Denizli’de uzun süredir nefes almakta zorlanan ve burnuna devamlı kötü koku gelmesi şikayetiyle gittiği Özel Denizli Cerrahi Hastanesi’nde muayenesi yapılan hastanın burnunda, nadir görülen bir hastalık olan 30 yıllık burun taşı (rinolit) olduğu belirlendi. Denizli’de yaşayan 43 yaşındaki Fatih Ünalan, çocukluktan beri nefes almada zorlanma şikayeti olan ve ilerleyen yaşta da kötü kokunun artması sonucu Özel Denizli Cerrahi Hastanesi’ne gitti. Burada Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Odyoloji Uzmanı Op. Dr. Tuna Kenar tarafından muayenesi yapılan hastanın burnunda, nadir görülen bir hastalık olan burun taşı (rinolit) olduğu saptandı. Kitlenin uzun süredir olmasından kaynaklı sertleştiği görülmesi üzerine ameliyata alınan hasta, başarılı operasyon sonucu rahat nefes almaya başladı. Hastanın tüm şikayetlerinden kurtulduğunu ifade eden Op. Dr. Tuna Kenar, “Hastamız Fatih Ünalan burun tıkanıklığı ve kötü koku nedeniyle bize başvurdu. Hastamızın muayenesini gerçekleştirdiğimizde sol burun boşluğunu tamamen tıkayan beyaz bir kitle saptadık. Kitleye dokunduğumuzda çok sert bir yapısı olduğunu fark ettik ve çok nadir görülen bir hastalık olan burun taşı (rinolit) olduğunu belirledik. Radyolojik görüntülemeler neticesinde burun taşının, burun boşluğunu tamamen kapattığını fark ettik. Hastamızın ifadesinde ise; burun içini ilk defa gördüğünü ve burun taşını görünce şok olduğunu, burun içine bir madde sokmadığını, böyle bir yabancı cismin yaklaşık 30 yıldır olabileceğini belirtti. Hastamızı ameliyata aldık. Ameliyatta kitlenin sert olmasından dolayı diğer dokulara zarar vermemesini sağlamak için parçalayarak çıkardık ve burun boşluğu açıldı. Hastamız ameliyattan sonra artık nefes almakta zorluk çekmediğini ve kötü kokunun gittiğini dile getirdi. Biz de hastamızın bu derecede rahatlamasından çok mutlu olduk” dedi. Burun taşının tedavisi ve tanısı
Burun taşı ile bilgiler veren Dr. Kenar, bu rahatsızlığın yaklaşık on binde bir oranında görüldüğünü belirtti. Burun boşluğunda bulunan bir yabancı cismin (çakıl taşı, meyve çekirdeği, boncuk, düğme, diş, kemik parçası gibi) üzerine kalsiyum ve magnezyum tuzlarının uzun yıllar boyunca birikmesi sonucu “burun taşı” geliştiğini, bazen uzun yıllar geçmesine rağmen belirti vermeyebileceğini ifade etti. Klinik olarak karşılaşılan en sık belirtisinin tek taraflı burun tıkanıklığı ve kötü kokulu burun akıntısı olduğunu, bazen burun kanaması, baş ağrısı, ağız kokusu, burun ve yüzde şişlik de eşlik ettiğini belirten Dr. Kenar; kamera ile (endoskopik) burun içi muayenesi ve burun tomografisi ile tanı konduğunu; tedavide ise burun taşının büyüklüğü, yerleşimi ve etraf dokuya yapışıklık durumuna göre poliklinik veya ameliyathane şartlarında kapalı (endoskopik) burun ameliyatı ile burun taşının çıkarılarak yapıldığının altını çizdi. “Ciğerlerime nefesin gittiğini hissedebiliyorum”
Hasta Ünalan ise rahat nefes aldığını söyleyerek, “Burnumdan nefes alamama şikâyeti ile bir yakınımın tavsiyesi üzerine Dr. Tuna Kenar’a muayeneye geldim. Muayene sonucunda ise burnumda taş olduğunu öğrendim. Dr. Tuna Kenar, taşın alınması gerektiğini yani ameliyat olmamı söyledi. Şu anda ameliyatımı oldum, burnumdan rahatça nefes alabiliyorum, ciğerlerime nefesin gittiğini hissedebiliyorum, rahat uyku uyuyabiliyorum. Tuna Hoca’ma çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.