Vatandaşlar, sosyal medyada düşüncelerini özgürce ifade edebiliyor ancak sosyal medyada anonimlik (isimsizlik) gibi kavramlarla birlikte ciddi suçların işlenmesine de zemin hazırlanıyor. Özellikle son zamanlarda sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen hakaret, tehdit, şantaj ve iftira gibi suçlar artış gösterdi.
Bu durum, hukuk uzmanları tarafından kaygı verici bir gelişme olarak değerlendirilmekte ve toplum düzeninin tehdit altında olduğu vurgusu yapılmakta. Anonim hesapların işlemiş olduğu suçların faillerine ulaşmanın zorluğu, bu sorunların çözümünü daha da karmaşık hale getiriyor.
Bu bağlamda, konuşan Av. Erkin Etike ve Av. Kürşat Ergün sosyal medya platformlarının düzenlenmesi ve kimlik bilgileri doğrultusunda hesapların kontrol altına alınması gerektiği konusunda çağrılar yaptı. Hukukçular, bu düzenlemenin sadece ifade özgürlüğü açısından değil, aynı zamanda toplumsal huzur ve güvenlik açısından da bir gereklilik olduğunu belirtti.
"BİNLERCE SUÇ FAİLİ MEÇHUL KALMAKTA"
“Sosyal medyadaki anonimlik yani isimsizlik ile her gün işlenen binlerce suç faili meçhul kalmaktadır.” diyen Etike şöyle konuştu:
Suçların faillerine ulaşılamamaktadır. Bu suçlar hiç de hafife alınacak suçlar değildir. Bunlar arasında hakaret, tehdit, şantaj, iftira gibi çok ciddi cezaları gerektiren suçlar vardır. Anonim hesapların işledikleri bu suçların faillerine ulaşmaktaki zorluk nedeniyle, her gün daha da artarak suç işleniyor. İnsanlık tarihinin hiç bir döneminde, hiç bir devirde isimsiz kalarak, kimliğini gizleyerek suç işlemek bu kadar kolay olmamıştı.
Artık bu suçların sayısı ve toplumu etkileme düzeyi bu alanın düzenlenmesini gerektirecek noktaya gelmiştir. Dünyanın bütün medeni ülkeleri sosyal medya yoluyla işlenen suçları düzenleme gayreti içerisindedir. Sosyal medyada isimsiz olarak suç işleyen kişiler, kendi kimliklerini gizleyerek, normal hayatta davranmayacakları şekilde davranarak toplum düzenini bozmaya çalışmaktadır.
"İFADE HÜRRİYETİ KİMLİĞİ BELİRLİ BİREYLERE AİT"
“Biz hukukçular sosyal medyadaki isimsizliğin öncelikler sosyal medya şirketleri tarafından önlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü ifade hürriyeti kimliği belirli bireylere ait bir haktır. Kimliği belli olmayan kişiler ifade hürriyetinin sahibi değildir. Sosyal medyadaki isimsizlik kimliği belirli kişilerinde ifade hürriyetini engeller duruma gelmiştir. Kimliği belirli bir kişi bir paylaşım yaptığında, isimsiz hesaplar tarafında yoğun bir etkileşim bombardımana tutulmakta. Asıl ifade hürriyeti bu şekilde engellenmektedir.
"SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ GEREKLİ"
Bizim hukukçular olarak bu alanın düzenlenmesi gerektiği konusundaki görüşümüz ihtiyaca cevap veren, demokratik bir görüştür. Şöyle bir itiraz geliyor; "Beğenmediğiniz hesabı takip etmeyin, engelleyin." Bu haklı bir itiraz değildir. Basın, yayının ortaya çıktığı günden bu yana düzenlenmesi insanlığın gündemine gelmiştir.
Gazeteler, yazılı basın alanı, televizyon, radyo yayıncılığının düzenlendiği gibi, nasıl ki bu alanlarda kimse isimsiz kalarak suç işleme özgürlüğüne sahip değildir, sosyal medyada da bu özgürlük tanınamaz. Gerek ifade özgürlüğü bakımından gerekse basın yayın hürriyeti bakımından bu alanın düzenlenmesi zorunluluktur.
Bu alanla ilgili düzenlemeyi elbette TBMM yapacaktır. Bu alanın ilgili kuruluşu Bilgi Teknolojileri Kurumu’dur. Yapılması gereken düzenleme kayıtlı olamayan ve kimliği tespit edilemeyen kişilerin paylaşım yapma imkanı engellenmeli, sadece takip yapma imkanı tanınmalı. Sosyal medya şirketlerine bu yeni sisteme uyum sağlaması için belirli bir süre tanınmalı. O sürenin sonunda uyum sağlamayan şirketler ile ilgili çeşitli erişim yaptırımlarına başvurulmalı.
