Haber7 - Özel - Ramazan Dengiz
600 Konutlar... Birbirine kenetlenmiş onlarca insan... Çoğunun hikayesi aynı... Şimdilik sevdiklerinden yüzlerce kilometre uzaktalar... Fakat enkaz altında kurtarılmayı bekleyenlerden ötürü artık bunun bir önemi yok... Hava soğuk mu soğuk... Ama içeriden gelecek umut dolu bir haber bu havayı dağıtabilir... Böyle anlarda ısınıyor bu insanlar... İçleri kaynıyor... İşte Ali gibiler hep böyle anlarda ses veriyor.
KahramanmaraÅŸ'ta 6 Åžubat günü meydana gelen iki bağımsız deprem, ülkemizin güneyinde ve doÄŸusunda yaÅŸayan milyonlarca insanımızın hayatını yakıcı bir ÅŸekilde etkiledi. Afette binlerce kiÅŸi hayatını kaybederken on binlercesi yaralandı. Geride kalanların yüreÄŸinde bir daha hiç kapanmayacak yaralar açıldı.Â
Arama kurtarma ekiplerinin kılı kırk yaran çalışmalarıysa gece gündüz nedir bilmeksizin hep devam etti. Harcanan tüm emekler, uykusuz kalınan her saat ve çekilen onca çile tek bir yaşam emaresine rastlayabilmek içindi. Umutların bitme tükenme noktasına geldiği anlarda ise, gözleri yeşertecek gelişmelere, dakikalara tanıklık olundu.
Haber7 ekibi, deprem faciasının üçüncü gününde Hatay merkezindeydi. Ä°lk günü Çukurova'da, ikinci günü Ä°skenderun'da geçiren ekibin yolculuÄŸu üçüncü gününde merkez ilçe olarak da bilinen Antakya'da geçti. SavaÅŸ sahnelerini aratmayan, hatta çoÄŸu savaÅŸ enkazından daha kötü durumda bulunan 600 Konutlar buradaydı.Â
Haber7'ye konuşan kaynaklar, 600 Konutlar'ın kooperatif usülüyle, birbirine kenetlenmiş onlarca insanın emeğiyle inşa edildiğini ve yerleşkenin 25 yıllık olduğunu, 55-60 arası binanın yer aldığını aktardı. Toplam daire sayısı da 600'dü. Fakat depremden sonra sadece 2 bina ayakta kalmıştı. Bu yapılar da depremden 5 yıl önce inşa edilmiş yeni yerleşkelerdi. Özellikle Elbistan üslü deprem, 600 Konutlar'ı tarumar etmişti. Bölgenin altyapısı büyük ölçüde hasar almış, kooperatifin inşa ettiği caminin minaresi devrilmiş, parklar enkaz altında kalmış ve bağlantı yollarının önemli bir bölümü kapanmıştı.
Arama kurtarma ekiplerinin kullandığı yollar ise büyük tehlike arz ediyordu. Ağır hasar almış, neredeyse yıkılmış yapıtlar hala kullanılan bu yollara devrilebilirdi. Fakat enkazın altındakilere ulaşabilmek için ekipler çoğu zaman bu yollarda çalışıyordu. Başka şehirlerden gelip hiç tanımadığı insanların hayatlarına dokunmak, onları kurtarmak isteyen insanların, ölümün hemen kıyısında, ne kahramanlıkla mücadele ettiğine birden fazla defa şahit olduk. İşte Ali'nin yaşam öyküsünde de böyle bir kahramanlık vardı.
600 Konutlar Salih Nimet Camii'nin hemen karşısında Ali'nin ve ailesinin oturduÄŸu apartman vardı. Daireyle cami arasında küçük bir parktan baÅŸka bir ÅŸey yoktu. Ali'nin bir abisi, bir de ablası vardı. Bölgedeki kısıtlı kaynaklardan ötürü Ali'nin ebeveynlerinin bilgilerine ulaÅŸamadık. Fakat ablası enkazın ilk saatlerinde kurtulmuÅŸtu. Ali de abisi Hasan'la aynı odadaydı. Pazar gecesi, Ali ile Hasan'ın birlikte uyuduÄŸu son geceydi. Ali çarÅŸamba akÅŸamı kurtarıldığında abisi Hasan'ı bir daha görmemek üzere geride bırakacaktı.Â
Ekipler 65 saat boyunca bu enkazın üzerindeydi. Nöbet sistemiyle çalıştılar. Sivas'tan, Aksaray'dan, Konya'dan, Ä°stanbul'dan, Ankara'dan ve daha nice ÅŸehirden ekipler Ali'yi saÄŸ olarak kurtarabilmek için gecelerini gündüzlerine kattı. Enkazın hemen önündeki taÅŸlık alana serilmiÅŸ bir ÅŸilte, üzerinde bir battaniye ve yorganın altına sığınmış baÅŸka ÅŸehirden ekipler. Bu insanlar pazar gününe kadar birbirlerini hiç tanımıyordu. Fakat ÅŸimdi aynı zorluklara katlanıyorlar, aynı tastan, aynı bardaktan su içiyorlar, aynı yorganın altında uyuyorlardı.Â
