Aydın’ın Söke ilçesinde geçtiğimiz aylarda sokak hayvanlarına eziyet ettiği iddiası ile tutuklanan kadının kocası eşinin suçsuz olduğunu belirterek, "Eşim hayvanları korumaya çalışırken ne yazık ki Hayvanları Koruma Kanunu’ndan tutuklandı" dedi. Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz Ekim ayında 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ’hayvanlara kötü muamele yapılıyor’ iddiası ile yapılan ihbar üzerine ekipler harekete geçmiş, N.T. adlı kadının yaşadığı eve gelen Söke İlçe Emniyet Müdürlüğü, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Söke Belediyesi zabıta ekipleri, alınan arama izninin ardından girdikleri evde atık malzemelerin arasında kedi ölüleri olduğunu belirlemişti. N.T. tarafından kullanılan bir bahçede de ağaçlara köpeklerin bağlandığı görülmüştü. Öte yandan bahçedeki otomobilde de telef olmuş hayvanlar olduğu tespit edilirken olayla ilgili gözaltına alınan N.T. tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Olayın ardından N.T.’nin eşi lise öğretmeni Mustafa Tuncal ne eşinin ne de kendisinin asla hayvanlara zarar verecek insanlar olmadığını tam tersine hayvanları çok sevdiklerini ifade etti. Eşinin tutuklanmasının ardından Söke’de kendilerini tanıyan birçok kişinin ve veterinerlerin davada şahit olarak dinlenmek istediklerine dair yaklaşık 50 adet dilekçenin savcılığa ulaştırıldığını belirten Tuncal, "Yargılanmaktan kaçmıyoruz, aklanma çabası içinde de değiliz, çünkü akız" dedi. Yaşanan olayın hayvan sevgisi olan insanları da ürküttüğünü ve insanların hayvan sevmekten korkar hale geldiğini iddia eden Mustafa Tuncal, "Yaklaşık 4 buçuk senedir okulumuzda başlatılan bir proje kapsamında kedi ve köpeklerimiz vardı. Bu süreçte sokak hayvanlarına da eşim yardım ediyordu. O gün arabada bulunan ölü hayvanlar eşimin ’her canlı gömülmeyi hak ediyor’ inancı ve felsefesi gereği sokaktan aldığı ve gömmek üzere naklettiği hayvanlardır. Sanki eşim bunları öldürmüş, işkence etmiş gibi gösterilerek kamuoyunda bu tür haksız bir olgu üzerine eşim 35 gündür maalesef tutuklu. Son derece naif, iyi ve hayvansever bir insanın bu kadar sürede tutmasına açıkçası tepki gösteriyoruz. Arabada ölü bulunan beş tane kedinin 3 tanesini olay günü çöpün kenarında aldığına dair tanıklarımız mahkemede ifade verecekler. iki tane kedisi de fotoğraflar dikkatlice görecektir ki kedilerin tedavisi için kullandığı arabada ölen ve kolunda serum sondalarının olduğu görülen hayvanlardır. Eşim hiçbir hayvan zarar verecek, onları incitecek bir tavırda bulunacak karakterde değildir. 25 yılı aşkın memuriyet hizmeti olan bir devlet memurudur. Bütün deliller toplandığı halde bütün Söke‘nin bizi tanıdığı halde bu kadar süre boyunca tutuklu tutulmasına da anlam veremiyoruz" diye konuştu. "İncitildik ve hakaretlere uğradık"
