İstanbul
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi'nin (IICEC) hazırladığı "Türkiye Elektrikli Araçlar Görünümü 2021" raporu, düzenlenen bir toplantıyla IICEC Direktörü Bora Şekip Güray tarafından tanıtıldı.
IICEC'in geliştirdiği modelleme altyapısı ve senaryo bazlı analizlerle yapılan raporda, elektrikli araçlarda büyümenin Türkiye'nin enerji dengelerine ve çevresel performansa katkısı analiz edildi.
Rapordaki Yavaş Büyüme Senaryosu'na göre, 2030'da hafif araç pazarında elektrikli araçların yaklaşık altıda bir pazar payına sahip olması öngörülüyor.
Elektrikli hafif araçların 2030'a üçte birin üzerinde pazar payına ulaştığı ve toplam elektrikli araç parkının 2 milyona ulaştığı Yüksek Büyüme Senaryosu'nda ise elektriğin petrolü ikamesiyle petrol ithalatının 2030'a kadar 2,5 milyar dolar azaltabileceği hesaplanıyor.
Bu dönemde elektrikli araçlardan kaynaklanan yaklaşık yıllık 6 teravatsaatlik elektrik talebinin yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminde 1,3 milyar dolar yatırımla karşılanabileceği öngörülüyor.
Karayolu ulaşımından kaynaklı sera gazı emisyonlarının, elektrifikasyonun gerçekleşmediği durumda 2020-2030 döneminde dörtte bir oranında artacağı, Yüksek Büyüme Senaryosu'nda 2030'a kadar sera gazı emisyonlarının 10 milyon ton karbondioksit eşdeğeri azaltılabileceği hesaplanıyor.
Sektörün mevcut emisyonlarının yüzde 13'üne karşılık gelen bu değer, tarımdaki mevcut emisyon miktarına, çelik endüstrisi mevcut emisyonlarının ise iki katına karşılık geliyor.
Bu avantajların en uygun maliyetle gerçekleştirilmesi için şarj altyapısında ve elektrik şebekelerinde yatırımların, uzun vadeli şekilde planlanarak verimli şekilde hayata geçirilmesi gerektiğine işaret edilen raporda, elektrikli araçlara yönelik kazanımların sağlanabilmesi için 5 somut öneri sunuluyor.
Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefi ve temiz enerji dönüşümü kapsamında gerçekçi ve ulaşılabilir politika hedeflerinin belirlenmesi, bu dönüşümün sürdürülebilirlik ve yeşil enerji kaynaklarının gelişimi yoluyla güvence altına alınması, çevre ve teknoloji ekseninde bütüncül bir e-mobilite ekosisteminin tüm tarafları kapsayacak şekilde geliştirilmesi, dijitalleşme ve akıllı sistemlerde yerli üretime hız verilmesi ve girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi söz konusu öneriler olarak sıralanıyor.