Doğa ve Traking sevdalısı Türkçe öğretmeni Ersan Sevimli yaz aylarındaki tatilini Türkiye’nin kültür rotalarını yürüyerek değerlendiriyor. Dağcılık ve Doğa sporları kulübüne üye olması ile yaşam şeklinin değiştiğini belirten Ersan Sevimli, kültür rotalarında yürüyüşünün insanı egolarından uzaklaştırdığını söyledi.
Kültür rotaları yürüyüşünü Likya yolu ile başladığını belirten Sevimli, Çanakkale Truva yolunu yürüdükten sonra Dünya’nın en iyi 10 kültür rotası arasında yer alan 850 kilometrelik Karia yolu yürüyüşünün de sonuna geldiğini açıkladı.
Sırtında 30 kiloluk sırt çantası ile her gün sabah saat 08.00’dan akşam güneş batımına kadar kültür rotasını takip ederek yürüdüğünü açıklayan Türkçe Öğretmeni Ersan Sevimli, yürüyüş yaptığı rotalar üzerinde gördüğü çöp manzaralarına da sitem etti.
“Yürüyüş bana meditasyon gibi geliyor”
2 aylık yaz tatilini kültür rotalarında yürüyüş yaparak değerlendirdiğini belirten Osmaniye Noksel Cumhuriyet Ortaokulu Türkçe Öğretmeni Ersan Sevimli, “Öğretmen olduğum için 2 aylık yaz tatilimi ben her yıl antik şehirleri yürüyerek geçirme kararı aldım. Bana meditasyon gibi geliyor. Hem geçmiş ile aramda bir bağ kurup, gelecekte nasıl bir yaşam sürmem gerektiği ile ilgili bana bir fikir veriyor” dedi.
850 kilometrelik Karia yolunu tamamladı
Kültür rotalarını yürüyüş yaptığı ilk yolun Likya olduğunu belirten Sevimli, “Antik giriş yolum Likya yolu. Fethiye’den Antalya’ya kadar olan bölümü bitirdim. Burası bitince Dünyanın en iyi 10 yürüyüş rotası arasında yer alan Karia yolunu keşfettim. Bu yola Marmaris İçmeler’den başlayarak 5 parkurdan oluşuyor, 850 kilometrelik yol. İçmeler Hisarönü, Datça’dan Akyaka’ya kadar, Akyaka’dan Bodrum’a kadar ve Bozalan’dan Karpuzlu’ya kadar yürüdüm. Şu anki parkurum da son parkuru Karia yolunun. Bu sene de burayı yürümeye karar verdim. Buradan Akyaka’ya vardıktan sonra son parkur Köyceğiz Ekincik’ten Ortaca Dalyan parkurunu tamamladıktan sonra 850 kilometreyi tamamlamış olacağım” dedi.
2 bin kilometre yürüdü
Kültür rotaları yürüyüşünde bugüne kadar 2 bin kilometre yürüdüğünü belirten Sevimli, “Buraya gelmeden önce de Truva yolunu yürüdüm. Likya yolu ve Karia yolu olmak üzere toplam 2 bin kilometreye ulaşmıştır. Bu yürüyüş aslında insanın özüne dönmesini sağlıyor. Birçok egonuzdan, birçok dünyevi şeylerinizden uzaklaşıyorsunuz” dedi.
“Doğa bizim çöplüğümüz değil”
Yürüyüş yaptığı rotalar üzerinde doğanın çöplük olarak kullanılmasının kendisini üzdüğünü belirten Ersan Sevimli, “Doğanın bir parçası, tarihin bir parçası olduğunuzu daha iyi anlamanıza neden oluyor. Antik alanların bir çöplük gibi kullanılması beni çok üzdü. Sadece antik alanlar değil de doğanın bir çöplük gibi kullanılması beni son derece üzdü. Doğa bizim çöplüğümüz değil. Doğanın bize ihtiyacı yok, bizim ona ihtiyacımız var. Doğa, tarih bizim geleceğimiz. Bunlara sahip çıkıp, gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Doğa yürüyüşçüsü Ersan Sevimli, yürüyüş yaptığı tüm rotaları video kaydına alırken, çantasında taşıdığı Drone ile de Muğla’nın tarihi ve doğal güzelliklerini kayda alıyor.