İstanbul
Gerçek ismi "Halit Özdemir Arun" olan usta kalem, Ankara'da Mehmet Asaf Bey ile Hamdiye Hanım'ın ikiz çocuğundan biri olarak 11 Haziran 1923'te dünyaya geldi.
Usta şair, 7 yaşındayken babasını kaybedince, ailesiyle İstanbul'a taşındı ve Galatasaray Lisesinin ilkokulunda eğitim hayatına adım attı.
Acıbadem'deki köşkünde biçki dikiş kursu açarak, ailenin geçimini sağlayan Hamdiye Hanım, soyadı kanunun çıkmasının ardından saf, arı, temiz anlamına gelen "Arun" soyadını seçti.
Özdemir Asaf, 1941'de 11. sınıftayken ek sınavla alındığı Kabataş Erkek Lisesinden 1942'de mezun oldu.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinin ardından 3. sınıfa kadar İktisat Fakültesine, 1 yıl da Gazetecilik Enstitüsüne devam eden usta edebiyatçı, okulda tanıştığı Sabahat Selma Tezakın ile 14 Eylül 1946'da evlendi. İki yıl sonra, çiftin kızı Seda Arun dünyaya geldi.
Şair Asaf, 1942'den itibaren sigorta prodüktörlüğü yapmaya başladı, 1945 'te Pitigrilli'nin "Hiçbir Kadın Bana Hayır Demedi" isimli öykü kitabını Türkçe'ye çevirdi.
Sanat Basımevini ve Yuvarlak Masa Yayınlarını kurdu
Usta şair, 1948'de vatani görevini yapmak üzere askere gitti. "Zaman" ve "Tanin" gazetelerinde de çevirmen olarak çalışan Asaf'ın ilk şiiri, 1939'da "Servet-i Fünun-Uyanış" dergisinde yayımlandı.
"Büyük Doğu", "Varlık", "Yenilik", "Amaç", "Kaynak", "Edebiyat Dünyası", "Şadırvan", "Yeditepe", "Seçilmiş Hikayeler", "Yenilik", "Vatan", "Dost", "Türkçe" ve "Türk Dili" adlı gazete ve dergilerde de şiirleri yayımlanan Asaf, çeviri şiirlere de imza attı.
Özdemir Asaf, 1951'de Cağaloğlu Molla Fenari Sokak'ta Sanat Basımevini kurdu.
Yuvarlak Masa Yayınlarını 1955'te kuran şair, aynı yıl ilk şiir kitabı "Dünya Kaçtı Gözüme"yi okuyucuyla buluşturdu.
Asaf, kaleme aldığı eserleriyle Türk edebiyatının unutulmaz isimlerinden biri oldu. Taşlama ve ironi unsurlarını da kullandığı eserlerini genellikle dörtlük ve ikilik şeklinde kaleme alan başarılı şair, sonraki yıllarda dize sayılarını azaltarak kelime oyunlarına yer verdiği şiirler yazmaya başladı. Eserlerinde daha çok insan ve toplum ilişkilerine yönelik konuları işleyen Asaf, şiirlerinde ise alay ve taşlama ögelerine yer verdi.
Hayata şiirin gözlüğüyle baktı
Özdemir Asaf, şiirin ve yazarın işlevi konusundaki görüşlerini, 1961'de "Yuvarlağın Köşeleri" adlı kitabında okuyucunun istifadesine sundu.
TRT'de 1979'da yayımlanan bir röportajında, yazdığı şiirlere ilişkin değerlendirmede bulunan Asaf, ne zaman bir şiir yazmak istese, "acaba daha kısası olabilir mi?" diye düşündüğünü belirterek, şu anısını paylaşmıştı:
"Bir gazeteye, edebiyat sayfasına arkadaşlarımızla beraber yazıyorduk. 5-10 günde bir de gidip, şiirlerimizin küçük paralarını alıyorduk. Tatlı oluyordu. Bir gün muhasebeye gittiğim zaman, 'Müdürü göreceksin.' dediler. Müdüre gittim. 3-4 tane şiirim çıkmış. Biri bir satır, biri iki, biri üç satır falan. 'Efendim, beni istemişsiniz.' dedim. 'Bak oğlum, arkadaşların koca koca şiirler yazıyor. Sen de en iyi, en yüksek parayı alanlardan birisin. Sen de biraz çok yaz da, aldığın parayı hak et.' dedi. Gençtim, biraz alındım. 'Öyleyse, bu şiirlerin bedeli gazeteye armağan olsun.' dedim. Kapıdan çıkıyordum, 'Evladım üzülme.' dedi. Bu sefer adam üzülmüştü. Parayı aldım, verdiler ama ondan sonra o gazeteye şiir yazmadım."
Türkiye'nin ilk kadın fotoğraf sanatçısı Yıldız Moran ile 1962'de ikinci evliliğini yapan Asaf'ın Gün, Olgun ve Etkin adını verdiği çocukları dünyaya geldi.
Asaf, 1962'de "Yumuşaklıklar Değil" isimli kitabını yayımladı. Moran tarafından İngilizceye çevrilen şiirleri, "To Go To" ismiyle 1963'te okurun beğenisine sunuldu.
Türk Edebiyatçılar Birliği temsilcisi olarak 1959'da Belçika Milletlerarası Şiir Bienali'ne konuk olan Asaf, Makedonya Yazarlar Birliği'nin davetlisi olarak da 1966'da Yugoslavya'da gerçekleşen Şiir Kongresi'ne katıldı.
Özdemir Asaf, Yuvarlak Masa Yayınlarını ve matbaasını 1970'te kapattı.
Hastalığı nedeniyle 1979'da Vakıf Gureba Hastanesi'nde tedavi görmeye başlayan Asaf'a, Aralık 1980'de akciğer kanseri teşhisi konuldu.
Usta edebiyatçı, İstanbul'da 28 Ocak 1981'de 58 yaşındayken hayatını kaybetti ve Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi.
"Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de/Sana hep, hep yeniden başlamak isterim", "Sana gitme demeyeceğim/Ama gitme, Lavinia", "Yaşamak değil/Beni bu telaş öldürecek" ve "Yalnızlık paylaşılmaz/Paylaşılsa yalnızlık olmaz" gibi unutulmaz dizeler kaleme alan ve çevresinde nazik ve duygusal biri olarak tanınan usta şairin, bazı eserleri vefatından sonra yayınlandı.
"Sanat sanat içindir" anlayışını tercih eden Asaf, şiirlerinde gerek içerik gerekse biçim açısından ideoloji, teoloji ve felsefeden uzak kaldı. Şiiri hiçbir zümrenin veya hiç kimsenin etkisinde kalamayacak kadar özgür gören Asaf, bu bağlamda hiçbir akımın etkisinde kalmayarak, kendine has bir üslup oluşturdu.
Eserleri
Şiirler: "Dünya Kaçtı Gözüme" (1955), "Sen Sen Sen" (1956), "Bir Kapı Önünde" (1957), "Yumuşaklıklar Değil" (1962), "Nasılsın" (1970), "Çiçekleri Yemeyin" (1975), "Ben Değildim" (1978), "Bugün ve Bugün" (1984), "Benden Sonra Mutluluk", "Çiçek Senfonisi" (2008), "Sen Bana Bakma, Ben Senin Baktığın Yönde Olurum" (2012), "Yalnızlığa Övgü"
Özdeyişler: "Yuvarlağın Köşeleri" (1961), "Yuvarlağın Köşeleri-2" (1988) , Öykü: "Dün Yağmur Yağacak" (1987), Deneme: "Özdemir Asafça" (1988)