Sağlık hizmeti sunan Eczacılar, sıkıntılarla karşı karşıya. İlaç sıkıntısı, Eczacılık Fakültelerinde eğitim kalitesindeki düşüş, ilaçta dışa bağımlılık, kar marjlarındaki düşüş, artan maliyetler gibi pek sorun ile karşı karşıya kalan eczacılar, 14 Mayıs Eczacılar Gününü buruk bir şekilde kutladı. Gaziantep Eczacı Odası Başkanı İrfan Demirci, eczacıların sorunlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
“SAĞLIK BAKANLIĞI MESAJINDA UNUTULDUK”
Eczacıların kesintisiz hizmet sunduğunu kaydeden Demirci, “Pandemi döneminde ışığı sönmeyen, kapısı kapanmayan nadir meslek mensuplarından biriyiz. Bu dönemde herkes birbirinden kaçarken, kimse kapıdan bile çıkmak istemezken bizler bedava maske ve bedava grip aşısı dağıtarak toplum sağlığına katkıda bulunduk. Bu uğurda beşi ilimizde olmak üzere elliden fazla meslektaşımızı ve çalışma arkadaşımızı kaybettik. Hepsine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve meslektaşlarımıza baş sağlığı ve sabır diliyoruz. Ancak verdiğimiz emeklere rağmen maalesef sağlık bakanımız tarafından yayınlanan sosyal medya mesajında unutulduk. Tek tek bütün sağlık meslek mensupları ve yardımcı personel sayılırken bu mesajda yer bulamadık. Tepkiler üzerine gece vakti yayınlanan bir mesaj ile bu eksiklik giderildi. Ancak bu durum bizi derinden yaraladı. Umuyoruz ki bundan sonraki süreçte böyle olaylar tekrar etmez.”
“EĞİTİM KALİTESİ DÜŞÜYOR”
Eczacıların sorunlarına değinen Demirci, “Mesleğimizin sorunlarından en önemlisi sürekli olarak açılan yeni eczacılık fakülteleri ve mevcut fakültelerdeki kontenjanların arttırılmasıdır. İhtiyacın çok üzerinde eczacı mezun ediliyor olması hem ülke ekonomisine hem de mesleğimize ciddi zararlar vermektedir. Ancak bu durumu ülkenin eğitim politikasından ve diğer mesleklerin sorunlarından ayrı düşünmek mümkün değildir. Aynı sorun, tıp fakültelerinde, hukuk fakültelerinde, mühendislik fakültelerinde de yaşanmaktadır. Eğitim, eğitimli insan gücü değersizleştirilmektedir. Yurtdışındaki doğru örnekler göz önüne alınarak bu durum bir an önce düzeltilmelidir.”
“FİYAT FARKI KARARNAMESİ GÜNCELLENMELİ”
Fiyat Farkı Kararnamesinin güncellenmesi gerektiğini kaydeden Demirci, “Bir diğer sorun ise yıllardır güncellenmeyen ilaç fiyat kararnamesidir. En son yapılan düzenleme ile ilaç fiyatlandırmada kullanılan Euro kuru 4,68 TL’den 6,29 TL’ye yükseltilmiştir. Ancak güncel Euro kuru 16 TL seviyesindedir. Aradaki fark, ilacın bulunabilirliğini, topluma sunulabilirliğini azaltmaktadır. İlaç yokları oluşturmaktadır. Cam şişe gibi ek girdilerde yaşanan aşırı fiyat artışları özellikle çocuk şuruplarının bulunabilirliğini azaltmaktadır. Geçtiğimiz yılın ikinci yarısından itibaren yaşanan ilaç yokları öyle görünüyor ki bu yıl da aynı şekilde devam edecek, hatta daha da artacaktır.”
“ECZACILAR, ZOR GÜNLERDEN GEÇİYOR”
Sözlerini sürdüren Demirci, “Eczacılar olarak, ilacın her zaman ucuz ve erişilebilir olması gerektiğini savunuruz. Ancak ilaç fiyatlandırma politikaları ilaca erişimi engeller hale gelmiştir. İlaca yapılan her zam vatandaşların ödediği ilaç fiyat farklarını arttırdığı gibi, kademeli karlılık oranları nedeniyle eczacı karlılığını da azaltmaktadır. Bunun üzerine eczanelerin personel diğer giderlerinde yaşanan yüksek artışlar da eczane ekonomilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Eczacıların birçoğu ayakta kalmakta zorlanmaktadır. Kredi kullanımı geçtiğimiz yıllara oranla yüksek seviyelere ulaşmıştır.”
