Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ev sahipliğinde “Kenevir Araştırma Merkezi Projesi: Kenevir Ürünleri Test Merkezi ve Veri Platformlarının Oluşturulması” ve “Lifli Bitkiler Üretim ve İşleme Kompleksi” projelerinin tanıtım toplantısında geleceğin en stratejik ürünleri arasında gösterilen kenevir, masaya yatırıldı.
OMÜ ev sahipliğinde düzenlenen Kenevir Araştırma Merkezi Projesi: Kenevir Ürünleri Test Merkezi ve Veri Platformlarının Oluşturulması ile Lifli Bitkiler Üretim ve İşleme Kompleksi isimli DOKAP BKI destekli projelerin tanıtım-kapanış toplantısı Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Toplantıda Türkiye’deki kenevir sektörünün güncel durumu ortaya konulup, sektörün gelişmesi, sorunların ve çözüm önerilerinin tartışılmasının yanı sıra stratejik önemi de görüşüldü. “Kenevir alanında patent sayısı 21’e yükseldi”
Programın açılışında konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Kenevir, çevrenin konuşulduğu, iklim değişikliğinin konuşulduğu, sağlığın konuşulduğu, aklınıza ne gelirse merkeze oturan gerçekten stratejik bir ürün. Sağlıkta çok kısa sürede çok somut sonuçlar alınabiliyor. Malzeme olarak baktığınızda aynı şeyi malzemede görebiliyorsunuz. Aslında üretiminin engellenmesi de stratejik bir karar. Şüphesiz bunun farklı nedenleri var. Yani uyuşturucu ve benzeri amaçlarla istismarının başka amaçlarla kullanımının bunda etkisi var. Belki de gerekçe olarak kullanıldı. OMÜ’de bir enstitü kuruluyor. Cumhurbaşkanımızın öngörüsüyle bir dünya lideri vizyonuyla ortaya koyduğu bir hedef var. Bu ürün stratejik bir ürün ve biz bu ürünü bütün yönleriyle hayata kazandıracağız. Bütün yönleriyle biz bundan istifade edeceğiz. Toplumuz istifade edecek bundan. 2019’daki bu vizyon, 2020’de gerçekten büyük oranda Samsun merkez gösterildiği için yatırım yapıyor. İşçi, çiftçi yatırım yapıyor. Ancak endüstriyel bir ürüne dönüşmediği için ya da her tarafta burada üreticinin kazanmadığı için ekonomik bir ürüne dönüşmediği için bir yıl içerisinde yüzde 93 oranında üretim terk ediliyor. Bizim bir kültürümüz var. Samsun’da yaklaşık 150 yıllık bir tarihi var. Bilinen bir tarihi var. Bunun kılık kıyafette, tekstilde çok rahatlıkla kullanıldığını görüyoruz. Günlük araç, alet, edevat burada kullanıldığını görüyoruz. Gemi sektöründe ciddi anlamda kullanıldığını görüyoruz ve benzeri. Dolayısıyla bunun stratejik bir öncelik tanımlamasıyla biz 2021’de bir öncelikli alan projesi açıkladık ve destekleyeceğiz diye üniversite ilk etapta 22 projeyle bir çıkış yaptı. Arkasından bir 10 proje daha katıldı. Sadece kenevir konusunda yapılan 34 proje. 2 yıl içerisinde ortaya çıkan. Ama bunun ilginç tarafı şuydu. 22 projeden 9 tane patent başvurusu oldu. 3 tanesi burada ticarileştirildi. 2020’de sıfır olan patent sayısı 2021’de 10, 2022’de 21 oldu” dedi. “OMÜ kenevir alanında tarihi bir misyon üstlendi”
Kenevirin sanayiden, tekstile tekstilden sağlık alanına olmak üzere birçok alanda kullanılması için tarihi bir misyon üstlendiklerini dile getiren Rektör Ünal, “Kenevirin gerçekten endüstriyel bir ürüne dönüştürülmesi gerekiyor. Eğer dönüştürülebilirse, daha doğrusu süreç yönetilebilirse bu olacak zaten. Üniversite, tarihi bir misyon üstlendi. Yani genellikle üniversite-sanayi buluşması bir jargon olarak kullanılan bir beyandır. Üniversite-sanayinin buluşmasının, çay içme faslını geçtiğini, artık yeni bir bağlamda ve görevlerin tanımlanmak suretiyle kim ne yapacak, kim nerede duracak, ne kadar katkı sağlayacak görevler tanımlanmak suretiyle yeni bir süreç yönetimi ortaya konulması gerekiyor. Sektör temsilcilerinin burada olması bizi cesaretlendiriyor. Çünkü alıcısı varsa bir şeyin değeri var. Eğer alıcısı yoksa bunun enflasyonu var. İlgi bunun alıcısının var