Yerel ve ulusal basında çıkan haberlerin ardından yapılan yorumlara hakarete varan sözlerle kendilerinin incitildiğini ifade eden Tuncal, "Söke halkı bu olay üzerine savcılığa bizzat giderek eşim hakkında görüşlerini, mahkemede tanıklık etmek istediklerini yazılı olarak bildirdiler. Bir kısmı da savcılığa doğrudan ifade verdi. Bunların içerisinde hasta kedileri eşime vererek tedavisinin yapılmasının sağlandığını söyleyenler, kendi bütçesi üzerinden hayvanları tedavi etmek için veteriner hizmeti aldığına dair bilgi veren veteriner hekimler de mevcuttur. Eşim bu süreç içerisinde hayvanları korumaya çalışırken ne yazık ki Hayvanları Koruma Kanunu’ndan tutuklanmıştır. Bu olay son derece bizi yıpratıcı ve incitici bir durumdur. Maalesef 21 senedir yaşadığımız Söke‘de, ilçe halkı da bizi çok iyi tanımasına rağmen İzmir Bayraklı’dan gelen bir şahsın o an için yanlış algısı ve medyatik kanalları nedeniyle yaptığı haberler neticesinde senelerdir yaşadığımız; dürüstçe, namusluca, iyi insan olarak çalıştığımız Söke‘de ve Türkiye’de ulusal basında yapılan haberlerle incitildik, hakaretlere uğradık, ev adresimiz sorulur noktaya geldi. Biz aile olarak bu durumu kabul etmiyoruz. Eşimin hayvansever olduğu en büyük kanıtı, avukat olan kızımın geçtiğimiz dönem Aydın Barosu Hayvan Hakları Komisyon Başkanlığı yapmış olmasıdır. Tamamen bir yanlış anlama neticesinde düşündüğümüz bu durum bizi son derece üzmüştür. Özel hayatın gizliliği ihlal edilerek evimizin ve arabamızın görüntülerinin yayılması ve hakarete varan ifadeler nedeniyle hukuki haklarımız saklı olup, inşallah eşimin beraatından sonra bu kişiler üzerine gideceğimizi duyurmak isteriz" dedi. "Evimiz çöp ev değildir"
Eşinin okulda sokak hayvanları ile ilgili yürütülen bir projenin sona ermesinin ardından tüm hayvanları sokağa atmak yerine eve aldığını belirten Tuncal, "Çöp ev muamelesi yapılan oturduğumuz konutun durumu da okulda 4 buçuk senedir yürütülen projenin sona erdiğini tebliğinden sonra hayvanları götürecek bir belediye hizmeti olmadığından ve bunlarla duygusal bağ kurulduğundan eşim çaresizlik içinde kalmıştır. Bu olgu benim de babamın rahatsızlığı nedeniyle il dışında olduğumdan dolayı tüm kedi ve köpekleri evimize sokmasından kaynaklanmaktadır. Evimiz çöp değildir. Burada okuldan atılan, çıkarılan hayvanların bulunabilmesi için evimiz feda edilmiş. Geçici bir süre evimize kalan hayvanlar bir yetkili belediye görevlisi tarafından gösterilen bahçeye taşınmıştır. Ne yazık ki bahçe sahibi de olay medyaya yansıdıktan sonra bahçeye izinsiz girilmiştir iddiasıyla şikayetçi olmuştur. Bununla ilgili delillerimiz de mevcuttur ve mahkemeye sunulmuştur. Biz hiç kimsenin bahçesine izinsiz girmedik. Hayvan Dostu Okul Projesi adı altında internet ortamında aratıldığında okulumuzun bu projesi başarılı çalışmaları haberleri görünecektir. Biz bu haberlerden ulusal kalite etiketi dahi aldık. Ancak çevreden gelen şikayetler nedeniyle başlangıçta kurguladığımız okul ortamı bozuldu ve hayvanlar okul bahçesinde sürekli bir yerden bir yere taşınmak zorunda kaldı. Başlangıçta düşünülen sistem bu değildi" ifadelerini kullandı. "Hayvanlara işkence edildiğine dair somut bir delil yok"
Tuncal eşi N.T.’nin asla hayvanlara zarar verecek biri olmadığını ve hayvanlara işkence edildiğine dair hiçbir somut delilin olmadığını sözlerine ekleyerek şunları aktardı; "Hayvanlara işkence edildiğine, öldürüldüğüne dair hiçbir somut bir delil yok. Sabıkası olmayan bir devlet memurunun bu kadar süre tutuklu olmasını hukuki olarak eleştiriyoruz. Yargılanmaktan kaçmıyoruz, aklanma çabası içinde de değiliz çünkü akız. Bu da mahkemede elbet er yada geç ortaya çıkacak."