Çin'in Ankara Büyükelçisi Liu Shaobin, İHA muhabirine Türkiye-Çin ilişkilerini, yerli otomobil Togg'u, Ukrayna-Rusya savaşını ve Çin'in Tayvan politikasını değerlendirdi. Büyükelçi Shaobin, Türkiye ve Çin'in uluslararası adaleti sağlama konusunda sorumluluk üstlendiğini belirterek, “Bu yüzden hem Çin-Türkiye stratejik iş birliği ilişkilerini daha da ilerletmek hem de küresel barışı korumak adına iki ülke daha fazla sorumluluk üstleniyor. Birlikte çaba gösterebiliriz. Bence bu ikili ilişkileri daha da derinleştirmek için birkaç konu çok önemlidir. Birincisi karşılıklı siyasi güvenliği artırmalıyız. İkili ilişkilerimizin siyasi temelini daha sağlam bir şekilde güçlendirmeliyiz. Çin tarafı daima Türkiye'nin kendi güvenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü korumakla ilgili çabalarını destekliyor. Türkiye'nin kendi ulusal koşuluna uygun olan gelişme yolunu izlemesine destek veriyoruz. Dış güçlerin Türkiye'nin iç işlerine karışmasına karşı çıkıyoruz. Türk tarafı da uzun zamandır 'tek Çin' politikasına bağlılığını korumaktadır. Çin tarafı bunu takdir ediyor. Ümit ederiz ki Türk tarafı da temel çıkarları ve önemli konularda Çin tarafını anlayarak, destek verir. Sincan Uygur Özerk Bölgesi ile ilgili meseleler dahil” diye konuştu.
“Esasında gençler Türkiye ve Çin'in geleceğidir”
Shaobin, iki buçuk yıl önce Türkiye'ye geldiğini ifade ederek, “Fark ettim ki birbirimizi yeterince anlamıyoruz. Karşılıklı anlayışı artırmalıyız. Halkların temaslarını güçlendirmek, karşılıklı anlayışı artırmak ve yanlış anlamaları azaltmak konusunda çok önemlidir. Esasında gençler iki ülkenin geleceğidir. Bu yüzden gençlerin temasları da çok önemlidir. Bu durum stratejik anlam taşıyor. Medyanın temasları da çok önemli” dedi.
“Çin şu anda Türkiye'nin Asya'daki en büyük, dünyada ise en büyük üçüncü ticaret ortağı”
Shaobin, 2015 yılında Çin'in ve Türkiye'nin Kuşak ve Yol Girişimi ve Orta Koridor projelerine dair mutabakat zaptı imzaladığını dile getirerek, “Bu zaptın imzalanması Türkiye ve Çin'in ekonomik iş birliğine yeni bir sayfa açtı. Bir yandan da iki tarafın ticaret hacmi giderek artıyor. Çin şu anda Türkiye'nin Asya'daki en büyük, dünyada ise en büyük üçüncü ticaret ortağı. Çin'in verilerine göre 2022 yılında Çin ve Türkiye'nin mal ticareti hacmi yıllık yüzde 12,8 artışla 38,55 milyar dolara ulaştı. Çin'in Türkiye'deki yatırımları da artarak devam ediyor. 2022 yılının sonuna kadar Çin'in Türkiye'nin sanayisine doğrudan yatırımı 2,4 milyar doları aştı. Toplam yatırımı ise 3,2 milyar doları aştı. Şu anda Türkiye'de binden fazla Çin sermayeli şirket bulunuyor” ifadelerini kullandı.
“Türkiye'nin yerli elektrikli araçlarının daha fazla gelişim elde etmesini memnuniyetle karşılıyoruz”
Büyükelçi Liu Shaobin, Çinli bir şirketin elektrikli araç Togg'un batarya tedarikçisi olduğunu hatırlatarak, “Açıkçası ben tedarikçinin patronuyla da sık sık görüşüyorum. Togg'un Çin-Türkiye ortak girişimi olmasından dolayı görüşüyorum. Türk tarafının tahminine göre Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsü, 10 yılda milli gelire 30 milyar avro, cari açığın azaltılmasına ise 10 milyar avronun üzerinde katkı sağlayacak, istihdama da 7 bin çalışanla destek verecektir. Bu yatırımla Türkiye'nin batarya teknolojilerinde güçlü bir oyuncu olmasını temin edecektir. Biz de Türkiye'nin yerli elektrikli araçlarının daha fazla gelişim elde etmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Biz de ümit ederiz ki Türk tarafı ortak ruhla Çin tarafıyla iş birliği yapabilir” değerlendirmesini yaptı.
“Togg'un resmi olarak pazara girmesinden önce Çin'den ithal edilecek elektrikli otomobillere uygulanan yüzde 40'lık ilave gümrük vergisi Çin tarafını üzdü”
Shaobin, Togg'u henüz sürme şansı bulamadığını aktararak, “Büyükelçiliğin karşısında AVM var. Onun zemin katında bir Togg var. Orada gördüm. Bu vesileyle Çin tarafını üzen bir şeyden bahsetmek istiyorum. Togg'un resmi olarak pazara girmesinden önce bu yıl 3 Mart'ta Türkiye bir karar aldı. Karara göre Çin'den ithal edilecek elektrikli otomobillere uygulanan ilave gümrük vergisi yüzde 40'a çıkarıldı. Çin ve Türkiye, Dünya Ticaret Örgütü'nün iki üyesidir. Türkiye diğer üyelere sadece yüzde 10 ila 20 arasında gümrük vergisi uyguluyor. Herhangi bir tarife uygulamıyor. Bu tür ayrımcı ticari koruma önlemleri iki ülkenin ticaret ortak ruhuna uymuyor” dedi.