ÇarÅŸamba gününe gelindiÄŸinde ekiplerin çalışmaları sona yaklaÅŸmış, artık Ali'yle aralarında bir duvar kalmıştı. Sonradan öğrenecektik... Ali'nin odasında üç yatak varmış... Deprem anında bu yataklardan biri Ali'nin üzerine düşmüş... Ve bu yatak, 15 yaşındaki çocuÄŸa yaÅŸam koridoru olmuÅŸtu... GüneÅŸ çekildiÄŸinde, karanlık tekrar bastırdığında ekipler Ali'yle aralarındaki duvarı aÅŸmayı baÅŸardı. Hemen akabinde SaÄŸlık Bakanlığı'na baÄŸlı UMKE ekipleri koca bir sırt çantasıyla çalışmalara katıldılar. İçeride, Ali'nin hemen başındaki doktor serum istemiÅŸti. HemÅŸireler hemen serumu hazırlayıp Ali'ye gönderdiler. Ä°lk müdahalelerde Ali'nin saÄŸlık durumunun iyi olduÄŸu söylendi. Enkaz altındaki doktor ilk baÅŸta mat istedi. Hemen mat seferberliÄŸi baÅŸladı. Ali'nin herhangi bir almaması için mata ihtiyaç vardı. Enkaz üzerindeki askerler matı saniyeler içerisinde temin edip doktora ulaÅŸtırmıştı. Ali ise baÅŸucundaki doktordan çikolata istedi. Ä°lk isteÄŸi bu oldu. Arama kurtarma ekipleri "Çikolata var mı?" diye bağırdıktan sonra oluÅŸan seferberliÄŸi tarif etmeye hiçbir kelime yetmez. Sahadan onlarca çikolata toplandı. Ä°ÅŸte Ali'nin ilk isteÄŸi böyle yanıt buldu.Â
Devam eden dakikalarda gergin bekleyiş sürdü. Saatler 19.00 gördüğünde bölgeye Haber7 dışında İhlas Haber Ajansı ekibi de varmıştı. Kameraman Ahmet ve bir muhabir... Ahmet, hem İdlib hem de Hatay ekibindendi. 6 kişilik bir ekipleri vardı. Hatta pazar günü ekipçe Hatayspor'un maçındaydılar. O gece Reyhanlı'ya dönecek Ahmet'e şefi telkinde bulunmuş. "Bu gece ofiste kal" demiş. Ahmet ise gecenin bir vakti Reyhanlı'ya dönmüş. "Bilmiyordum" diyor Ahmet... "O gün o ofiste uyusaydım ben de ölecektim" diyor. 6 kişilik ekipten 3'ü Hakk'a yürümüş. "Reyhanlı iyi durumdaydı" diyor. Bunları derken gözleri kan çanağı... Kaç saat uyumadı... Kaç saattir yurt olarak bildiği Hatay'daydı... Sırtında bir çanta, elinde kamera, şimdi o da Ali'nin kurtarılacağı anı bekliyordu. "Bu mucize... 65 saat sonra kurtarılacak" diyordu.
Derken arama kurtarma ekipleri Ali'nin çıkarılacağı alana geniÅŸ bir koridor kurulmasını istedi. Merdivenden tutun da ön sıradaki kimselerin boy uzunluÄŸuna, merdiven üstünden sedyeyi karşılayacak ilk kiÅŸiye ve o an için zemin durumuna dahi dikkat edilmiÅŸti. "Geliyor" diye bağırdı ekipler... Sonrası duygu karmaÅŸası... Lakin son ana kadar dikkati elden bırakmadılar... "Buradasın Ali", "Ä°yi ki varsın Ali", "Yanındayız Ali" sesleri 600 Konutlar'daki kara bulutları yarıyordu. Altyapısı çökmüş, yolları ağır hasar almış, hala tehlike barındıran bu yerde onlarca insan Ali için seferber olmuÅŸtu. Onun peÅŸindeydiler. Önce sahra hastanesi önünde duruldu. Ä°lk kontroller yapıldı. Kapıda Ali'nin kuzeni olduÄŸunu öğrendiÄŸimiz bir kızcağız hüngür hüngür aÄŸlamaktaydı. Arama kurtarma ekiplerine teÅŸekkür üstüne teÅŸekkür ediyordu. Arama ekibinden bu kiÅŸi, minnetle yanına gelen depremzedeyi kızıymışçasına sarıp sarmaladı. GözyaÅŸlarına boÄŸuldu insanlar...Â
Ambulans sirenleri akşamın karanlığını yardığında bölgeden hüzün ve sevinç aynı anda ayrılıyordu. 15 yaşındaki Ali ambulansta, abisi Hasan arkada... Ali enkazdan ayrıldığında abisinin durumundan habersizdi. Belki bir süre daha olmayacak... Fakat her "Hasan" diye seslenildiğinde arama kurtarma ekiplerinin yüzünü aynı duygu kaplıyordu. Hasan, 21 yaşındayken Hakk'a yürümüştü. Hıçkıra hıçkıra ağlayan insanlar... Soğuk mu soğuk hava... Ambulansın hemen arkasında, soğuktan burunları dahi kızarmış insanların yüzleri azıcık olsun sıcaklığı hissettiyse, bunun kaynağı gözyaşlarıydı... Çok daha sıcak aktı böylesi günlerde gözyaşları... Herkes gitsin... Bu kara bulutlar dağılsın... Hatay yeniden yeşersin... Sen sağlığına kavuş... En son sen ağlayacaksın Ali... Bu gözyaşları senin de yanaklarından süzülecek...