İslahiye ilçesi Cevdetpaşa Mahallesi'ndeki 5 katlı Erdoğanlar Apartmanı'nın 4. katında hamile eşi ve 2 çocuğu ve kayınvalidesi ile birlikte yaşayan Resul Kurt, Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğündeki depreme evinde yakalandı. Deprem öncesinde ayakta bulunan eşi, namaza kalkan kayınvalidesi ve kendisinin ayrı odalarda bulunduğunu anlatan Resul Kurt, evin kasan ve açılmayan kapıları nedeniyle ailesiyle içeride mahsur kaldı. Büyük hasar alan evde duvarlar ve eşyalar yıkılırken, camları kırılan Kurt ailesi dehşeti yaşadı. Büyük korku ve panik yaşayarak sık sık çığlıklar atan aile, yaşamdan ümidini keserek çöktükleri buzdolabının yanında ölecekleri anı bekledi. Yaklaşık 5 saat boyunca birbirlerine sarılarak ölümü bekleyen aile, yan dairede kendileri gibi mahsur kalan bir asker ve ailesini kurtarmak için gelen komandolarla umutlandı. 5 kişilik Kurt ailesi ile 4 kişilik asker ailesi, komandoların yürüttüğü yaklaşık 5 saatlik çalışma ile enkaza dönen dairelerin içerisinden sağ salim çıkarıldı. Yaşadıkları dehşeti anlatan Resul Kurt, "Deprem olduğu saatte içerideydik. Sallantının olduğu o anlarda kapılar kilitlendi. Ailem ile içeride mahsur kaldık. İki çocuğum, eşim ve kayınvalidem vardı. Ben ve kızım aynı yatakta yatıyorduk, oğlum ise aynı odada bulunan diğer yatakta uyuyordu. Eşim çamaşır atmak için ayaktaymış, mutfak tarafındaymış, kayınvalidem ise arka taraftaki odada yatıyordu. Deprem olduğunda büyük gürültü ile uyandık. Kalkar kalkmaz duvarların üstümüze geldiğini gördük. İki çocuğumu aldım kapıya yöneldik. Kapıların kilitlendiğini, açılmadığını gördük. O korkuyla bağırdık, çağırdık. Eşimin sesini duydum, yanına geçmek için, balkondan mutfağa açılan kapıyı kırdım. Eşime ulaştık. Diğer taraftan kayınvalidem ayrı odada mahsur kalmıştı. Eşime ulaşınca çocuklarla birlikte mutfak tarafına geçtik. Çocuklarımı buzdolabının yanına oturttum. Kızım kucağımdaydı, oğlum annesiyle birlikte köşeye geçti. Depremi böyle geçirdik" dedi.
Eşiyle helalleşti
Binanın yıkılmadığını ama dairenin içerisindeki bazı kiriş, duvar, eşya ve camların yıkıldığını, enkaz arasında kaldıklarını anlatan Resul Kurt, 5 saat boyunca her an binanın yıkılacağı korkusuyla mahsur kaldıklarını kaydetti. Depremden hemen sonra olan artçı sarsıntılarda ise öleceklerini düşündüklerini ve eşiyle hellalleştiklerini anlatan Resul Kurt, "Artçı sarsıntılardan dolayı, mutfak kolonunun ayrıldığını, yavaş yavaş aşağı indiğini görüyorduk. Bu arada bizim, çocuklarımızın bağrışmaları kavuruyordu. O anda eşim, ‘hakkım sana helal olsun' dedi. Ben de eşime helallik verdim. Küçük 8 yaşındaki kızım, ‘baba biz ölecek miyiz' deyince koptuk artık. Yani sağ çıkamayacağımızı düşündük. Şükürler olsun kurtulduk" ifadelerine yer verdi.