“Çin, Ukrayna krizinin oluşturucusu değil”
Ukrayna-Rusya savaşından hiçbir kazanım çıkmayacağını söyleyen Büyükelçi Liu Shaobin, “Yaptırım ve baskı sadece savaşları ve krizleri artıracaktır. Çin, Ukrayna krizinin oluşturucusu değil. Aynı zamanda bunun direkt katılımcısı da değil. Çin tarafı olarak aslında daima savaşı kışkırtmak için bıçaklar vermiyoruz. Daima uluslararası adaleti korumak için kendi çabalarımızı sunmak istiyoruz. Çin tarafı olarak siyasi çözümle ilgili tavrımızı ortaya koyduk” dedi.
“Ukrayna krizini kullanarak Tayvan'a silah satmaya çalışıyorlar”
Shaobin, bazı ülkelerin kendi jeopolitik ve siyasi çıkarı için savaşların bitmesini istemediğini ifade ederek, “Bir sürü sahte iddiaları ve haberleri yayınlayarak Çin'i karalamaya çalışıyorlar. Çin şirketlerine haksız olan yaptırımlar uyguluyorlar. Hatta Ukrayna krizini kullanarak Tayvan'a silah satmaya çalışıyorlar. Çin'in iç işlerine karışmaya çalışıyorlar. Zaten herkesin gözü açık. Kimin yanlış, kimin doğru olduğu iyi biliniyor. Çin tarafı, Türkiye dahil uluslararası toplumla birlikte siyasi çözüm için Ukrayna krizini çözmeye yönelik rolünü oynamaya hazırdır. Aynı zamanda biz kararlılıkla ABD'nin hegemonyacılık eylemine karşı çıkıyoruz. Kendi çıkarlarımızı korumak için çaba göstereceğiz” diye konuştu.
Çin'in hiçbir ülkenin dayatmasını kabul etmeyeceğine vurgu yapan Shaobin, Çin'in tarihin doğru tarafında ve müzakerelerin desteklenmesi tarafında kararlı şekilde durmaya devam edeceğini söyledi.
“(Tayvan'a karşı) Asla güç kullanımından vazgeçeceğimize söz vermiyoruz“
Büyükelçi Shaobin, Çin-Tayvan ilişkilerine ilişkin şunları söyledi:
“Tayvan Boğazı'nın iki yakası tamamen birleşmemiş olsa da Çin'in egemenliği ve toprak bütünlüğü hiç bölünmedi ve bölünmesine de hiçbir zaman izin verilmez. Tayvan, Çin topraklarının bir parçası. Değişmedi ve değişmesine izin verilmez. Tayvan Boğazı'ndaki mevcut gergin durum, mevcut Tayvan yetkililerinin 1992 Mutabakatı'nı kabul etmemesinden kaynaklanıyor. ABD gibi bazı güçlerin Çin'i kontrol etmek için Tayvan'ı alet etmeye çalışması ve Tayvan'ın bağımsızlık yanlılarının bağımsızlık arayışında ABD'ne dayanması ve güvenmesinden kaynaklanıyor. Aslında onların davranışları, tek Çin politikasının içini boşaltmaya çalışıyor. Onların bu davranışları Tayvan Boğazı'ndaki mevcut durumu bozuyor. Tayvan Boğazı'ndaki gerginliğin temel nedenidir. Tayvan'ın sözde bağımsızlık eylemi, Tayvan Boğazı'nın barış ve istikrarıyla bağdaşmaz. Boğazda ve bölgede barış ve huzuru korumak için Tayvan'ın bağımsızlığına ve dış müdahaleye karşı net bir tavır almalıyız. Tayvan meselesi tamamen Çin'in iç işleridir. Çin'in en önemli temel çıkarıdır. Çin'in aşılmayan kırmızı çizgisidir. Tayvan, Çin'in Tayvanı'dır. Tayvan meselesini çözmek Çin halkının kendi işidir. Çin halkının kararına bağlıdır. En büyük samimiyet ve en güçlü çabalarla barışçıl yeniden birleşme olasılığı için çaba gösteriyoruz. Asla güç kullanımından vazgeçeceğimize ve tüm önlemleri alma seçeneğini saklı tutacağımıza söz vermiyoruz.”
“Avrupa Birliği tek Çin politikasına bağlı kalabilir”
Shaobin, herhangi bir dış gücün Tayvan Boğazı'na savaş gemileri göndererek gücünü göstermesinin Çin'in egemenliğini ve güvenliğini tehlikeye atan ve bölgesel barış ve istikrarını baltalayan bir eylem sayıldığını belirterek, Çin tarafının buna kararlılıkla karşı çıktığını ve bu yüzden Avrupa Birliği'nin tek Çin politikasına bağlı kalabileceğine dikkati çekti.
Mevlüt İşli - İbrahim Çakmak - Mustafa Cenik