Korkusuz yazarı Can Ataklı, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin davanın Suudi Arabistan'a devredildiğini hatırlatarak, "Belli ki Saray, Suudi Arabistan’dan yüklü bir para alacak ve bu nedenle sert bir U dönüşü yaptı" dedi.
Ataklı, yazısının "Ne oldu Suudi Arabistan’a, başına taş mı düştü?" başlıklı bölümünde şu ifadeleri kullandı:
"Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz çok gerilmişti. Öyle ki deneyimli diplomatlar bile “Bu durumun düzeltilmesi çok zor, yıllar alabilir” diyorlardı.
Öyle ya Türkiye’nin en birinci ismi, Suudi Kralı’nın yerine gelecek kişiyi adeta “katil” olarak tanımlamıştı. Erdoğan, Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’na girdikten sonra bir daha çıkmamasını “Öldürüldü, parçalara ayrıldı, sonra yakıldı” iddiasıyla tüm dünyaya anlatmıştı. Elinde ses kayıtları vardı, Kaşıkçı’nın çığlıkları yürekleri paralayacak cinstendi, bunu Erdoğan’ın uzattığı teypten dinleyen başka liderler, dehşete düşüyordu. Suudi Arabistan’dan gelen bir infaz timi elini kolunu sallayarak gümrüklerden geçmiş, iddialara göre cinayeti işledikten sonra yine ellerini kollarını sallayarak ülkelerine dönmüştü. Ne MİT ne Genelkurmay İstihbarat ne polis farkına bile varmamıştı ama adamlar çekip gittikten sonra aslında bütün ayrıntıyı bildikleri çıkmıştı ortaya.
Elden kaçırılmış olan infaz timine dava açılmıştı, Suudiler bu dava ile ilgili bilgileri talep ediyordu ama Erdoğan “Yok öyle yağma, verelim de hepsini yok edin öyle mi?” diye öfkesini gösteriyordu. Suudi Arabistan da karşı ataklara başlamıştı. Türkiye ile ilişkiler en aza indirildi, ülkede Türk ürünlerine karşı boykot başlatıldı, Hac ve umre ziyaretlerine engel konuldu. Sonra ne olduysa oldu işler değişti birden.
Şimdi Suudi Arabistan Erdoğan’ı üstelik bayram namazını Kabe’de kılmak üzere davet etti, Hac ve Umre ziyaretlerindeki kısıtlamalar kaldırıldı, bu yıl 1 milyon kişilik kota açıldı, Türk mallarına boykot kalktı. Tamam belli ki Saray, Suudi Arabistan’dan yüklü bir para alacak ve bu nedenle sert bir U dönüşü yaptı. İyi de Suudi Arabistan bu işten ne kazanıyor, sadece davadan vazgeçilmiş olması bunca fedakarlık için yeterli midir, onu da bilmek isteriz."