“GELECEĞİMİZ İÇİN KAYGILIYIZ”
Vatandaşın ödediği ilaç fiyat farklarından söz açılmışken, cepten ödeme olarak tabir edilen muayene farklarından, tahlil ve tıbbi görüntüleme farklarından da bahsetmek gerekiyor. Sağlıkta dönüşümden her bahsedildiğinde yetkili makamlarca sağlık hizmetinin ücretsiz olduğu ifade edilse de özel hastaneye gitmek zorunda kaldığımızda ödediğimiz ücretler can yakıcı hale gelmiştir. İlaç fiyat farkları, hastane farkları sağlık harcamaları içinde ciddi rakamlara doğru yükselmektedir. Bu konuda halkımız için, sosyal devlet ilkesinin daha etkin çalıştığı bir sağlık sistemi talep ediyoruz.
Biliyoruz ki sağlık, en temel insani ve anayasal haktır.”
“İNTERNETTEN SATILAN İLAÇLARA DİKKAT!”
“Yükselen tedavi giderleri insanları farklı alanlara yönlendirmektedir. Hayatımızın her alanına giren sanal ortam, bu ihtiyacı karşılayarak kazanç elde etmek isteyenlerle doludur. İnsan sağlığını ilgilendiren ve tedaviye yönelik tüm ürünler hekim ve eczacı kontrolünde kullanılmalıdır. İnternetten hiçbir kontrol mekanizması olmadan alınarak kullanılan bu ürünler telafisi çok zor hatta imkansız sonuçlara yol açabilmektedir.”
KAMU ECZACILARININ SORUNLARI DİKKATE ALINMALI
Eczane eczacılarının olduğu gibi kamu eczacılarının da bir çok sorunu bulunmaktadır. Kamu eczacılarına, özellikle hastanelerde, üzerlerinde milyonlarca liralık zimmet bulunan eczacılara aldıkları bu risk nedeniyle bir ücret ödenmektedir. Hastane eczaneleri genelde güneş almayan ve direkt hava girişi olmayan yerlere kurulmakta, eczacılar sağlıksız ortamlarda çalışmaktadır. Kamunun yeteri kadar eczacı ve yardımcı personel kadrosu açmaması nedeniyle kalifiye olmayan personel ile ağır iş yükü altında ezilmektedirler. Hastanelerde açılacak klinik eczacı kadroları ile akılcı ilaç kullanımı daha verimli şekilde hayata geçecek ve hem kamunun ilaç harcamaları düşecek hem de hastalar daha kaliteli eczacılık hizmeti alacaklardır.
“7/24 HİZMET VERİYORUZ”
Biz eczacılar, yedi gün 24 saat Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Hatay’a 780 bin kilometre karelik ülkemizin en ücra noktalarına varana kadar 28 bin eczanede sağlık hizmeti vermekteyiz. Elektrik de kesilse, sistem veya internet de gitse eczacılar, ilaç hizmetini aksatmadan vermeye devam etmektedir. Biz bu hizmeti sunarken hastalarımız ile muayene parasını, çıkan ilaç fiyat farklarını tartışmak istemiyoruz. Değişen Sağlık Uygulama Tebliği nedeniyle ilacı ödenmeyen hastalarla karşı karşıya gelmek istemiyoruz.
Gelecek yıl Cumhuriyetimizin Kuruluşunun 100. Yılını hep beraber kutlayacağız. Ülkemizde son dönemde yaşanan sosyal, siyasal ve ekonomik çalkantılar, sorunlar, kutuplaşmalar hayatımızı zorlaştırmaktadır. Güzel ülkemizin sorunlardan kurtulup, Mustafa Kemal Atatürk’ün hedeflediği ve yolunu işaret ettiği çağdaş, gelişmiş ülkeler düzeyine erişmesini sağlamak zorundayız. Huzur ve barış içinde, kardeşçe yaşayan müreffeh bir ülkede yaşamayı hepimiz hak ediyoruz. Bu hedeflere ulaşmanın yolu; hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, özgürce konuşabilen, tartışabilen, eleştiren, demokrasinin sağlıklı işlediği bir devlet ve toplum yapısını el birliği ile hayata geçirmektir” ifadelerini kullandı.