1999’daki operasyonda gözaltına alınan örgüt üyelerinden B. A. , dava devam ederken 2014’te örgütten ayrıldı ve itiraflarda bulundu. B. A. , 12 Eylül 2018’de İstanbul 7.
Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu yazılı beyanda, eski İstanbul Emniyet Organize Suçlarla Mücadele ve Kaçakçılık Şube Müdürü Adil Serdar Saçan hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğini belirtti. Saçan’ı hedef aldıklarını ifade eden B. A. , örgütün amacının kamu görevlilerini yıldırma ve sindirmek amacıyla dava açmak olduğunu vurguladı. Öte yandan örgüte yönelik İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 3 Mart 2020’deki duruşmasında itiraflarda da bulunan B. A. , Adnan Oktar Suç Örgütü’nden ayrıldıktan sonra örgütün faaliyetlerini anlatmaya karar verdiğini belirtti. Mahkemede yaşadıklarını anlatan B. A. , 1999’da operasyonundan sonra yargı sürecinin üstünü örtmek için Oktar’ın Saçan’a iftira atılması talimatı verdiğini aktardı. B. A. ’nın avukatı Fuat Selvi, Aydınlık’a yaptığı açıklamada Adil Serdar Saçan’a açılan davalardan örgüt üyelerinin bile haberi olmadığına dikkat çekti. Selvi, Oktar’ın talimatıyla yürütülen kumpası anlattı: “Ben davada 8 itirafçının avukatıyım. Hepsinin beyanı aynı. Adnan Oktar, 1999 operasyonundan sonra da Adil Serdar Saçan’ın birdenbire işkence yaptığı iftirası atılmaya başlandı. Her taraftan kıyamet gibi dilekçeler, şikayetler gelmeye başladı. 40-50 farklı dava açıldı. Bu davalar da farklı farklı ilde açıldı. Siirt, Ankara gibi yerlere gidip dava açtılar. Adil beyi bıktırmak, yıldırmak için her yolu denediler. Öyle ki bazı örgüt üyeleri, Adil Serdar Saçan’a dava açtığını dava sürecinde öğrendi. Çünkü örgütün Hukuk Grubu, üyelerin her birinden vekaletname almış. Örgüt üyelerinin hukuki gelişmelerden bilgisi yok. Senaryo uydurup, mahkemelerde Adil Bey’i uğraştırdılar.
”Aydınlık gazetesinden Kaan Arslan haberine göre, Şebnem Korur Fincancı, bazı Adnan Oktar Suç Örgütü üyeleriyle ilgili 2005, 2006 ve 2007’de hazırladığı “işkence raporları”yla örgüte yönelik davanın kapatılmasının önünü açmıştı. Raporlarda örgüt üyelerinin, 1999’da gözaltına alındıktan sonra Emniyet’te işkence gördükleri ileri sürülmüştü. Örgüt üyeleri, sözde işkenceyi gerekçe göstererek Yargıtay’da bozma kararı aldırmıştı. .