Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli'nin sorularını yanıtladı.
İlçede hayata geçirdikleri anlatan Özdemir; İstanbul'un sorunlarına ilişkin de dikkati çeken değerlendirmelerde bulundu.
"16 YILDIR SİYASETİN İÇİNDEYİM"
Bağcılar Belediye Başkanı olana kadar vatandaşlar tarafından çok fazla tanınmasanız da temelden yetişmiş, siyasetin içinden gelen bir isimsiniz? Bağcılar’la kesişen hikayenizden ve siyasi serüveninizden bahseder misiniz?
1983 Kastamonu İnebolu doğumluyum. Sahil köyünde doğduk, büyüdük, 10 yaşımıza kadar. 1993 yılında Bağcılar Fatih Mahallesine taşındık. Ondan sonraki serüvenimiz Bağcılar’da devam etti. İnşaat Mühendisliği lisans eğitimimizi Yıldız Teknik Üniversitesinde tamamladık. Sonrasında hem iş hayatımız başladı hem de eğitim hayatımıza devam ettik. Yüksek lisans eğitimimizi üniversiteden sonra devam ettirdik. Bir tarafıyla da siyasete atıldık.
Üniversite bittikten sonra gençlik kollarında başladım. 2006 yılında AK Parti Bağcılar gençlik kollarında başladım. 2007 yılında yani bir yıl sonrasında Gençlik Kolları Başkanlığına seçildik. 2007-2014 yılları arasında 7 yıl Gençlik Kolları Başkanlığı yaptım Bağcılar’da. Sonrasında da Büyükşehir Meclis Üyesi olarak 2014’te seçildik. Bir dönemi tamamladıktan sonra yeni dönemde de yine hem Bağcılar’dan, Büyükşehir'den meclis üyesi olarak seçildik. Bu dönemde de Ulaşım ve Trafik Komisyonu Başkanlığı görevini yürüttük. Yaklaşık 7 yıl gençlik kolları artı bir yıl yönetimi, 8 yıllık da büyükşehir tecrübemizle beraber 16 yıllık bir siyasi tecrübemizi aralıksız bir şekilde Bağcılar'da sürdürdük. Tabii ki siyaset ve teşkilatlarla ilgili olan ya da vatandaşlarımız nezdinde bir tanınırlığımız vardı ama Bağcılar’ın geneli düzeyinde süreç daha da şekillendi.
Göreve geldiğimizde ramazan ayının bitmesine tam 17 gün kalmıştı. 3-4 saatlik uykuyla Ramazan'ı tamamladık. Sonrasında da cami cemaatiyle camide olduk, çıkışta çay ocağında olduk, çocuklarımızla okulda buluştuk, vatandaşlarımızla sokakta buluştuk, esnaflarımızı ziyaret ettik derken zamanımızın üçte ikisini dışarıda geçirdik. Bunun da tabii hem görünür olmak hem tanınırlık boyutunda önemli bir avantajını yaşadık. Olabildiğince sahadayız, dışarıdayız.