Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından desteklenen ve özellikle de üretici kadın stantları ile tanıştıktan sonra hayatları değişen kadınlardan biri de, 6 Şubat depreminin ardından Mersin’e taşınan Gülay Tatar. Yenişehir’de ‘No 3 Mum Atölyesi’ isimli atölyesinde satışlar yapan ve workshoplar düzenleyen Tatar, kadınların istedikten sonra her şeyi başarabileceklerine en güzel örneklerden birisi oldu.
Aslen Kahramanmaraşlı olan ve bir erkek bir kız ikiz çocukları bulunan Gülay Tatar’ın yürüme engeli de bulunuyor. 7 yaşlarındaki ikizlerinden kızı Ece’nin Cerebral Palsy (CP) rahatsızlığı olduğunu ve konuşamadığını ifade eden Tatar, atölyeden sağladığı geliri aynı zamanda kızının tedavi masrafları için harcıyor. Kahramanmaraş’ta anneannesi ile birlikte yaşayan kızları Ece’ye, Gülay Tatar ve eşi Mersin’den destek veriyor. 6 Şubat depreminin hemen ardından Kahramanmaraş’tan çıkan Gülay Tatar, ilk olarak Kayseri’ye, ardından Ankara’ya ve son olarak da Mersin’e gelerek buraya yerleşti. Mersin’e yerleştikten sonra, Kahramanmaraş’ta depremden önce evinin bir odasında yaptığı mum yapımını atölye açıp sürdürmek isteyen Tatar, Yenişehir Cumhuriyet Mahallesi’nde bir mum atölyesinin sahibi oldu. Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığının özellikle girişimci kadınlara verdiği desteği ve kadınlara uygulanan pozitif ayrımcılığı duyan Tatar, destek için büyükşehir belediyesine başvuruda bulundu ve hızlı bir şekilde üretici kadın stantları ile tanışma fırsatı buldu. "Tüm zorluklara rağmen başarmak isteyen herkesin bir yerden başlayabilir"
Üretici kadın stantları ile tanınırlığının arttığını, kadınlarla birlikte daha iyi işler ürettiklerini ve durumdan duyduğu memnuniyeti aktaran Tatar, tüm zorluklara rağmen, başarmak isteyen herkesin bir yerden başlayabileceğini ifade etti. Tatar, “Biz Kahramanmaraş’tan depremden sonra çıktık. Her yer yıkılmıştı ve biz Kahramanmaraş’ı terk ettik. ‘Tekrar Kahramanmaraş’a döneceğiz’ diye çıkmıştık aslında, ama 3 ay otellerde kaldık. İlk önce Kayseri’ye gittik, sonra Ankara’ya geçtik, en son Mersin’e geldik. Eşimin işinden dolayı da Mersin’e yerleştik” dedi.
Kahramanmaraş’ta yaşarken evinin küçük bir odasını atölyeye çevirdiğini ve orada çalışmalar yaptığını anımsatan Tatar, bazı internet siteleri ile anlaşmalı şekilde ürünler sattığını söyledi. Mersin’e yerleştikten sonra, artı bir kazanca daha çok ihtiyaç duyduklarını aktaran Tatar, “Atölyemizi tuttuk. İlk zamanlar çok satışımız olmadı. Tam vazgeçme aşamasındayken, Vahap Bey’in kadın girişimcilere olan desteğinden bahsettiler” diye konuştu.
Belediye yetkilileriyle, kadın girişimcilere destek konusunda telefonda yaptığı görüşme konusunda bir geri dönüş beklemediğini kaydeden Tatar, “Çünkü ben Kahramanmaraş’tayken de böyle görüşmeler yapmıştım ve bir sonuç alamamıştım. Fakat burada, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığından beni aradılar ve destek konusunda yardımcı olabileceklerini söylediler. Atölyeye geldiler. Burayı ve yaptığımız işleri gördüler. Sonrasında bir anda bir oluşumun içerisinde buldum kendimi” ifadelerini kullandı.
Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde ilk kez katıldığı standın bir AVM olduğunu ve burada çok güzel satışlar yaptığını belirten Tatar, “O ilk stantta çok güzel satışlar ve geri dönüşler aldık. Sonrasında da stantlar devam etti. Orada çok güzel üreticilerle tanıştım. Yani ben bir yerde kendimi çalışıyor gibi hissediyorum şu anda. Bir yerde çalıştığınızda aylık yatacak garantisini biliyorsunuz ya, kendi işinizde öyle değil. Kendimi sanki bir yerde çalışıyormuş, garanti bir param gelecekmiş gibi hissediyorum. Çünkü gerçekten bu olanak bize sağlanıyor” dedi. “Şu anda çok büyük, çok güzel bir ailenin içindeyim”
Kahramanmaraş’tan Mersin’e geldikten sonra başlarda çok yalnız hissettiğini ifade eden Tatar, “O yalnızlık hissi çok kötüydü. Burada tanıdığım kimse yoktu çünkü. Büyükşehir belediyesi bu konuda da beni hiç yalnız bırakmadı. Sonrasında da kadın stantlarında tanıştığım herkes benden telefon numarası, adres istediler ve sürekli yanımdalar. O yalnızlık hissinden kurtuldum. Meral Hanım ile tanıştığımızda ‘Kendinizi yalnız hissetmeyin, biz varız’ demişti. Bunu söylem olarak belki birçok insan söylüyordu, ama dokunaklı ve gözlerinizin içine bakarak söylenmesi çok ayrı. O sıcaklığı ben, belediye ekibinden gelen herkeste de hissettim. Yalnızlığımdan kurtuldum, kendimi güvende hissettim. Bu çok önemli bence. Şu anda çok büyük, çok güzel bir ailenin içindeyim” şeklinde konuştu.
Hem engelli bir birey hem de engelli bir bireyin annesi olduğunu vurgulayan Tatar, “Ben üretmeye devam edeceğim. Bence herkesin de üretmeye devam etmesi gerekiyor. Çünkü bir köşede beklemekle olmuyor, olmamalı da. Herkes her şeyi yaşıyor. Deprem oldu, kıyametler koptu, çok acıydı, çok fazla kayıp verdik ama hayat devam ediyor. Yeni bir güne başladık ve devam etmek zorundayız” dedi.