Batı Trakya Türklerinin 29 Ocak 1988'de gösterdikleri direnişin 35. yıl dönümü dolayısıyla Kocaeli'de program düzenlendi. Bayraklarla yürüyen Batı Trakya Türkleri ve protokol üyeleri, "29 Ocak'ı unutmadık" mesajını verdi.
Yunan hükümetinin sindirme ve ayrımcılık politikaları uyguladığı Batı Trakya Türkleri, 29 Ocak 1988'de hak arama mücadelesi başlatmış, Türk olduklarını ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek istemediklerini hep bir ağızdan tüm dünyaya duyurmuşlardı. Direnişin 35. yıl dönümü dolayısıyla Kocaeli'de anma programı düzenlendi. Antikkapı Düğün Salonu'nda düzenlenen programda şehitler anıldı. İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu ise Batı Trakya Türklerinin yaşadığı sorunları sunum eşliğinde anlattı.
Büyükakın: "Bunu asla unutmamalıyız"
Programda konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, "Serüvenimiz bu tür hikayelerin sayısız örnekleriyle dolu. Her yerde aynı hikayeler var. Bugün sadece bir tanesini dinledik. Biz bunu unuttuğumuz zaman hem o topraklardan hem de bu topraklardan gideriz. Bu toprakların savunması Bosna'da başlar, İskeçe'de başlar, Musul'da başlar, Kerkük'te başlar. Bunu asla unutmamalıyız. Genç nesillere de asla unutturmamalıyız. Biz ülkemiz işgale uğradığı zaman bu ruhla ayakta kalabildik. Gözünü kırpmayan vatan evlatları sayesinde ayakta kalabildik. Bu toprağa gözünü kırpmadan canını feda eden şehitler sayesinde, gaziler sayesinde ayakta kalabildik" dedi.
Küçük: "Varlığımızı sonsuza kadar sürdüreceğiz"
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Hasan Küçük, Yunanistan'ın uyguladığı göçe zorlama, asimilasyon politikaları ve sistematik baskıların 1980'li yıllara kadar artarak sürdüğünü ifade etti. 1983 yılından sonra bu baskıların sertliğinin üst safhaya çıktığını söyleyen Küçük, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurulmasına takiben intikam almak isteyen Yunanlar tarafından fatura Batı Trakya Türklerine kesilmiştir. 1983 yılına gelindiğinde isminde 'Türk' kelimesi bulunan sivil toplum örgütlerinin kapatılması konusuna resmi makamlarca kararlar verilmiş, bu kararlar istikametinde ve hukuk mücadelemiz sonucunda Yunan Yüksek Yargısına giden davalar maalesef çok acı bir gerekçe ile sonuçlanmıştır. Bu gerekçe de 'Batı Trakya'da Türk yoktur' demektir. Yunan yargısı bizi her ne zaman yok saysa da varlığımızı sonsuza kadar sürdüreceğiz. Toplumun önde gelenleri bir araya gelerek bunun kabul edilemez olduğunu, bu baskılara boyun eğilmeyeceğini, var olan Türk azınlığın kimliğinin inkar edilmeyeceğini belirterek, ocak ayı sonunda bir protesto yürüyüşü yapma kararı almıştır. Bu karar neticesinde 29 Ocak günü tüm baskılara rağmen, tüm engellemelere rağmen 20 bini aşkın Batı Trakya Türkü Gümülcine meydanına yürüyerek 'Biz Türk'üz, Batı Trakya'da varız, biz Batı Trakya'da yaşıyoruz' diyerek haykırmışlardır" şeklinde konuştu.
"Maalesef Türk kanı akıtılmıştır"
29 Ocak 1988'de dik duruş sergilendiğini kaydeden Küçük, "Bizler 29 Ocak'ı ifade ederken 1988 yılında bir dik duruşun varoluş mücadelesinin sesinin yükseldiği günün iki sene sonrasında anma töreni yapılmak istenmiş, bir mevlit okutulmak istenmiş ancak Yunan basını ve kilise idaresi ile Türklere saldırı imkanı sağlanmış ve bunun için ortam hazırlanmış. Bu olaylar neticesinde Türk dükkanları yağmalanmış, talan edilmiş, Türkler yaralanmış ve maalesef Türk kanı akıtılmıştır. Batı Trakya Türkleri Gümülcine'de en büyük mezalimi yaşamıştır" diye konuştu.
Programın ardından salondan çıkış yapan katılımcılar, Fevziye Cami arkasında bulunan Milli Kimlik ve Direniş Anıtı'na yürüdü. Soğuğa aldırış etmeyen Batı Trakya Türkleri ve protokol üyeleri, ellerinde bayraklarıyla yürüdükten sonra karanfil bıraktı.