İlkadım ilçesi Kuşçulu Mahallesi’nde 500 gün sonra tamamlanacak olan Samsun Adli Tıp Grup Başkanlığı Hizmet Binası temel atma törenine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Samsun Cumhuriyet Başsavcı Mehmet Sabri Kılıç, Adli Tıp Kurum Başkanı Hızır Aslıyüksek, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, AK Parti Samsun Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş, AK Parti Samsun milletvekilleri Orhan Kırcalı ve Ersan Aksu, AK Parti Genel Başkanvekili Yardımcısı Fuat Köktaş, Adalet Komisyonu Başkanı Nihat Köseoğlu ve Samsun Valisi Orhan Tavlı katıldı.
Törende konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Samsun'da da Adli Tıp Bölge Başkanlığımız, vatandaşlarımıza burada hizmet edecek inşallah. Bugün temelini attığımız bu yatırımın kurdelesini kesmekte hep beraber bizlere nasip olur” dedi.
'TERÖRÜN KÖKÜNÜ KAZIYINCAYA KADAR MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK'
Sakarya’daki kazada ölenler için rahmet, yaralılar içinse şifalar dileyen Bakan Tunç, terörle mücadeleye de değindi. Bakan Tunç, “5 gün önce de hain terör saldırısında PKK'nın hain saldırısında 12 askerimizi şehit verdik. Buradan bir kez daha kahraman askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Terörle mücadeledeki kararlılığımızdan hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Terörün kökünü kazıyıncaya kadar bu mücadele askerimizle, polisimizle, güvenlik güçlerimizle, tüm milletimizle birlikte topyekun devam edecek. Hem terör örgütleriyle hem de onları destekleyenlerle de kararlı mücadeleden hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz” diye konuştu.
'ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR'
"Adalet mülkün temelidir. Adalet haklıya hakkını vermektir" diyen Bakan Tunç, adaletin tam anlamıyla tesis edildiği yerde insanın da güçlü olduğuna vurgu yaptı. İnsanın güçlü olduğu yerde de ailenin güçlüğü olduğunu belirten Bakan Tunç, "Ailenin güçlü olduğu yerde toplum güçlüdür. Toplumun güçlü olması devleti güçlü yapar. O nedenle adalet devletin temelidir, Tabi adaletin tesisi de hukuk devletiyle mümkündür. Hukuk devletinin de bağımsız ve tarafsız yargıyla mümkün olduğu tartışmasızdır. O nedenle yargımızın bağımsız ve tarafsızlığı noktasındaki güçlü yapısını sürdürmeye devam edeceğiz. Bu anlamda tabii ki yargımızı özellikle vatandaşlarımızın adalet hizmetlerinden en güzel şekilde faydalanabilmeleri adil, etkin işleyen bir yargı sistemi içinde 21 yıldan bu yana önemli mesafeler aldık. Yargımızın değişik zamanlarda nasıl sınavlar verdiğini ya da veremediğini, yargının geçmişte nerelerde durduğunu 12 Eylüllerde, 27 Mayıslarda, 28 Şubatlarda yargı bağımsızlığından, tarafsızlığından bahsedilip, bahsedilemeyeceğini şöyle bir vicdanı olan herkes takdir eder. 15 Temmuz'da yargımızın durduğu yere baktığımız zaman milletimizle beraber darbeciler karşısında yargının durduğu yere baktığımız zaman yargımız bugün her zamankinden daha tarafsız, bağımsız ve hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, milli iradeye inanan yargı mensuplarımız. 24 bin hakim ve savcımız var. Gece gündüz çalışıyorlar tabii ki içlerinde hatalı kararlar verenler olabilir ama bu hatalı kararların da düzeltilme mekanizmaları yine elbette ki yargı içerisinde mevcuttur. O nedenle 1-2 kararı, ortaya çıkararak, öne alarak, cımbızla çekerek tüm yargıyı çürümüşlükle bağımsız olmamakla tarafsız olmamakla suçlamak 24 bin hakim ve savcımıza gece gündüz çalışan bu kardeşlerimize büyük haksızlık. O nedenle yargımızın işleyişini daha etkin hale getirmek, adaletin teşhisi anlamında güvenilir adalet sisteminin teşhisi anlamında gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
'21 YILDA YARGI BİRLİĞİNİ SAĞLADIK'
21 yılda yargı birliğini sağladıklarını ifade eden Bakan Tunç, “21 yıldan bu yana da çok önemli mesafeler aldık. Özellikle anayasamızda gerçekleştirilen önemli reformlarla aslında biz sessiz devrim sağladık. Tabii ki anayasamız bizim darbe sonrası yapılan darbe ruhunu taşıyan vesayetçi anlayışı taşıyan bir anayasa. Ancak bu anayasada o vesayetçi ruhu azaltmaya yönelik önemli reformları da geçtiğimiz süreçlerde bu 21 yıl içerisinde hayata geçirdik. Bu anayasada kadın hakları yoktu, çocuk hakları yoktu. Bunların hepsi son yapılan değişikliklerle girdi. Engelli hakları, gazi şehitlerimizin hakları, yaşlıların hakları, bunların hepsi son yaptığımız değişikliklerle yine anayasamızda bilgi edinme hakkından tutun da vatandaşlarımızın idarenin iş ve işlemleriyle ilgili başvurabilecekleri kamu denetçiliği kurumunun kurulmasına varıncaya kadar özel hayatın korunmasıyla ilgili kişisel verilerin korunmasına varıncaya kadar tüm bunlar anayasamıza son dönemde Recep Tayyip Erdoğan hükümetlerinde anayasamızda yerini alan temel hak ve özgürlükleri genişleten düzenlemeler. Askeri yargı vardı. Siviller askeri yargıda yargılanırdı. Böyle bir demokrasi böyle bir hukuk devletiydi. Askeri yargıyı kapattık. Askeri yüksek idare mahkemeleri, devlet güvenlik mahkemeleri, özel yetkili mahkemeler tüm bunlar tarihe karıştı. Yargı birliğini sağladık. Anayasa mahkememizin yapısını hakimler, savcılar kurulunun yapısını, milli güvenlik kurulunun yapısını, Yüksek askeri şuranın yapısını, tüm bunlar demokratik hukuk devleti ilkesine uyarlandı, uygun hale getirildi” diye konuştu.
