Kahramanmaraş merkezli depremlerde enkaz altında kaldığı esnada kazan dairesinin patlaması sonucu yanarak ölmek yerine intihara kalkışan Burak Taşkın, iki bacağının ampute edilmesi sonrası Etlik Şehir Hastanesinde uygulanan protezleri sayesinde yeniden ayağa kalktı.
‘Asrın Felaketi’ olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli depremlere Hatay’da yakalanan Taşkın, Rönesans Rezidans’ın A bloğunun yıkılması sonucu enkaz altında kaldı. Enkaz altında bacaklarının üzerine dik bir şekilde koltuk düşmesi sonucu hareketsiz kalan Taşkın, 3 tane kazan dairesinin patlaması sonucu enkaz altında yangın tehlikesi atlattı. Daha sonra ise çıkan yangın sonucu yanmak yerine intihara kalkışan Taşkın’ı itfaiye ekipleri kurtardı. İlk olarak Adana’da tedavi altına alınan Taşkın’ın bacakları hayati risk taşıdığı gerekçesiyle ampute edildi. Adana’nın ardından uçak ambulansla Ankara Etlik Şehir Hastanesine sevk edilen Taşkın, 1 yıl boyunca uygulanan tedavi ve protez uygulaması sayesinde yeniden ayağa kalktı. “Yatağımın başlığı duvara öyle bir vuruyordu ki bir an yataktan fırladım”
Depremden bir ay kala haftada 3 ya da 4 defa mutlaka deprem meydana geldiğini ifade eden Taşkın, “Bu normalde yılda 1-2 olurdu ama hatta bu işin sonu pek iyi değil dedim. Deprem esnasında uyuyordum. Yatağımın başlığı duvara öyle bir vuruyordu ki bir an yataktan fırladım. Çok deprem yaşadık ama hiç böyle sallanmamıştık. Ben kalktığım gibi hemen kapıya koştum. Kapıyı tutuyordum ve dursa da çıksam, gitsem diye bekliyordum. Deprem dursa pijamalarımla ve yalın ayak çıkıp gidecektim. En son ışıkları yaktım. Deprem ağırlaşır gibi ve sonra şiddetlenmeye başladı. O esnada ise elektrikler gitti. Benim şarjlı ampullerim vardı, hemen onlar devreye girdi. Elektriğin kesilmesinin ardından abajurumun düştüğünü gördüm. Rafımın devrilmesiyle beraber bina cam gibi kırıldı. En son çelik kapıyı tutuyordum” ifadelerini kullandı. “Kamyon kasasından yuvarlanır gibi yaklaşık bir 15 saniye yuvarlandığım hatırlıyorum”
Taşkın, deprem sırasında yaşadığı her şeyi hatırladığının altını çizerek, “Kamyon kasasından yuvarlanır gibi yaklaşık bir 15 saniye yuvarlandığım hatırlıyorum. Düştüğümde kafamın bir karış arkasına kiriş düştü. Allah’ım deprem oldu, ölmedim dedim. Şaşkınım, karanlık her yer ve toz bulutu var, onu hissedebiliyorum. Hatta öldüm de ruhum mu çıkıyor dedim. Bunları düşündüğüm esnada ise bacaklarım üstüne dik bir şekilde koltuk düştü. Biraz sersemlediğim için hemen müdahale edemedim. Nasıl olsa birazdan kurtarırlar dedim ama ne biliyim şehir gitmiş” diye konuştu. “Gün ağardığı zaman ise üzerime düşen koltuğun üzerinde tavan vardı”
Taşkın, enkaz altında kaldığı yerin kazan dairesine yaklaşık 2 metrelik mesafede olduğunu ifade ederek, “Birden bir patlama oldu ve kazan dairesi patladı. Allah’tan duvar vardı. Pencere erimeye başladı ama ben aramızda duvar var diye seviniyordum ama bu sefer közler benim oraya akmaya başladığında ben bacaklarımı koltuğun altında olduğundan dolayı kıpırdatamıyorum. Yanıp öleceğim ya da başımın çaresine bakacağım ama nasıl bakabilirim ki? Yerde taş ve toprağın olduğunu fark ettim. Büyük taşları ayıkladım, avuçlarımla kumları topladım, közlerin içine attım ve söndürdüm. Aradan biraz zaman geçti ve ikinci kazan dairesi patladı. Onun da penceresi eridi ve közler aktı. O sırada yakınını arayan birisi geldi. Bana hemen marketten 5 litrelik sular getirdi. Bir tanesini attı ve ateşin içerisine düştü. Su, orayı biraz soğuttu. Bir tane daha attı araya düştü. Bir tane daha attığında onu yakaladım ve onunla söndürdüm biraz. Biraz daha zaman geçince üçüncü kazan dairesi patladı ama herhalde orası uzaktı çünkü oradan bir şey gelmedi. Aradan bir saat geçtikten sonra ve baktım arkamdan ışık geliyordu. Arkaya müdahale edemiyorum. Elimde olan suyu arkaya doğru attım ve ateşe doğru geldiğini fark ettim. Gün ağardığı zaman ise üzerime düşen koltuğun üzerinde tavan vardı. O koltuk tavanı tutuyordu. Belki o koltuk olmasa tavan komple üstüme çökecekti” şeklinde konuştu. “Şu anda her gün şükrediyorum”
Enkaz altından çıkartıldığı anda ilk olarak çocuklarının aklına geldiğini vurgulayan Taşkın, “Acaba yaşıyorlar mı? diye düşündüm. Allah’ım eğer yaşamıyorlarsa beni buradan çıkartma ama yaşıyorlarsa çıkart, ben sana daha fazla dua edeceğim ve bütün her şeyimi sana adayacağım diye dua ettim. Şu anda her gün şükrediyorum” ifadelerine yer verdi. “Bacaklarım ampute edildi”
Tedavi için ilk olarak Adana Balcalı Hastanesine sevk edildiğini kaydeden Taşkın, “Oradaki doktorlarımız ve hemşirelerimiz bizimle çok ilgilendiler. İlk ameliyatlarımı burada oldum ve bacaklarım ampute edildi. 5,5, ve 6,4 büyüklüğündeki depremlerde Balcalı Hastanesi’nin duvarları çatladığı için bizi acilen tahliye ettiler. Beni acilen Seyhan Devlet Hastanesine aldılar” ifadelerini kullandı. “Artık kalkıp yürüyebiliyorum.”
Taşkın, daha sonra Etlik Şehir Hastanesine sevk edildiğini belirterek, “Buraya geldiğimde yaralarımın iyileşmesini bekledim. Yaralarım kapandı ve bu önemli bir süreçti. Yaraların iyileşmesinin ardından fizik tedavi süreci başladı. Hiç halimiz yoktu, güçlenmemiz lazımdı. Kollarımızın, vücudumuzun, bacaklarımızın ve kafamızın rahatlaması lazımdı. İlaç tedavimizi görmüştük. Psikolojik olarak tedavimizi gördük. Sonra protez süreci geldi ve protezlerimiz takıldı. Artık kalkıp yürüyebiliyorum. Hiç yataktan kıpırdayamayacak haldeyken şu an kalkıp yürüyorum, işlerimi hallediyorum” şeklinde konuştu.