Gündem

Binanın uzun süre ayakta kalmasının anahtarı

Enerjiyi sanılanın aksine son yıllarda sanayide değil, konutlarda harcanmasıyla, evlerde yalıtım zorunluluk haline geldi. Konutlarda yüzde 80 oranında ısıtma ve soğutma amacıyla tüketilen enerjilerle faturalarda artış meydana geliyor. Ayrıca binaların suya ve neme karşı korumak, daha fazla ayakta kalmasını sağlamak için de yalıtım vazgeçilmez oldu.

Binanın uzun süre ayakta kalmasının anahtarı
08-03-2024 14:59

Isı yalıtımıyla tasarruf sağlamak ve binanın daha süre ayakta kalması için çalışmalar yapan VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz, "Enerjiyi ağırlıklı olarak sanayi, konutlar ve ulaşımda harcıyoruz. Özellikle konutlarımızda yüzde 80 oranında ısıtma ve soğutma amaçlı enerjiler tüketiyoruz. Binayı suya ve neme karşı yalıtımla korumak inşa ettiğiniz binalarında daha uzun yıllar ayakta kalmasının anahtarıdır. Depreme karşı dayanılır bina inşa edecekseniz mutlaka su yalıtımı ve ısı yalıtımını yapmanız gerekiyor" dedi.


Enerjiyi sanılanın aksine son yıllarda sanayide değil, konutlarda harcanmasıyla, evlerde yalıtım zorunluluk haline geldi. Konutlarda yüzde 80 oranında ısıtma ve soğutma amacıyla tüketilen enerjilerle faturalarda artış meydana geliyor. Ayrıca binaların suya ve neme karşı korumak, daha fazla ayakta kalmasını sağlamak için de yalıtım vazgeçilmez oldu. Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği iklim değişikliği, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konularını ele aldığı Anadolu Buluşmaları toplantılarının 35’incisini Dalmaçyalı sponsorluğunda Kocaeli’de gerçekleştirdi. "Yapmış olduğumuz ısı yalıtımı ile neredeyse 32 milyon tonun üzerinde karbondioksit sera gazı salınımını da engellemiş oluyoruz"


Dünyanın merkezinde iklim krizi ve sürdürülebilirlik konuları olduğunu söyleyen Dalmaçyalı yalıtım grubu Marka Müdürü Özmert Baysaling, "Enerjiyi en verimli kullanmanın yolunun başı ısı yalıtımı geliyor. 20 yılı aşkındır bu konuda birçok çalışmalar yürütüyoruz ki tüketicilerimizi bilinçlendirelim. Yaptığımız buluşmalarla bilinç seviyesini üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz. Fakat bütün bu çalışmalara rağmen ülkemiz hala yüzde 70 ısı yalıtımsız bina stoku bulunuyor. Yüzde 30 ısı yalıtım stok için kendimize de pay çıkarıyoruz çünkü çok büyük emekler, destekler veriyoruz. 20 yıl içerisinde 10 milyonun üzerinde hane halkına ısı yalıtımı ile verimli ve sağlıklı yaşam alanları oluşturduk. Tabii ki ısı yalıtımın hem çevreye hem de ekonomiye olumlu etkileri var. Bugüne kadar yapmış olduğumuz ısı yalıtımı ile neredeyse 32 milyon tonun üzerinde karbondioksit sera gazı salınımını da engellemiş oluyoruz. Aynı zamanda bilimsel araştırmalar da yapıyoruz. Isı yalıtımına hem insan sağlığına etkisi hem de enerji verimliliğini ortaya çıkarmak adına yaptığımız çalışmalarda da doğru ısı yalıtım kalınlıkları ile birlikte yüzde 60’a varan oranda da enerji tasarrufu sağlandığını görmüş bulunuyoruz. Tabii ki daha az enerji tüketirsek daha az yakıt tüketeceğimizden iklim krizi yolunda da önemli bir katkı sağlamış olacağız" diye konuştu. "Yalıtım sayesinde ciddi anlamda faturanın düşmesi söz konusu"


Ekonomi Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar ise "En ucuz enerji kullanmadığımız enerji. Yalıtım sayesinde ciddi anlamda faturanın düşmesi söz konusu. Özellikle binalarda temelde doğru yalıtım malzemeleri kullanıldığında binalarda korozyonu önlüyor. O da binaların depreme karşı dayanıklılığını sağlıyor” şeklinde konuştu. "Avrupa’da pazardaki yerimizi korumak için yeşil dönüşümü gerçekleştirmek zorunluluk haline geldi"


