14 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciasından kurtulanlar o anları anlattı: 40 metre koşabilselerdi kurtulacaklardı
GALERİNİN DEVAMI Mardin illeri arasında 14 kişinin öldüğü anız ile örtü yangınından yara almadan kurtulan vatandaşlar dehşet anlarını anlattı.">Haziran saat 22.15 sıralarında Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı kırsal Köksalan Mahallesi'nde çıkan anız ile örtü yangını, Bağacık ve Yazçiçeği mahalleleri ile Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Yücebağ, Yetkinler ve Şenyuva mahallelerine sıçradı. ">kişi hayatını kaybetti, 78 kişi etkilendi.">Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören Kerime Erdenli ile Dicle Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi gören Fadıl Demir de doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Böylelikle ölü sayısı 14'e yükseldi. Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsilerinin ardından Erdenli'nin cenazesi Çınar ilçesi Yazçiçeği Mahallesi'nde, Demir'in cenazesi ise Mardin'in Mazıdağı ilçesi Yücebağ Mahallesi'nde toprağa verildi.">DEHŞET ANLARINI ANLATTILAR">getiren Şemdin Demir, “Gece saat 22.00 sıralarında Köksalan Mahallesi tarafında yangın çıktığını gördük. Biz de yardıma gidelim diye o mahalleye gittik. O gece bayağı rüzgar vardı. O kadar şiddetliydi ki rüzgar daha artık arpa ve buğdayların yanmasını boş verdik. İnsanlar ve hayvanlar yanmasın diye ekinleri boş verdik. Biz de alevlerin ortasında kalan amca çocuklarım olan çobanları kurtarmaya gittik. Onları kurtarmaya çalışırken rüzgar ters yöne doğrulup yangın aniden bize doğru gelmeye başladı. Alevler saniyede 200 metre ilerliyordu. Hortum alevleri arasına alıp öyle ilerliyordu. Çok şiddetliydi. Yangından kaçarken zaten artık olan oldu. Kimisi kurtuldu kimisi hayatını kaybetti” dedi.">40 METRE KOŞABİLSELERDİ, KURTULACAKLARDI">oğlu Abdurrezak Demir'i (50) alevlerin içerisinde yaralı kurtardıklarını söyleyen Şemdin Demir, “Bizim köyden sadece bir kişi şu an hastanede tedavi görüyor. O da amcamın oğlu. Diğer akrabalarımızın hepsi hayatını kaybetti. Bizim akrabalar Köksalan köyündeki çobanları ve koyunları kurtarmak isterken rüzgarın etkisiyle onlar da alevlerin arasında kaldı. 40 metre kadar daha koşabilseydiler kendilerini soğan tarlasına atıp yanmazlardı. Yangın bir tepeden diğer tepeye sıçrıyordu. Yavaş yavaş gitmiyordu. Rüzgar o kıvılcımları 500 metre ileriye atıyordu. Yangın yaklaşık 20 dakikada her yere yayıldı” ifadelerine yer verdi.">nedeniyle alevlerin sürekli yön değiştirdiğini söyledi. Davut Demir, “Yardım edeyim derken ben alevlerin arasında kalacaktım” diyerek olay gecesini şöyle anlattı:">aşırı bir rüzgar vardı. Düşünün öyle bir rüzgardı ki çocuklarımı düşmesin diye tutuyordum. O gece yıldırımlar Diyarbakır iline bağlı komşu mahallemiz olan Köksalan tarafına düşüyordu. Daha sonra Köksalan köyüne doğru baktığımda gece resmen gündüze dönmüştü. Bizim köydekiler de panik yapmaya başladı. Biz de köylüler olarak o ateşi söndürmek için Köksalan Mahallesi'ne gittik. Biz yardıma gitmesek ateş bizim ekinlere de sıçrar diye gittik. Normalde de hangi köyde anız yangını çıksa yardıma gidiyoruz. Aşırı rüzgar nedeniyle alevler sürekli yön değiştiriyordu. Ben de o anı gördüğümde herkese arabalara binin kaçın dedim. Biz arabaya biner binmez ateş rüzgardan havadan yayılmaya başladı. O esnada bir taksi alevlerin içinde kaldı. Yardım edeyim derken ben alevlerin arasında kalacaktım. Ben de traktöre binip durmadan çıktım alevlerin arasından.”">CESETLERİ ELEKTRİK DİREKLERİNİN ALTINDAYDI">çok insan vardı alevlerin arasında. Tahmin ettik onların hayatını kaybettiğini. Daha sonra dumanların azalmasını bekledik. Dumanın etkisini biraz kaybetmesiyle yanan tarlalarda cesetleri aramaya koyulduk. Arasında az mesafe olan birçok ceset bulduk. Kimisinin cesedi de elektrik direklerinin altındaydı. Onlar da büyük ihtimalle elektrik direğine çıkıp o alevlerin ısısına dayanamayıp düşenlerdir” dedi.">yakın akraba olduğunu ve yan yana gömüldüklerini belirterek, “Yücebağ Mahallesi'nde hayatını kaybeden 9 kişi benim yakın akrabalarımdır. Yaralanan biri de ağabeyimdir. Kendisi şu an Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi görüyor. Ağabeyim Abdurrezak Demir (50), o gece traktör sürerken alevlerin arasında kalıyor. O esnada traktörün kenarlarından alevler kolu, başı, ve karın bölgesine sıçrıyor. Daha sonra alevlerden kendini çıkarıp soğan tarlasına atıyor. Yoksa o da kurtulmazdı” diye konuştu.">
Diyarbakır'ın Çınar ilçesi ile Mardin'in Mazıdağı ilçesi arasındaki bölgede çıkan ve yerleşim yerlerine sıçrayan yangında ölen 14 kişiden Ubeydullah (30) ve yeğeni Abdurrahman Buğdaycı'nın (18) akrabaları Hatip Çelebioğlu, "Ubeydullah, alevlerin arasında kalan koyunları getirmeye çalıştı. Yeğeni Abdurrahman da amcasının tek başına olduğunu söyleyip, onu kurtarmaya gitti. Abdurrahman gitmeye çalışırken diğer kuzenleri onu zar zor tutmuş ve gitmesine engel olmaya çalışmış. Ama o kurtarmaya giderken amcasıyla birlikte yangın içerisinde kaldı ve vefat etti" dedi.
