Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necla Tülek, Kovid-19 sonrasında yeni varyantların ortaya çıktığını belirterek, “Şu an kovid için hangi varyantın olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Özel testler gerekiyor” dedi.
Uzmanlar, özellikle aralık, ocak ve şubat aylarında havanın soğumasıyla birlikte üst solunum yolu hastalıklarında artış olduğuna dikkat çekiyor. Bu çerçevede Tülek, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, toplumda son dönemde görülen solunum yolu enfeksiyonlarına ilişkin bilgileri paylaştı.
“H1N1 (domuz gribi) artık mevsimsel bir hale dönüşmüş oldu”
Kış aylarında havanın soğuması sebebiyle solunum yolu enfeksiyonlarında artış yaşandığını ve birden fazla virüsün dolanımda olduğunu dile getiren Tülek, “Aralık ayının ortalarından itibaren Kovid-19’dan önce influenzanın (gribin) salgın yapmaya başladığı dönemdi. Bu, aralık, ocak ve şubat olarak devam eder. Yine aynı şekilde görüyoruz. Bu sene farklı olarak belki aynı kişide birden fazla virüsün olması ya da birbirini takip eden enfeksiyonların görülmesidir. Grip vakalarında bir artış var. En çok da H1N1 dediğimiz virüs ama bunu 2009’da pandemiye neden olan ‘domuz gribi’ olarak adlandırılan virüs tipi ile karşılaştırmamak lazım. O da artık mevsimsel bir hale dönüşmüş oldu” ifadelerini kullandı.
“Şu an Kovid-19 için hangi varyantın ülkemizde dolanımda olduğunu tam olarak bilemiyoruz”
Kovid-19 virüsü sonrasında sürekli yeni varyantların ortaya çıktığını vurgulayan Tülek, “Dünyadaki insan hareketlerini düşünürsek; turizm ya da iş amaçlı geziler ile ulaşımın çok kolay olması, varyantların çok hızlı bir şekilde bir ülkeden diğerlerine yayılımını etkiliyor. Şu an biz kovid için hangi varyantın olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Özel testler gerekiyor. Başlangıca göre daha hafif olduğunu beliyoruz ve solunum yolu virüslerinin hepsinin de geçiş yolu benzer. Genelde onları da hep kış mevsiminde ve ilkbahar başlarında görüyoruz” diye konuştu.
“RSV, küçük çocuklarda ve özellikle altı aydan küçüklerde çok ciddi risk oluşturuyor, ileri yaşta da görülebiliyor”
Solunum yolu virüslerin bir insandan bir insana bulaş yolunun hemen hemen aynı olduğuna dikkati çeken Tülek, “Damlacık yoluyla bulaşıyor ya da bulaşlı bir çevreye temas. Örneğin ben öksürdüm ve masanın üstüne virüsler yayıldı. Ben elimle dokunuyorum, sonra onu alıyorum ve ağzıma götürüyorum. Etkilediği gruplar da az çok benzer ama RSV daha çok çocuklarda görülüyor. Çocuklarda da bir artış var. Küçük çocuklarda ve altı aydan küçüklerde de çok ciddi risk oluşturuyor” dedi.
“Maskeyi ve el yıkamayı bir anda bıraktık”
Kovid 19’un başlangıcında çok ciddi önlemler alındığını ifade eden Tülek, “Evlere kapanıldı, herkes maskeye ve el yıkamaya dikkat etti ama bunları da bir anda bıraktık. Aslında bırakmamak gerekiyordu. Kovid olmazsa grip var ve grip de o kadar hafife alınacak bir hastalık değil. Belirli yaş gruplarında (küçük yaş, ileri yaş) ve altta yatan kronik hastalığı olanlarda çok ciddi hastalığa hatta ölüme dahil yol açabiliyor. Korunma önlemlerini bırakmamız gerekiyordu. Öncelikle hastaların, başkalarını korumak için mutlaka maske takması gerekiyor. Onlar takmadığı sürece, biz sadece kendimiz maske takarak bunu engelleyemeyiz. Kış mevsimi soğuk olduğu için daha kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunuyoruz. Bunlardan mümkün olduğunca uzak durmak gerekiyor. Ortamı havalandırmak gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.