6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremler 11 il içinde en büyük yıkımı Hatay'da oluşturdu. Kentte depremden Antakya ilçesinden sonra en büyük yıkım Defne ilçesinde yaşandı. Çekmece Mahallesi'nde 3 katlı aile apartmanında yaşayan Eylem İntizamoğlu'un evi de büyük zarar gördü. 16 kişinin yaşadığı binanın, 3'üncü katı depremle birlikte, 1'inci kata çöktü ve önde doğru yattı. Harabeye dönen evin içindeki kişilerle birlikte yıkılmasını, ön bölümde bulunan palet yığınları önledi. Bir kişinin hayatını kaybettiği evinin önüne her gün çocuklarıyla gelen İntizamoğlu, birikiminin değil hatırâlarının yerle bir olmasına üzülüyor. Evin son hali dron ile de görüntülendi.
"Evin çöktüğünden haberimiz yok"
3 çocuk annesi 24 yaşındaki Eylem İntizamoğlu, deprem sabahına uyandıklarında evin sağa sola doğru kaydığını gördüklerini anlattı.
Eşi Cemil ile birlikte hemen çocukları dışarı çıkarmaya çalıştıklarını dile getiren İntizamoğlu, “Kapıyı açtım kayınım karşımdaydı ona kızımı verdim. Geri dönerken elektrik kesilince koridorda diğer akrabalarımla oturduk depremin bitmesini bekledik. Deprem bitince merdivene yöneldik ama yıkılmıştı. Bizim evin birinci kata çöktüğünden haberimiz yok. Dışarıdan sesler gelmeye başladık, o taraftan atlayarak kurtulduk. Eşim ve oğlum üzerlerine duvar çökmesi nedeniyle içeride mahsur kaldı. Eşimi ayağı yaralı şekilde kurtardık, oğlumda sağlıklıydı. Bir baktık ev yoktu ortada” dedi.
"Paletler önledi"
Aileden tek eksiğin kaynanasını olduğunu onunda cansız bedenine enkazlar arasında ulaştıklarını kaydeden İntizamoğlu,“Merdiven üstüne çökmüş. Amcam ile yengem 10 saat sonra enkazdan çıkarıldı. Çok yağmur var ve göz gözü görmüyordu. Neredeyse iki ay geçti içimiz çok buruk. Her gün evime bakmaya geliyorum, buradayım. Evimiz, dükkanımız her şeyimiz burasıydı. Bizi koruyan zemin kattaki paletler, paletler önden engel olunca binanın çökmesini önledi. Yoksa bize çöküp giderdik. Birikimden çok hatırâlarımız gitti. Aile apartmanıydı burası, o kadar neşeliydik ki. Her gün birlikteydik ve güzel günler geçirirdik. Şimdi bunların hepsi 90 saniyede gitti. Ertesi gün uyansak, yine sohbet edip, bir arada olacaktık. Ama o sabaha uyanamadık. Başka uyuduk, bir başka uyandık” dedi.
İsa Akar - Fadıl Kösedağ