Komandolar kurtardı
Aynı kattaki yan dairede asker komşularının bulunduğunu anlatan Resul Kurt, yan dairedeki 4 kişilik ailenin de kendileri gibi mahsur kaldıklarını kaydetti. Asker ve ailesini kurtarmak için binaya gelen İslahiye Komando Taburu askerlerinin hem kendi ailesini hem de komşu ailesini sağ bir şekilde kurtardığını söyledi. Kurt, "Enkazda sabah saat 09.15'e kadar kurtarılmayı bekledik. Karşı komşum da asker olması nedeniyle onu kurtarmaya gelen arkadaşları ve komandolar, hem arkadaşlarını hem de bizi kurtardı. Çelik kapıları balyozlarla kırdılar, böyle çıktık enkazdan. Depremde bulunduğumuz binadan en son biz çıktık. Ben ve karşı komşumun mahsur kaldığını biliyorum. Diğerleri kendi çabaları ve insanların yardımıyla kurtulmuşlar. Çok şükür can kaybı olmadı. Bizim binada 15 daire var. Yaklaşık 60-70 kişi deprem anında binadaymış. Toplam 9 kişi mahsur kaldık" ifadelerini kullandı.
Kurtarılan hamile eşi doğuma götürüldü
Enkazdan kurtulunca olay yerindeki bir araç ile hamile eşinin Alanya'ya götürüldüğünü anlatan baba Resul Kurt, depremden bir gün sonra eşinin Alanya'daki hastanede doğum yaptığını ve bebeğinin dünyaya geldiğini kaydetti. Kurt, "Biz aşağıya indikten sonra ayaklarımız parçalanmıştı, kesilmişti. Çünkü yerlerde cam eşyaların, kırılan beton ve demir parçaları vardı. Aşağıya indiğimizde bir araç vardı. Eşim ve çocuğumu olay yerinden araçla aldılar, Alanya'ya doğuma götürdüler. Eşim korkudan, yaşadığı travmadan dolayı kendini kasmış. Çocuk da travma geçirmiş. İlk gün kas gevşetici ilaçlar vermişler bir gün sonra doğum gerçekleşti" şeklinde konuştu.
3 gün bebeğini göremedi
Enkazda kalan başka insanlara yardım etmek, yıkılan ev ve iş yerine sahip çıkmak amacıyla deprem bölgesinden ayrılamadığını ifade eden Resul Kurt, doğumdan 3 gün sonra bebeğini görmeye Alanya'ya gidebildiğini kaydetti. Bebeğini gördükten sonra tekrar deprem bölgesine dönen Kurt, her gün büyük hasar gören evinin ve yıkılan iş yerinin enkazı arasında mekik dokuyor.
Telefonla hasret gideriyor
Gece ve gündüz bölgede nöbet tutan Kurt, yaşadığı karışık duygular arasında sık sık eşi Buket ve bebeği Esila ile telefonla görüntülü bir şekilde görüşerek, hasret gideriyor. Bebeğin hem kendileri için hem de hikayeyi duyan depremzedeler için umut olduğunu söyleyen Kurt, "Çocuğumu doğumundan 3 gün sonra görebildim. Yanlarına gidebildim. Bir gün sonra da hastaneden çıkarıp, otele yerleştirdiler. Çok karmaşık duygular yaşadık. Biz olaydan sağ çıkacağımızı düşünmezken, rabbim kucağımıza canlı bir bebek verdi. O anki durumu, tarifi anlatamam. Mutluyuz ama içimiz kan ağlıyor, buruk bir mutluluk" dedi.
Yeniden hayata tutunmak istiyor
Kendisinin erkek kuaförlüğü yaptığını ve bu nedenle gerekli malzemeleri temin ederek, insanların en ihtiyaç duyduğu anlarda mesleğini icra edeceğini de belirten Kurt, sonraki süreçte de ailesini de yanına getirmek istiyor. Çadırda da kalsalar yeniden hayata birlikte tutunmak istediklerini anlatan Kurt, "İslahiye'yi bırakmak istemiyoruz. Bir kiralık ev, konteyner çadır, ne bulursak, uygun bir ortam oluşturduktan sonra ailemi getirmek istiyorum. Yeniden burada hayata tutunmak istiyorum" diye konuştu.