olduğunu gösteriyor. Amasız ve fakatsız bir şekilde biz her türlü AR-GE’nize talibiz. Temelde hedeflenen şey herkesin kazanması. Birinin değil herkesin kazanması. Burada üreticinin de kazanması gerekiyor. Çiftçinin de kazanması gerekiyor. Toplumun da buradan kazanması gerekiyor. Yatırım yapanın da kazanması gerekiyor. Eğer bu denge sağlanabilirse bir ekosistemin oluşturulması, bir kültürün oluşturulması kültür oluşturduktan sonra da doğal sürecine girecektir. Bundan sonra talibini kendisi üretecektir. Böyle bir süreç yaşanıyor” diye konuştu. DOKAP Başkanı Gültekin: “Kenevir uzay sanayinde bile konu ediliyor”
Gelişmiş ülkelerin keneviri uzay sanayinde bile kullanmak için çalışmalar gerçekleştirdiğini ifade eden DOKAP Başkanı Hakan Gültekin, “Bugünkü rakamlarla 30 milyon 500 bin liralık yani 2024 rakamlarıyla iki tane projenin desteklenmesini uygun gördük. Bu gıdaya konu olacak, bu kozmetiğe konu olacak, otomotiv sektöründe, inşaat sektöründe, ilaç sanayinde, her yere konu olacak bir bitki. 70’li yıllarda, 80’li, 90’lı yıllarda bir yasak. Gelişmiş ülkelerde bu yasak uygulanıyor. Gelişmiş ülkelerde özellikle lifli bitkilerle ilgili, kendir kenevir ile ilgili uzay sanayine kadar birçok yerde konu ettiler. OMÜ’nün yaptığı bu çalışma çok hızlı gitmekle ilgili hani vitesi 2’ye 3’e 4’e atmakla ilgili önemli bir sürecin başlangıcı ve devamı var. Başlanıldı, yola çıkıldı, çıktılarını görüyoruz. Özellikle endüstriyel olarak Samsun’da farklı yatırımlarla ilgili süreçler var. Bunlar hepsi çok önemli şeyler, çok kıymetli şeyler. Bizler de bu konuyla ilgili özellikle sürdürülebilirliğinin olması bizim için de çok kıymetli” şeklinde konuştu. Müdür Sağlam, “Kenevir üretim alanlarına torbacılar almasın diye ‘endüstriyel üründür’ yazacağız”
Kolluk kuvvetleri ile yapılan çalışmalar sonucu bazı uyuşturucu tacirlerinin kenevir tarlalarından lifli bitki aldığını tespit ettiklerini vurgulayan Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “Samsun deyince Türkiye’de Kenevir’in ana vatanı akla gelir. Tabii kenevir dediğimizde bütün herkesin aklına ilk gelen ne sanayisiydi ne bir şeydi, uyuşturucuydu. Kolluk kuvvetiyle beraber denetimler de yapıyoruz. Kolluk bir konu getirdi. Dediler ki torbacıların yaptığı şeyde bizim endüstriyel kenevirde ürettiklerimizden almışlar. Mal diyor ellerinde kalmış. Bu büyük bir gelişme. Biz de şunu yapacağız. Bu ürün endüstriyel kenevirdir. Yazacağız bunu. Niye? Onlar da zarar etmesinler çalıştıklarında kendi işlerine baksınlar. Biz bunu kesinlikle Türkiye’de sadece tekstilde değil, otomotivde, ilaç sanayinde selülözde ve birçok sektörde kullanılabilir hale getireceğiz” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Aytaç: “Hayatımızın içerisinde kenevir ile ilgili ürünlerin daha çok yer almasını beklemekteyiz”
Projelerin ve kenevirin önemini aktaran Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç ise “Bilindiği gibi 2030 yılı Yeşil Mutabakatın devreye geçiş yılıdır. Birkaç yıl önce Paris İklim Anlaşmasına imza attık. Bundan dolayı Kenevire olan ilgi önümüzdeki yıllarda daha çok artacaktır ve bununla ilgili hayatımızın içerisinde kenevir ile ilgili ürünlerin daha çok yer almasını beklemekteyiz. Ülke olarak bu pazarın bu pastanın içerisinden pay almanın yönü 2023 yılında olduğunu düşünürsek çok az bir zamanımız kaldı. Bununla ilgili hem kamu olarak hem özel olarak özel sektör olarak kenevire olan ilgimizi ve bununla ilgili ürün platformlarımızı bir an önce oluşturup devreye geçirmeliyiz” açıklamasında bulundu.
Kenevir Araştırma Merkezi Projesi: Kenevir Ürünleri Test Merkezi ve Veri Platformlarının Oluşturulması” ve “Lifli Bitkiler Üretim ve İşleme Kompleksi Projeleri Kapanışı ve Sektör Buluşması Toplantısı, verilen hediyelerin ardından son buldu.