi ile mesleki ve teknik eğitimin nasıl bir arada hareket etmesine dair sunum yaptı. Toplantı basına kapalı olarak devam etti.
