Döviz kurundaki radikal artış sebebiyle özellikle ithal ve hammaddesi ithal yerli ilaçlarda daha önce hiç olmadığı kadar ciddi bir kriz olduğunu savunan Uca “Türkiye’deki ilaç fiyatları, her yıl şubat ayında kur ayarı ve zam oranıyla belirlenmektedir. 2021 yılının şubat ayında ilaç firmalarındaki sabit Euro kuru 4,57 TL olarak belirlenmiştir. Bugün ise Euro kuru 15 TL seviyesinde seyretmektedir. İlaç fiyatlandırmasında belirlenen sabit kur ile gerçek kur arasındaki makas açıldıkça, ilaç şirketleri Türkiye’ye ilaç vermemekte, dolayısıyla piyasada bulunmayan ilaç sayısı giderek artmaktadır. Eylül ayından bu yana çocuklara yönelik şurup formundaki antibiyotiklerin ve diyabet, kolesterol, astım gibi kronik hastalıklarda kullanılan pek çok ilacın temininde sorun yaşanmaktadır. Kronik hastalığı olan yurttaşımızın ilaçlarını temin edememesi durumunda hastalığının akıbeti ne olacak? İlaçlarına erişemeyen yurttaşların yaşam hakkının riske atılmasından kim sorumludur? Türkiye’de 28 bini aşkın eczane hizmet vermektedir. Bakanlığınızın İlaç Takip Sistemi kayıtları ile 261 eczanenin stok kayıtlarında uyumsuzluk yaşanmasının kamuoyuna eczaneler stok yapıyor şeklinde yansıtılması bir linç yaklaşımı değil midir? Eczacılara yönelik stokçu ithamı ile hükümetinizin faiz politikalarından kaynaklanan döviz krizi arasında nasıl bir ilişki vardır?” dedi.
HABER KAYNAĞI : AIGF