Bitlis’te 5 hafta önce köpeğin saldırısına uğrayan ve ailelerine köpek tarafından ısırıldığını söylemeyen çocuklardan birinde kuduz belirtileri ortaya çıktığı açıklandı.
Bitlis’te 5 hafta önce köpek saldırısına uğrayan ve ailesine bisikletten düştüğünü söyleyen Mustafa E., köpeğin ısırdığı kolunun uyuşması nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Burada kuduz hastalığı şüphesiyle tedaviye alınan Mustafa E’nin yaşadığı Göldüzü köyünde de Sağlık Bakanlığı ekiplerince inceleme başlatıldı. Yapılan incelemelerde kuduz olduğundan şüphelenilen Polat E. (9) de önlem amaçlı tedavi altına alındı. Çocuklar burada ilk doz kuduz aşılarını olduktan sonra Ankara’daki Hacettepe Tıp Fakültesi’ne sevk edildi. Yapılan tetkiklerde 10 yaşındaki Mustafa E.’ye kuduz teşhisi konuldu. Tedavi altına alınan Mustafa E.’nin sağlık durumu ciddiyetini korurken, Polat E.’nin ise kuduz olmadığı anlaşıldı.
Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz, Hasan Doğramacı Çocuk Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Serap Sivri ve Sağlık Hizmetleri Birimi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Necla Özer, çocukların sağlık durumuna ilişkin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz, Mustafa E.’nin sağlık durumunun ciddi olduğunu ve yoğun bakımda tedavi gördüğünü belirterek, "19 Ekim’de köpeğin ısırdığı sağ kolunda uyuşma başlamış. Bitlis’te, Adilcevaz’da doktora götürülmüş. Burada kuduz aşısının ilk dozu yapıldıktan sonra uyuşukluk artınca gözlem altında tutulurken sudan korktuğu ve titremelerinin arttığı belirlenerek bizimle ilişki kuruldu ve hastayı sevk ettik. Çocuk buraya geldiğinde bilinci açıktı, belirtilerini bize kendisi söyledi. Kolunda uyuşma olduğunu, karnının ağrıdığını, sudan korktuğunu söyledi” diye konuştu. “İlk iki tetkiki serum, saç örneği ve tükürük örneği negatif geldi, 3’üncü tetkikte tükürük örneğinden kuduz virüsü tespit edildi”
Muayene bulguları normalken birkaç saat içinde hırçın, anlamsız davranışların görülmesi, kollarını kasması gibi bazı davranışlar ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Cengiz, hastanın yoğun bakım ünitesine alındığını ifade etti. Prof. Dr. Cengiz, hastanın geldiğinde kuduz hastalığı bulguları taşıdığını fakat bunu kesinleştirmek için tetkikler yapıldığını söyleyerek, “Bu tetkikleri Ankara Etlik Veteriner Araştırma Merkezi’ne gönderdik. İlk iki tetkiki serum, saç örneği ve tükürük örneği negatif geldi. 3’üncü tetkikte tükürük örneğinden kuduz virüsü tespit edildi. Çok yorulmaması ve kendine zarar vermemesi için hasta sakinleştirilerek uyutuldu” şeklinde konuştu. “Polat E. 2 gün içinde taburcu olacak”
Prof. Dr. Cengiz, Polat E.’nin de aynı bölgede yaşadığını, yavru köpeğe taş atması sonucu ısırıldığını belirterek, "Aynı bölgede temaslı Sağlık Bakanlığımızın hasta taraması çalışması sırasında 9 yaşındaki bir erkek çocuğu da 20-25 gün önce bir küçük köpek tarafından ısırıldığını söylemiş. Yalnız bu çocuk küçük bir köpeğe taş atmış ve köpek tarafından ısırılmış. O çocuğun da ailesinin haberi olmamış. Sağlık Bakanlığı’nın çalışması esnasında çocuk ısırıldığını ve kaşıntısı olduğunu belirtmiş. Hasta kuduz aşısının ilk dozunu olarak hastanemize sevk edildi” dedi.
Çocuğu ısıran köpeğin ısırdıktan 10 sonra canlı olarak bulunduğunu bildiren Cengiz, çocuğun ilk 3 doz aşısını tamamladıklarını ve kuduz tanısının negatif çıktığını belirtti. Cengiz, Polat E.’nin 2 gün içinde taburcu edileceğini açıkladı. “Burada önemli olan ilk temastan sonra yaranın temizliğini yapmak"
Prof. Dr. Cengiz, hayvan tarafından ısırıldıktan sonra hızlı bir şekilde yaranın temizlenmesi gerektiğini belirterek, “Burada önemli olan ilk temastan sonra sağlık kuruluşuna başvurmadan önce yaranın temizliğini yapmak. Çünkü hayvanın tükürüğündeki virüs kas içine bulaştıktan sonra kas içindeki sinirler boyunca ilerleyerek önce omuriliğe, sonra da beyne doğru ilerliyor. Burada yapılacak en önemli şey virüs sinir dokusuna girmeden, orada çoğalmaya başlamadan kuduz virüsünün sinir dokusuna girmesini engellemek. Çok büyük bir yara temizliği yapmak gerekiyor. Akan su altında basınçlı olarak yaranın, çevresinin temizlenmesi gerekiyor. Daha sonra da alkol ve tentürdiyot ile temizliğin tamamlanması gerekiyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Cengiz, erken tanının virüsün yayılmasındaki önemini vurgulayarak aileleri uyardı.