'TÜRKİYE’NİN YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYACI VAR'
Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu ve her partinin kürsüye çıktığında yeni anayasanın şart olduğunu söylediğini ifade eden Bakan Tunç şöyle konuştu:
“Tüm bu yaptığımız değişiklikler Anayasamızdaki vesayetçi ruhu azalttı ama tamamen ortadan kaldırmaya da yetmedi. Anayasamızda bugüne kadar yapılan değişiklikler madde sayısından daha fazla. Dolayısıyla çok sayıdaki değişiklik hem son 21 yılda yapılan hem onun öncesinde yapılan değişiklikler maddeler arasındaki yeknesaklığı da bozdu. İşte bu bozukluk, bu yeknesaklığın ortadan kalkmış olması yargı kurumlarımız arasında da birtakım tartışmalara neden olan kararlara sebebiyet verdi. O nedenle Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu açık. Siyasi düşüncesi ne olursa olsun herkes bunda mutabık. Her parti kürsüye çıktığında yeni anayasa şart diyor. O zaman hep beraber birlikte 28’ici dönem parlamentosunda bir araya gelelim. Hep beraber milletimize olan bu borcu yerine getirelim. Geniş kesimlerin görüşünü alarak demokratik kuşatıcı, temel hak ve özgürlükleri öne alan hukuk devleti ilkesini güçlendiren yeni bir anayasayı inşallah hep beraber yapalım ve 28’inci dönem parlamentosu da Cumhuriyetimizin ikinci asrına girdiğimiz şu başlangıç döneminde tarihi bir adım atsın. İnşallah milletimize olan bu borcu hep beraber siyasetçiler olarak milletvekilleri olarak yerine getirmeyi, gerçekleştirmeyi sağlarız.”
Hakim ve savcı adaylığı müessesesini kaldırdıklarını belirten Bakan Tunç, “Anayasada yaptığımız düzenlemelerin yanı sıra mevzuatımızın güncel ihtiyaçlara uygun hale getirilmesiyle ilgili olanak da çok önemli mesafeler aldık. Tabii ihtiyaca cevap veren bir mevzuat çağın gereklerine cevap veren bir mevzuat anlamında da temel kanunlarımızın tamamını değiştirdik. 80 yıldan bu yana uygulanan artık çağın ihtiyaçlarında ihtiyaçlarını görmekte eksik kalan hususlar vardı. Tüm bunlar ortadan kaldırıldı ve tüm temel kanunlarımız Türk Ceza Kanunumuz, borçlar kanunumuz, hukuk mahkemeleri kanunumuz, Ceza Mahkemesi kanunumuz tüm temel mevzuatımızı yeniledik. Tabi mevzuatı yenilemek yeter mi? Elbette ki yetmez. Bu mevzuatın uygulanacağı fiziki mekanları da yeniledik. Daha çağdaş hale getirdik, daha modern hale getirdik. 76 tane müstakil adliye sarayı varken bugün adliye sarayı sayısını müstakil 366’ya çıkardık ve içerisini de teknolojinin tüm imkanlarıyla donattık ve daha da güçlendirmeye devam ediyoruz" dedi.
'HAKİM-SAVCI ADAYLIĞI MÜESSESESİNİ KALDIRDIK'
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 21 yıldır, yargıdaki insan unsurunu hakim, savcı sayısını ve adliye personeli sayısını artırdıklarını ifade etti. 2002 yılında 9 bin 349 olan hakim-savcı sayısını bugün 23 bin 826’ya çıkardıklarını kaydeden Bakan Tunç, "Hukuk mesleklerine giriş sınavı 2024 yılından itibaren uygulanacak. Artık avukat, hakim, savcı olmak isteyen kardeşlerimiz hukuk fakültesi bittikten sonra hukuk mesleklerine giriş sınavını kazandıktan sonra avukatlık stajına başlayabilecekler. Hakimlik, savcılık sınavına girebilecekler. Bir diğer uygulamamız geçen hafta sınavını yaptık. Bin hakim ve savcı yardımcılığı alımıyla ilgili sınav gerçekleşti. Bundan sonra da artık hakim savcı adaylığı müessesesini kaldırdık. Hakim-savcı adaylığı 2 yıl sürüyordu. Onun yerine artık 3 yıl süren, bir yılı adalet akademisinde eğitim, 2 yılı tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanında 2 yıl bir çalışma ve orada uygulamayı özümseme ve tüm derecelerde sulh cezadan başlayarak istinafına yargıtayına varıncaya kadar tecrübe kazanabilecek bir sistemi 3 yıl süren hakim-savcı yardımcılığı sistemine geçtik. İlk sınavını da geçen hafta cumartesi pazar gerçekleştirdik. Bundan sonra inşallah bu uygulamayla özellikle kürsüye çıkmadan önce hakim ve savcılarımızın daha güçlü, daha donanımlı olmalarının yolunu açmış olacağız” ifadelerini kullandı.