İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, organize suç çetelerine karşı kararlı mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini belirterek, “Suç işlemede kibirlenenler, kendini üstün görenler, hukukun bize vermiş olduğu güçle, aziz milletimizin bize duası ve arkamızda durmasıyla göreceksiniz onların da nefeslerini keseceğiz” dedi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Bakanlıkta yer alan Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi’nde Ankara’daki medya temsilcileri ile bir araya geldi. Yurtta son 3 ay içerisinde meydana gelen gelişmeler hakkında bilgiler veren Yerlikaya, gazetecilerin sorularını da cevapladı. Yasa dışı göçle mücadeleye ilişkin soru üzerine Bakan Yerlikaya, “Düzenli göçmen sayılarıyla ilgili devletimizin Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü sayılarına nasıl itibar ediyorsak, Göç Başkanlığı’nın verdiği düzenli göçmen sayılarına da aynı şekilde itibar etmek zorundayız. Düzenli göçmenlerin her birinin parmak izi, her birinin -aynı bizler gibi- MERNİS’te kayıtları var. Nerede oturduklarını biliyoruz. Bunların adres kontrollerini de yapıyoruz. Dolayısıyla Göç Başkanlığı bu sayıları her hafta kendi web sayfasından açıklıyor. Bu sayıları da sizlerle paylaştım. 4 milyon 779 bin” dedi. “Siber Daire Başkanlığı, 90 günde tek tek kaç milyar paylaşım yapıldığını tespit etti”
Bakan Yerlikaya, Siber Daire Başkanlığının çalışmaları ile ilgili olarak da, “Düzensiz göçmen, yabancı düşmanlığı ve ırkçılıkla ilgili toplum içerisinde birbirilerine husumetleşme ile ilgili dil ve tutum paylaşan; bunu da sosyal medyada paylaşan bir akım var. Az önce ben size sosyal medya ile ilgili bot hesapların, robot hesapların ne anlama geldiğini net olarak ifade ettim. Bizde bir Siber Daire Başkanlığı var, 90 günde tek tek kaç milyar paylaşım yapıldığını tespit etti. Yüzde 29,31 oranının anlamı şu; her üç hesaptan birisi robot hesap olduğunu, toplam paylaşımlar içerisinde yüzde 40’ın da algı oluşturmaya, yani spekülatif hizmet vermeye yönelik olduğunu gösterdi bize. Dolayısıyla düzensiz göçmenle ilgili duyduğunuz rakamların hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Bizim özellikle büyük kentlerde turizmle ilgili hedeflerimiz var. Güvenlik birimlerimiz hal ve davranışlarında kimlik sormayı gerektirdiğine inandığı bir yabancıya kimliğini sorduğu zaman, eğer o kişinin üzerinde kimlik yoksa biz bunları daha önceden polis merkezlerine ya da geri gönderme merkezlerine götürüyorduk. Bu şekilde bir tane dahi turisti gereksiz yere bu merkezlere götürürsek büyük sorunlar çıkar. O nedenle dikkatliyiz” dedi. “Düzensiz göç mücadelemizi devam ettireceğiz”
Düzensiz göçe yönelik yeni çalışmalardan bahseden Bakan Yerlikaya, “Şimdi İstanbul’da başladığımız pilot çalışma ile 8 haftada bir tane komplikasyonumuz
olmadı. Yaptığımız şey tam da şu; bakıyoruz düzensiz göçmen olabileceği sezgisi ile bir yabancıya yaklaşıyoruz, selam veriyoruz, kendimizi tanıtıyoruz. Ve diyoruz ki ’Sizin kendinizi tanıtacağınız kimliğiniz var mı?’ Varsa nezaketi için teşekkür ediyoruz. Ama yoksa o zaman yabancıyı yakın bir yerde bekleyen mobil aracımıza götürüyoruz. Orada tercüman, göç uzmanı, biyometrik okuma cihazı, göç net sistemimiz v.s. gibi ofislerimizde olan sistemin aynısı o araçlarda da var. 2 dakika içerisinde o yabancının düzenli mi düzensiz mi olduğu ortaya çıkıyor. Düzenli ise buraya kadar sabır ve anlayış gösterdiği için özür diliyoruz, gönderiyoruz, iyi tatiller diliyoruz. Değilse de diyoruz ki ’Lütfen zorluk çıkarma, giriş ve çıkışın yasal değil’ ve alıp Geri Gönderme Merkezine götürüyoruz. Bundan sonraki süreçte kendisi ile yapılan mülakatlarda uyruğu ortaya çıktıktan sonra ilgili konsoloslukla irtibata geçiyoruz. Nihayetinde seyahat izin belgesi ile uçuşunu sağlayıp ülkesine gönderiyoruz. İstanbul’da