Son dönemlerde girişim stüdyosu ve fikir stüdyosu gibi isimlerle anılan Venture Building kavramı hızlı büyüyen bir girişimcilik modeli olmaya devam ediyor. Modelin ilk örneklerinden IdeaLab’e ait portföy verileri incelendiğinde yüzde 5’lik kısmın 1 milyar dolardan daha fazla değer elde ederek ‘unicorn’ statüsüne ulaştı.
İlk çıkışı 1996 tarihine kadar uzanan ve “startup factory” (girişim fabrikası), “startup studio” (girişim stüdyosu) veya “idea studio” (fikir stüdyosu) gibi isimlerle anılan Venture Building kavramı son dönemin hızla büyüyen bir girişimcilik modeli. Modelin ilk örneklerinden IdeaLab’e ait portföy verileri incelendiğinde yüzde5’lik kısmın 1 milyar dolardan daha fazla değer elde ederek “unicorn” statüsüne ulaştığı görülüyor.
Dubai merkezli Enhance Ventures şirketi tarafından 2021 yılında, önde gelen 23 girişim stüdyosu ile yapılan bir çalışmaya göre; bu stüdyoların kurduğu 415 şirketten sadece yüzde 9’u başarısız olmuş, yüzde 3’ü başarılı olmasına rağmen sektörden çıkmış, geri kalanı ise güncel olarak aktif durumda. Aktif şirketlerin yıllık gelir ortalaması ise 1 milyon dolardan fazla.
Bu modeli ilk kez tam teşekküllü bir şekilde Türkiye’ye getiren iş adamı Kemal Tamer’e göre, çeşitli isimlerle anılan venture building modeli esnek sistemi ve farklı stratejileri ile yeni başlatılan startuplar için melez bir çözüm sunuyor. Bunu da özellikle alana yeni giren girişimcilerin başarısız olma nedenlerini ortadan kaldırarak ve genç patronlar yetiştirerek sağlıyor.
7 gün 24 saat genç insanlarla iletişimde kalarak gelişimlerini gözlemleyen Tamer, “2001 yılında temellerini attığım Tamer Group yönetim kurul başkanlığı görevime ek olarak, startuplar için mentörlük yapıyor ve girişimci yetenekler için yeni istihdam alanları yaratıyorum. Girişimcilerin gereksinim duyduğu kaynaklar ile takımı karşılıksız olarak sağlıyor, böylece pek çok iş insanına destek oluyorum” dedi.
2020 yılında Türkiye’nin ilk VB modeli olarak başlatılan Tamer Capital yapısının girişimcilere yazılım, iş stratejisi, pazarlama, finans ve idari yapılanma gibi ihtiyacı olan her şeyi sağladığını ifade eden Tamer, “Uygun gördüğüm startuplar için yatırım yapmaktan çekinmiyor, girişim geliştirici ve yatırımcı olarak çalışıyorum. Bu bağlamda Tamer Group’un tam sahibi olduğu 12 şirketle birlikte yeni startupları desteklemeye devam ediyor ve krize girmiş şirketler için dinamikleri tespit ederek çözümler sunuyorum. 17 yıldır reel sektörde yürüttüğüm bu çalışmalar sayesinde son yıllarda teknoloji startuplarına yönelmiş durumdayım ve kuruluş aşamasından dev bir şirket haline gelene kadarki süreci en iyi şekilde yöneterek yeni girişimler için sürdürülebilirlik sağlıyorum” açıklamasında bulundu.
İşe ilk başladığında finder olarak çalışan Ahmet Eren Öztürkmen’in şu an Tamer Capital’deki en genç yönetim kurulu üyesi olduğunu aktaran Tamer, en büyük başarısının yetiştirdiği genç insanlar olduğunu ifade ederek özellikle pandemi sonraki dönemde Z kuşağının geleneksel kurumsal şirketlerde işe başlamada zorlandığını ve startuplara yöneldiğini vurguladı.