Atatürk Üniversitesi tarafından düzenlenen “100. Yılında Türkiye Cumhuriyeti 1923-2023 Uluslararası Sempozyumu” başladı.
"100. Yılında Türkiye Cumhuriyeti 1923-2023 Uluslararası Sempozyumu"nun açılış konuşmasını yapan Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Esin Derinsu Dayı, Cumhuriyet’in dünya üzerindeki gelişimi ve Osmanlı üzerindeki etkileri ifade ederken, “Cumhuriyet’imizin ilanına gelince kadar; gün ve tarih süreci söz konusu olduğunda, tabii ki bir gecede birdenbire Cumhuriyet ilan edilme noktasına gelmedi. Tarihi olaylar, ait oldukları dönemin siyasi, askeri, sosyal, kültürel, ekonomik psikoloji tüm şartları içinde ve tarihi süreç içerisinde değerlendirilmelidir. Aksi takdirde yanlış yönlendirme sonuçları ortaya çıkabilir. Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan süreç çok iyi değerlendirilmelidir. Şüphesiz 1789 Fransız fikirleri, Osmanlı yönetimindeki gayrimüslimler üzerinde ve bunların yansıması olarak da Türk aydınlarının etkilediğini söyleyebiliriz. Osmanlı Cumhuriyet fikrinin doğuşu, Cumhuriyet’e giriş aşamaları uzun ve tarihi sürecin sonucudur. Her şeyden önce Türk siyasi hayatında tarihi süreç içinde devletin idari yapılarında yapılanması, yapılması istenen düşünülen yapılan değişiklikler söz konusudur. Şüphesiz Cumhuriyet’e giden yolda önemli adımlar var. Bunlardan biri de Erzurum Kongresi’dir. Cumhuriyet fikrinin ortaya atılması noktasında değerli bir kilometre taşıdır. Cumhuriyet’in temelinin atıldığı bu şehirde Erzurum Atatürk’ün adını taşıyan ve doğuda açılan ilk üniversite olan Atatürk Üniversitesi, Cumhuriyet’in yüzüncü yılını kutlamanın mutluluğu ve gururunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu. Rektör Çomaklı: “Türkiye Cumhuriyeti’ni gelecek nesillere aktarmak hepimizin görevi”
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, tarihin dönüm noktalarını anmanın, tarih bilincini yenilemenin ve kuvvetlendirmenin en etkin vasıtalarından olduğunu belirterek, ”Savaşlarla ve çatışmalarla, masum insanlara yapılan adaletsiz, mesnetsiz, gayrı hukukî, gayrı insanî saldırılarla karşı karşıya olduğumuz bugünlerde, millî ve manevî varlığımızı, birlik ve bütünlüğümüzü perçinleyecek bu sempozyuma ev sahipliği yapmaktan duyduğumuz mutluluğu ifade etmek isterim. Bağımsızlık düşüncesi ile 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet, Türk’ün tarihî yolculuğunda varoluş mücadelesini taçlandıran, sahip olduğu bağımsızlık karakteri ile birlik ve beraberlik ruhunun en büyük eserlerinden biridir. Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası, ileri görüşlülüğü, Türk milletinin kahramanlığı, millî ve manevî iradesinin gücü ile kurulan Cumhuriyet; millî egemenlik ve tam bağımsızlık esasına dayanan, akıl ve bilimin rehberliğinde sürekli gelişimi öngören bir aydınlanma ve çağdaşlaşma hamlesidir. Mustafa Kemal Paşa Cumhuriyeti, ’Cumhuriyet fazilettir’ vurgusunu yaparak halka anlatır. Çünkü Cumhuriyet Türk milletinin milli manevi temel değerleri üzerinden yükselmiştir. Türk milletinin istiklalinden ve istikbalinden taviz vermeyeceğini tüm dünyaya haykırdığı kurtuluş mücadelesinin özeti ve sonucu olan Türkiye Cumhuriyeti, bizlere bırakılmış en büyük miras fazilet ve değerdir. Bu mirasın gelecek nesillere aktarılması noktasında biz üniversitelere ciddi sorumluklar düşmektedir. Bizler de Atatürk Üniversitesi olarak bu bilinçten hareketle, milli ve manevi değerlerine bağlı; ülkesi için çalışan ve üreten genç nesiller yetiştirmek için üstün gayret sarf ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı hepimiz için büyük önem arz etmektedir. Cumhuriyet’imizi bugün bulunduğu noktadan daha ileriye taşıma yolunda özveri ile çalışmaktayız. Bu süreçte en güçlü desteğimiz, referansımız ve çıkış noktamız, Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün gelmiş olduğu yerdir. Cumhuriyet’imizin değerlerinin yaşatılması noktasında kıymetli gençlerimize olan inanç ve güvenimizin tam olduğunu ifade etmek istiyorum. Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere sahip bir idare şeklidir. Bu sebeple gözbebeğimiz gençliğimiz, millî ve manevî değerlerimizle yetişerek Cumhuriyet’imize hayat veren şanlı ruhu yaşatmakla mükelleftir. Geçmişte Cumhuriyet’imizi büyük coşkuyla kutladık. Fakat 100’üncü yıl dönümü bambaşka bir önemi haizdir. ’Türkiye Yüzyılı’ olarak da adlandırılan bu yüksek vizyon, aynı zamanda ülkemizin inançla yürüdüğü yeni hedeflere açılan kapılar, atılan adımlar ve etkin stratejileri içermektedir. Bölgesel veya küresel bağlamda meydana gelen çatışmaların, savaşların arttığı bir dönemde, yüce devletimizin; barışı, istikrarı ve adaleti tesise yönelik gayretlerle dünya siyasi arenasında etkin olması bunun en önemli göstergelerindendir. Türkiye’nin ’lider ülke’ sıfatıyla Suriye’deki insanlık dramının, Rusya-Ukrayna krizinin, Karabağ sorununun ve Filistin-İsrail çatışmasının çözümü için izlediği politikalar da yine bu gücün birer ürünüdür. Cumhuriyet’imizin ilanının 100. yıl dönümü vesilesiyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi saygıyla yâd ediyor, Allah’tan rahmet diliyorum. Sempozyumda akademik zemine taşınacak her türlü bilgi, fikir ve görüşün, aydınlık geleceğimiz için genç akademisyenlerimize, öğrencilerimize ve diğer katılımcılara kıymetli ufuklar açacağına inanıyorum. Temeli Türk kahramanlığı, yüksek Türk kültürü, maneviyatı, ahlâkı ve vicdanı olan Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza kadar yaşasın. Türk ve İslâm coğrafyasına ve mazlum milletlere ışık olsun” dedi. Vali Çiftçi: “Gençlere Cumhuriyet’in kazanımlarını iyi anlatmalıyız”
Dünyanın son derece hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini, küresel çapta adaletsizlik, eşitsizlik ve belirsizliklerin arttığı bu dönemin özellikleri arasında jeopolitik mücadelelerin yeniden ön plana çıkması ve her alanda artan rekabet olgusunun yer aldığını anlatan Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, “Diğer taraftan ülkemiz, krizlerle çevrili bir coğrafyada milli çıkarları ile tarihi sorumlulukları çerçevesinde sahada ve masada etkin bir varlık göstermektedir. Şükürler olsun ki; yüz yılda, Türkiye Cumhuriyeti, önünde uzanan aydınlık yolda, emin adımlarla ilerlemeye devam etmekte, benimsediği evrensel ilkeleri muhafaza ederek, uygar dünyanın onurlu bir üyesi olmak için verdiği kararlı mücadeleyi sürdürmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, yüz yıldır karşısına çıkan zorlukların üstesinden gelerek yoluna devam etmiş, bilhassa son dönemlerdeki atılımlar sayesinde, bugün dünyanın yükselen güçleri arasında yer almayı başarmış bir devlettir. Ülkemizin ilk yerli ve milli elektrikli otomobili olan Togg milletimizin hizmetine sunulmuş; savunma sanayii alanında kendi ürünlerini tasarlayan, geliştiren, üreten ve bunları ihraç eden bir kapasiteye ulaşılmıştır. Tarımdan turizme, ulaştırmadan eğitim ve sağlığa kadar her alanda başarılarımız ile 100. yılı karşılamaktayız. Günümüzde yenilikleri takip edebilmek ve insanların ihtiyaçlarına cevap verebilmek amacıyla kadim devletimiz, maziden atiye uzanan köprüyü güçlü bir şekilde muhafaza etmekte kararlıdır. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize Cumhuriyet’imizin kazanımlarının doğru bir şekilde aktarılması son derece önemlidir. Bir yönetim şekli olmanın ötesinde Cumhuriyet; bilimde, eğitimde, kültürde, sağlıkta, ekonomide, sosyal yaşamda, askeri alanda var olan tüm kazanımlarımızın ve değerlerimizin şaşmaz güvencesi olmuştur. Bu nedenle, büyük bir imparatorluktan Cumhuriyet’e açılan yolu çok iyi bilmek, anlamak ve her zaman hatırımızda canlı tutmak zorundayız” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmalarından sonra “100. Yılında Türkiye Cumhuriyeti 1923-2023 Uluslararası Sempozyumu”na geçildi. Prof. Dr. Esin Derinsu Dayı’nın başkanlık yaptığı “Cumhuriyetin İlanı” konulu ile oturumda Prof. Dr. Salim Gökçen, Dr. Hikmet Yaman, doktora öğrencisi Kerem Tabak ve Doç. Dr. Gökhan Polatoğlu konuşmacı olarak katıldı. Sempozyum çerçevesinde 15 Temmuz Milli İrade Salonu’nda “Atatürk ve Cumhuriyet” konulu bir de resim sergisi açıldı.