başlattığımız bu uygulamayı yakında 150 araç ile birlikte 30 büyükşehirde, ama devamında 81 vilayette durmaksızın, düzensiz göçle mücadelemizi devam ettireceğiz. İster yerli, ister yabancı kim suç işliyorsa aydınlatıyoruz, götürüp adalete teslim ediyoruz. Eğer bir yabancı için mahkeme hapis cezası vermişse, hapis yattı-çıktı, çıktığı gün de emniyet alıp Göç Başkanlığına teslim ediyor. Biz de aynı gün kendi ülkesine geri gönderiyoruz. Bir kere cezaevinden çıktıktan sonra Göç Başkanlığının geri gönderme merkezine geliyor. Oradan kendi ülkesine gönderiyoruz. Bu kadar basit. Bu dünyanın değişmez bir kuralı” diye konuştu. “Göreceksiniz onların da nefeslerini keseceğiz”
Bakan Yerlikaya, “Bu suç örgütleriyle kayırmasız şekilde mücadele etme noktasında önümüzdeki süreçteki perspektifiniz nasıl olacak?” sorusuna ise, “Organize suç örgütleriyle ilgili Cumhurbaşkanımızın güzel bir ifadesi var; ‘Biz şehir eşkıyalarının da tepesine çökeceğiz ve onların da nefesini keseceğiz’ diyor. Dolayısıyla bu kararlılık devletimizde, hükümetimizde çok güçlü bir şekilde var. Geçmişte de vardı, bugün de var. Ama size şunu söyleyeyim biz İçişleri ailesi olarak suç örgütlerine şunu söylüyoruz; suç işlemede kibirlenenler, kendini üstün görenler, hukukun bize vermiş olduğu güçle, aziz milletimizin bize duası ve arkamızda durmasıyla göreceksiniz onların da nefeslerini keseceğiz, onların da hakkından geleceğiz. Hepsini götürüp adalete teslim edeceğiz. Bunda kararlıyız” cevabını verdi. “Konu artık mahkeme sürecinde”
Ayhan Bora Kaplan’a yönelik operasyonla ilgili soru üzerine Bakan Yerlikaya, “Konu artık mahkeme sürecinde. Bakanlık olarak biz, Ankara Emniyeti kendi üzerine düşeni yaptı. Yakaladı ve her zaman söylediğimiz gibi adalete teslim etti. Dosyayla ilgili verilen kararlar var. Hep birlikte mahkeme sürecini siz de biz de izleyeceğiz. Mahkemenin verdiği karar her zaman olduğu gibi yüce milletin kararıdır. Ama bizim tavrımız tekrar diyorum organize suç örgütleri büyüklüğü bizi ilgilendirmiyor, sayısı bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren bir rakamının bile huzursuz etmesi. Dolayısıyla arkadaşlarımız, emniyetimiz, jandarmamız ve diğer ilgili
kurumlarda bir kararlılık ve uyum var” dedi. “Terörle ilgili en küçük duyumu dahi en ciddi bir şekilde esas alıyoruz”
Engellenen terör eylemleri ilgili de konuşan Bakan Yerlikaya, “Bizim İçişleri ailemizin, başta terör olmak üzere asayiş olaylarında suç işlemeyi önlemekle ilgili, bu sayıları düşürmekle ilgili gerçekten büyük bir gayret var. Terör her zaman olduğu gibi bu işin başı. Terörle ilgili 21 yıla gelinen noktada aynı bu minvalde önlenen eylem sayıları geçmiş dönemlerde de hep verildi. Katılanların sayısı, nereden nereye. 2016’da binlerce ifade edilen rakam varken; şu anda 12-13. Önlemeye yönelik istihbaratta çok güçlüyüz. MİT’le büyük bir uyum içindeyiz. Savunma Bakanlığımızla hakeza. Sınırın ötesinde içerisinde ayrımı yapmaksızın. Sadece kendi içimizde değil, ilgili bakanlıklar ve birimler arasında da anbean istihbarat paylaşımı yapıyoruz. Çok önemli. Sahadan çok güçlü bilgi alıyoruz. Teknoloji ve teknolojiyi değerlendirmeyle ilgili. Bakın biz düzenli olarak her hafta bir araya geliriz. Bir aile olarak bir araya geliyoruz. Terörle ilgili en küçük duyumu dahi en ciddi bir şekilde esas alıyoruz. Bu yüzde yüz doğru olsa diyerek bakıyoruz ona. Bu yaylalar nasıl tamamen vatandaşımızın emrine verildi. Tabii vatandaşlar da gördüğünün altına inmemek noktasında hem duası hem de gayreti var, iş birliği var. Yani bizimle beraber yürüyor. Bizimle beraber yürümek istiyor. Ben Hakkâri’ye gittim. Yüksekova’da Cengiz Topel Caddesi’nde vatandaşlarla hemhal oldum. Oturduk onlarla çay içtik herkesle, her kesimle. Gördüğüm şey şu; huzurdan taviz verilmesini istemiyorlar. Türkiye Yüzyılı’nda bizim de istediğimiz bu” diye konuştu.