Ankara’da evinin terasında kendi imkanlarıyla insansız hava aracı (İHA) yapan Alper Sarısan’ın bu seferki hedefi insansız deni aracı (İDA) yapmak.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nda çalışan 39 yaşındaki Alper Sarısan, evinin terasında kendi imkanlarıyla Alpkuş ismini verdiği bir İHA yapmıştı. Sarısan’ın yaptığı modelin bir benzeri ise Yunanistan menşeili bir şirket tarafından Talos isimli İHA olarak tanıtılmış ve sosyal medyada bu durum gündem olmuştu. Sarısan’ın bir sonraki hedefi ise evinin terasında insansız deniz aracı yapmak.
Evinin terasında Alpkuş’u yaptığını hatırlatan Sarısan, “Alpkuş’u test uçuşuna kadar ulaştırdık ve iyi bir uçuştan sonra indirdik. Bu boşalan atölyemde yine ülkemizde iyi bir noktaya getirilecek projeler yürütüp, belli bir şeyler çıkartmak ve ülkemize yararlı olmak için şimdi de bir deniz aracı, ilk başlangıçta bir tekne olarak görünen bir insansız deniz aracı üzerine çalışmaya başladım” ifadelerini kullandı. “Birçok materyalin araştırılması konusunda kullanılacak”
Evinin terasında yaptığı İDA’nın hangi alanlarda faaliyet gösterebileceğini anlatan Sarısan, “Tarım ve Orman Bakanlığı içerisinde çalışıyoruz, şu anda iç sularımız, denizlerimiz ve birçok alanda genelde savuma alanında insansız deniz araçları kullanılıyor. Fakat benim bu projemde iç sularımızda suların analizleri, avlanan noktaların kontrolleri, su diplerindeki ölü ve zararlı ve analizi yapılması gereken birçok materyalin araştırılması konusunda kullanılacak” diye konuştu. “İDA’nın maliyeti en az 150-200 bin lirayı bulacak”
Alpkuş’un uçuş testinin bir yıl önce yapıldığını bildiren Sarısan, hayata geçireceği projenin maliyetine dikkati çekerek, “O zamanlar 200 bin lirayı aştı. Şu anki İDA’nın maliyeti en az 150-200 bin lirayı bulacak. Aradan geçen yılları baz aldığımız zaman hemen hemen aynı yine bir insansız deniz aracını atölyemden çıkartmayı düşünüyorum” şeklinde konuştu. Oğlunun ’Tekne yapabilir misin’ sorusundan ilham aldı
İDA yapmaya oğlunun isteği üzerine başladığını dile getiren Sarısan, “Aslına bakarsanız böyle bir evim yoktu. Teraslı bir ev almamın sebebi, Alpkuş’un imalatı için özel olarak aldığım bir teras kat. Burayı atölyeye çevirip, daha sonra uçağı burada imal etmek maksadıyla alınmış bir ev. Boş kalan atölyeyi şimdi de İDA’ya çevirdik. Tepkiler iyi. Bir deniz aracının yapılmasının sebebi de oğlum. Oğlum bir İDA demiyor ama ‘Tekne yapabilir misin baba?’ dediği zaman ben de boş bir atölyede ondan ilham alarak işe başlamış oldum” ifadelerini kullandı. Tepkilere rağmen yılmadı
Projeye başladığında çevresinden tepkiler aldığını dile getiren Sarısan, gelen tepkilere aldırış etmediğini belirterek şöyle konuştu:
“İşin başında uçağı yaparken buradan bir uçak çıkaracağımın fotoğraflarını kimi arkadaşlara gösterdiğim zaman ’Bu neye benziyor?’ dediğim zaman dalga geçen, ’Bu ne böyle’, ’Bu teneke parçası, ne’ diyenler dahi oldu. Bunlara tabii aldırış etmedim. Ülkemizde biz de birçok alanda ileri noktalara gelebileceğimizi, azimle 5 buçuk yıllık bir çalışmayla Alpkuş olarak ismini koyarak uçağımızı belli bir noktaya getirdik. Tekne konusunda henüz birçok kişiye göstermedim. ‘Terasta tekne yapılır mı?’, tabii farklı bakılıyor. İlk sordukları soru ’Terastan nasıl çıkaracaksın?’ oluyor. Bir vinç yardımıyla çıkartacağımı kendilerine bildiriyorum."
İDA’ların sadece savunma sanayii özelinde kullanılmadığını vurgulayan Sarısan, “Bu noktada bir insansız deniz aracı dediğimiz zaman genelde savunma sanayiinde kullanılıyor ama birçok alanda, iç suların araştırılması ve denetlenmesi, suların analizleri gibi konularda bir insansız deniz aracı kullanılabilir. Bu konuda da hem bakanlıklarımız hem de özel sektör firmaları bu konuda sponsorluk gerekiyor. Evin terasında İDA yapmak kolay değil” diye konuştu.