Sanayideki sürdürülebilirlik konusuna değinen ReDis Innovation kurucu ve yöneticisi Selin Arslanhan, “Ben sürdürülebilirlikten ziyade daha da somutlaştırıp yeşil dönüşüm, yeşil ekonomi demeyi seviyorum. Yeşil ekonomi demek aslında değer zincirlerinin ham maddeden lojistiğe, son ürüne kadar yeşile dönebilmesi demek. Yenilenebilir enerji kısıntında konuşunca alternatif enerji kaynaklarının, yenilenebilir enerji kaynaklarının mevcut sisteme entegre edilmesi anlamına geliyor. Yeşile dönme işlerinin verimliliğe ve sektörlerin şirketlerin büyümesine de olumlu yansıdığını sahada artık rakamlarla görebilir hale geldik. Avrupa pazarı birçok şirketimiz için hala vazgeçilmez, Türkiye için de vazgeçilmez. Avrupa’da pazardaki yerimizi korumak, fırsat alanlarından faydalanabilmek için bir şekilde yeşil dönüşümü gerçekleştirmek zorunluluk haline geldi. Sürdürülebilirlik ekonomiyle, şirketlerin ticaret yapısıyla, yatırımlarla, doğrudan ilişkili ve karlarına, rekabet güçlerine doğrudan etki eden bir hale geldi" ifadelerini kullandı. "Özellikle konutlarımızda yüzde 80 oranında ısıtma ve soğutma amaçlı enerjiler tüketiyoruz"


Yapılardaki enerji tasarrufu konusunda konuşan VERİMDER Dernek Başkanı Çağdaş Korkmaz, "Enerjiyi ağırlıklı olarak sanayi, konutlar ve ulaşımda harcıyoruz. Ama sanılanın aksine son yıllarda enerjiyi daha fazla sanayide değil konutlarda tüketiyoruz. Bu anlamda da özellikle konutlarımızda yüzde 80 oranında ısıtma ve soğutma amaçlı enerjiler tüketiyoruz. Bunların çoğu ne yazık ki fosil yakıtlar. Bunların çoğunu da yüzde 70’ine yakınını ne yazık ki dışarı ithal ediyoruz. Bu yönde de cari açığa, ekonomiye etkisi, enerji maliyetlerinin artması, jeopolitik konumumuz gereği savaşların etkileriyle enerjiye ulaşmanın zorlandığı dönemden geçiyoruz. O yüzden de enerjiyi tasarruflu harcamak zorundayız. Son verilere göre 30 milyona yakın konuta sahibiz. Bu konutların 2000 bin yılından bu yana tamamını enerji verimliliği imal etmiş olduğumuzu kabul etsek dahi yüzde 70’e yakın konutumuzun enerji verimsiz imal edildiğini biliyoruz" dedi. "Binayı suya ve neme karşı yalıtımla korumak inşa ettiğiniz binalarında daha uzun yıllar ayakta kalmasının anahtarıdır"


Yalıtımın bina dayanıklılığına karşı etkisinden bahseden Korkmaz, "Depreme karşı da yalıtım uygulamalarının önemini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Özellikle 2017 yılından bu yana ülkemizde yeni binalarda suya karşı yalıtım uygulamaları yasalda zorunluluk hale geldi. Mutlaka zemin etütleri, zemin kaynaklı ve yapısal anlamda yapıyı etkileyecek suyu uzaklaştırabilecek etkileri ortadan kaldıracak su yalıtımı. Binayı suya ve neme karşı yalıtımla korumak inşa ettiğiniz binalarında daha uzun yıllar ayakta kalmasının anahtarıdır. Depreme karşı dayanılır bina inşa edecekseniz mutlaka su yalıtımı ve ısı yalıtımını yapmanız gerekiyor" diye konuştu. "Soğutma için harcadığımız enerji, ısıtma iççin harcadığımız enerjinin 2 katından fazladır"


Soğutmak için enerjinin daha fazla harcandığını belirten Korkmaz, "Soğutma için harcadığımız enerji, ısıtma iççin harcadığımız enerjinin 2 katından fazladır. Bu çok önemli bir durum. Gerek sıcak iklimlerde gerek soğuk iklimlerde kentsel dönüşüm veya mevcut binalarda mutlaka enerji verimliliği uygulamaları, başta ısı yalıtımı olmak üzere devreye girmesi gerekiyor. Biz özellikle enerjisini artık türeten değil, enerjisini üreten binalara doğru yol almamız gerekiyor. Ülkemiz içinde bulunduğu durumu, ekonomik anlamdaki gelişimini, refahını, özgürlüğümüzü enerjimiz yönünden de bağımsızlığımızı ne kadar elde edebilirsek o kadar hızlı bir şekilde elde edilir. VERİMDER olarak 2018 yılından beri enerji verimliliği alanında, tasarruf alanında çalışmalar yapıyoruz" şeklinde konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER