Türkiye'yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremler, 44 binden fazla kişinin ölümüne on binlerce kişinin de yaralanmasına neden oldu. Depremden en çok hasarı alan şehirlerden Hatay'a da Türkiye'nin dört bir tarafından kurtarma ekipleri sevk edildi. Orman Genel Müdürlüğü tarafından bölgeye gönüllü gönderilen Mersin'in Anamur ilçesinden Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı ekip de ilk günden itibaren yatığı çalışmayla 19 kişiyi sağ kurtardı. 36 saat sonra sağ kurtarılan 88 yaşındaki Ümmühan Kalkan'ın o anki görüntüleri depremin simgesi olmuştu. Ümmühan nine enkazdan çıkar çıkmaz kollarını açarak Kelime-i Şehadet getirip "Yavrularım, çocuklarım" diyerek sarılıp ekibi öpmüştü. Görevini tamamlayan ekip, kurtardığı Ümmühan nineyi yerleştirildiği oğlunun yanında ziyaret etti. O anlarda kollarını açan yavrularım diyerek sarılan ve gözyaşı döken nine, tüm ekibe duygusal anlar yaşattı. Ninenin aynı enkazdan 2 torunu ile kurtulduğu ancak oğlu, gelini ve bir torununu kaybettiği öğrenildi.
"Çocuklarımı düşündüm hiç korkmadım"
Deprem anını anlatan 88 yaşındaki Ümmihan Kalkan,” Ben zelzele oluyor dedim. Ayağa kalktım ama sallanınca hemen yere oturdum. İlk büyük sallandığında tavan üstümüze düştü. Ben onun altında oturdum Allah'ıma dua ettim. Çocuklarımı düşündüm. Ama hiç korkmadım. Sonra çocukların saatini buldum ışıklarını yaktım onla biraz teselli oldum. Sonra Yılmaz oğlumun çorabının tekini buldum ayağıma onu giydim. Sonra battaniyeyi buldum, bana çok faydası oldu. Yastıkları buldum. Uyumaya çalıştım sürekli deprem oluyordu. Daha sonra oğlumun telefonunu buldum, kurcalarken fotoğrafları görüntü açamadım ama onlarla teselli oldum” dedi.
Ormancıların vurduğu balyoz sesini duyduğunu anlatan Kalkan,” Ben bunun altındayım yavrularım dedim. Sedirin köşesini de kırın dedim. Işığınız geldi, değiştim biraz sevindim” diye konuştu.
"O duyguyu izah edemem"
Kurtaran ekipte yer alan Anamur Orman İşletme Müdürü İsmail Gübeş de yaşananları anlattı. Enkaza vardıklarında tavanın bitişmiş vaziyette olduğunu aktaran Gübeş,” Burada sağ yoktur dediler, biz bir umutla kolonun arkasında boşluk olabileceğini hesaplayarak bir tarafını kırdık. Orayı kırınca teyzem zaten ses verdi. Teyze ile konuştuk. Bize kulaklarının ağır işittiğini, bedenen hiç bir sıkıntısının olmadığını söyledi. Bizde bundan güven aldık etrafını boşalttık. Kanepeler vardı çok boşluk yoktu ama yaşam alanını doğurmuş. Oradan çıkardık. Buruk bir sevinç yaşadık. Teyzemizin hiçbir yara almaması ve canlı çıkması izah edilemeyen ağlamaklı bir sevinç vardı. O haliyle teyzemin de bizi kucaklayışı sanki yok dedikleri yerden çıkışını hissetmek anlatılamaz bir duygu. Nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Büyük bir duygu yoğunluğu içerisindeydik. Hem teyzemize sevindik hem de bir felaket vardı. Bunun bir izah şekli yok ağlıyorduk çünkü. O duyguyu izah edemem yani” diyerek yaşananları aktardı.
Olayda annesi sağ kurtulan ancak kardeşi, yengesi ve torununu kaybeden Mehmet Kalkan'da, "O bina 4 katlıydı. En alt katta oturuyorlardı. Annem rahatsızdı onun yanına gitti. Orada depreme yakalandılar. Annem ve 2 yeğenim sağ kurtuldu, yanımdalar. En küçük biraderim ile eşi ve oğlu vefat etti" şeklinde konuştu.
Halil İbrahim Varlı-Hüseyin Yıldız