Diyarbakır'ın Çınar ilçesi kırsal Köksalan Mahallesi’nde 20 Haziran gecesi çıkıp, rüzgarın da etkisiyle Mardin’in Mazıdağı ilçesi kırsal Yücebağ ile Yetkinler mahallelerine doğru ilerleyen ve yerleşim yerlerine de sıçrayan yangında; Şehmus Demir, Mazhar Demir, Taliha Demir, Nuri Demir, Rezan Yılmaz, Azad Yılmaz, Resul Yılmaz, Remzi Yılmaz, Abdurrahman Buğdaycı, Ubeydullah Buğdaycı, İsmail Yardımcı, Sinan Deviren, Kerime Erdenli (55) ve Fadıl Demir (57) yaşamını yitirdi, 78 kişi de hastaneye kaldırıldı. 3 kişinin tedavisi sürüyor. Yangında ayrıca 556 küçükbaş öldü, 250 yaralı hayvan da sahiplerinin rızasıyla Et ve Süt Kurumu’na kesime gönderildi. 120 hayvanın ise bölgedeki veterinerler tarafından tedavileri yapıldı. Diyarbakır’da 8 bin 100, Mardin’de ise 7 bin dönüm alanda zarara neden olan yangında, toplam 5 bin 450 dönüm ekili arazi de yandı.
'KAÇMALARINI SÖYLEDİM AMA KAÇAMADILAR'
Yangında Çınar ilçesine bağlı Köksalan köyünde alevlerin arasında kalarak hayatını kaybeden Ubeydullah ve Abdurrahman Buğdaycı’nın akrabası Hatip Çelebioğlu, alevlerin rüzgarla yön değiştirip kuzenlerinin olduğu tarafa yöneldiğini belirterek, "Yangında ölen çoban Ubeydullah ve Abdurrahman Buğdaycı’nın kuzenleriyim. Ben de çobanlık yapıyordum. Gece saat 22.00 sıralarında karşı mahalle olan Yazçiçeği köyünden rüzgardan dolayı öyle bir ses geliyordu ki sanki taş mı, toprak mı hiç belli değil. Aşırı derecede rüzgar vardı. Ben de halamın çocuklarını aradım ve ‘aşırı rüzgar var, ateşe dikkat edin’ dedim. Onlar da sıkıntı olmadığını söyledi. Gece saat 22.05 gibi elektrik kabloları birbirine değdi ve büyük bir ateş çıktı. Rüzgar yön değiştirdi ve çoban olan halamın çocuklarının olduğu alana doğru yöneldi. Ben de onları aradım ve rüzgarın ateşi onların oldukları tarafa doğru yönlerdiğini söyleyip, kaçmalarını söyledim ama kaçamadılar" dedi.
'AMCA KOYUNLARINI, YEĞENİ AMCASINI KURTARMAYA ÇALIŞIRKEN ÖLDÜ'
Yangında Ubeydullah’ın koyunlarını kurtarmaya çalışırken, yeğeni Abdurrahman’ın da alevler arasında kalan amcası Ubeydullah’ı kurtarmak isterken hayatını kaybettiğini ifade eden Çelebioğlu, "Ubeydullah, alevlerin arasında kalan koyunları getirmeye çalıştı. Yeğeni Abdurrahman da amcasının tek başına olduğunu söyleyip, onu kurtarmaya gitti. Abdurrahman gitmeye çalışırken diğer kuzenleri onu zar zor tutmuş ve gitmesine engel olmaya çalışmış. Ama o kurtarmaya giderken amcasıyla birlikte yangın içerisinde kaldı ve vefat etti. Acımız çok büyük. Keşke evlerimiz yansaydı ama canlarımız gitmeseydi. Mal- mülkü boş verdik, canlarımızla uğraştık. Ne kadar canlı varsa hepsi gitti. Ekinimiz hepsi gitti. Diyeceğimiz hiçbir şey yok. Devlet büyüklerinden yardım bekliyoruz. Sadece yardım bekliyoruz" diye konuştu.