Acıoğlu, engelliliğin insan hakları temelinde ele alınması gerektiğini vurgulayarak, toplumda ayrımcılık ve damgalamaya karşı mücadele çağrısında bulundu.
“Engellilik Kusur Değil, İnsan Hakkıdır”
Serpil Acıoğlu, engelliliğin fiziksel, zihinsel, duyusal ve ruhsal yetilerde kayıplar yaşayan bireylerin haklarını ifade ettiğini belirterek, şunları söyledi:
“Engellilik, asla bir kusur, eksiklik ya da kişilik özelliği değildir. İnsanların kimliğini yalnızca isimleri tanımlar. Engelli bireylerin eşit ve onurlu bir yaşam hakkı temelinde toplumda hak ettikleri yeri almaları için hepimize büyük görev düşüyor.”
Damgalayıcı İfadeler Nefret Suçu Kapsamına Alınmalı
Açıklamada, engelli bireylerin maruz kaldığı önyargılar ve hakaretlerin toplumsal ahlak ve insan hakları açısından büyük bir sorun teşkil ettiğine dikkat çekildi. Özellikle “şizofren, otistik, sakat, geri zekalı” gibi ifadelerin hakaret amacıyla kullanılmasının sadece bir aşağılama değil, aynı zamanda nefret suçu olduğunu belirten Acıoğlu, bu konuda yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Ulusal Ruh Sağlığı Politikası Çağrısı
Serpil Acıoğlu, engelli bireylerin toplumda daha iyi anlaşılması ve kabul edilmesi için eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının artırılması gerektiğini vurguladı. Ruh sağlığı okur-yazarlığının önemine işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin ulusal bir ruh sağlığı politikasına ihtiyacı var. Ruh Sağlığı Yasa Tasarısı’nın gündeme gelmesi ve Damgalama ile Mücadele Eylem Planı’nın hazırlanması, bu konuda atılacak önemli adımlardır.”
“Toplum Olarak Sorumluluğumuz Büyük”
Acıoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Engelli bireylerimizin eşitlik ve onur temelinde bir yaşam sürdürebilmesi için toplumun her kesimine görev düşüyor. Engelliler Günü, bu bilinç ve farkındalığı artırmak için önemli bir fırsattır.”
Haber Merkezi