Artık sosyal medyadaki anonimlik demokratik toplum düzenini tehdit etmektedir. Daha demokratik, çok sesli sosyal medya için trol, bot hesaplar engellenmeli ve gerçek bireylerin ifade özgürlüğü için önlemler alınmalı.
"FİRMALAR TÜRK KANUNLARINA UYMAK ZORUNDA"
“Önemli olan hesaplar üzerinden hangi faaliyetlerin yapılıyor olduğu. Sosyal medya şirketleri Türk kanunlarına, mevzuatına uymak zorundadır.” diyen Bilişim Hukuku Avukatı Kürşat Ergün ise şöyle konuştu:
Türkiye’de belirli gruplar binlerin üzerinde hesaplar açtırıp, kendi amaçları doğrultusunda kullanıp, kamuoyunda belirli konularda algı yaratıyorlar. Bu bazen kamu düzenine yönelik doğrudan faaliyetler olduğu gibi, ticari faaliyetler de oluyor. Kişilerin doğrudan saygınlığını da hedef gösteriyorlar. Belirli kişiler, siyasi görüşler üzerine algı yaratılıyor. Hatta devletin çalışma alanları hakkında manipülasyonlar oluşturuluyor.
Bu hesapların önüne geçilebilmesi için hangi IP’den yapıldığı tespit ediliyor olması lazım. Bu tespitte ancak ilgili sosyal medya firmalarıyla yapılan diyaloglarla olur. 5651 sayılı yasa kapsamında sosyal medya firmalarının Türkiye’de temsilcilik açmasına yönelik bir düzenleme yapıldı.
Temsilcilik açılmasıyla beraber buradaki amaç; gerek idari, gerekse yargı merciileri arasında bir muhataplık oluşturma çabasıydı. Bu firmaların birçoğunun merkezi Amerika’da. Dolayısıyla diyalog sağlama açısından zorluk yaşanıyordu. Özellikle savcılıklardan, mahkemelerden gelen tebligatların müzakerelerinde. Bu neden suç içerikli hesaplarla ilgili bilgileri temin edelim diye temsilcilik açıldı.
Ne yazık ki son dönemlerde de gördüğümüz üzere bu firmaların temsilcilikleri göstermelik olarak açık olsa da, pratikte bu muhataplık sağlanamadı. Türkiye’nin doğrudan birliğine, bütünlüğüne, kamu düzenine karşı; hatta anarşizm, terörizm yapan hesapların dahi IP bilgileri verilmiyor.
Instagram, Discord olayları gibi erişim engelleme gibi tedbirler alınmak zorunda kalınıyor. AB'ye üye ülkelerin veya ABD gibi ülkelerin nasıl kanununa uymakla yükümlü hissediyorlarsa, Türk kanunlarına, mevzuatına da uymak zorundalar. Türkiye bunlar için büyük bir pazar.
Kanunlarımıza, hukukumuza, idari mercilerin kararlarına uygun davranmak zorundalar. Aksi halde zaten yasamızda düzenlendiği üzere erişim engellenmek zorundadır. Bunlar ise iş birliğine yanaşma konusunda hala zorluk yaşatıyorlar.
‘DEVLETİN YAPTIRIM GÜCÜYLE ÇÖZÜLÜR’
Kanunları şirketlere uygulatma konusu yaptırımlarla alakalı. İnternet özgür bir ortam diyenler var ama başkasının özgürlük alanıyla sınırlıdır. Sınırsız özgürlük gibi bir kavram yoktur. İnternet üzerinde birileri mağdur oluyor ise mahkemeye müracaat edip karar çıktığında bile firmalara uygulatamıyorlarsa, firmalar tarafından umursanmıyorlarsa, bu ancak devletin yaptırım gücüyle çözülür.
PKK’dan tutun bin bir çeşit terör örgütleri ve satanist gruplar gibi durumlar hakkında sıkı tedbirler alınabilmesi için kanunlar şirketlere uygulatılmalı. Uygulamayana da Türkiye’de faaliyet göstermesine izin verilmemeli. Bununla ilgi yaptırımlar ek düzenlemelerle TBMM’de daha sağlıklı noktaya getirilmeli.
Kaynak: HABER7.COM