En az her 100 bin kişiden 3’ünde ve kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülen beyin tümörü ve tedavisi hakkında bilgilendirmelerde bulunan Op. Dr. Selçuk Gözcü, ayrıca tam donanımlı bir merkez, ekip yaklaşımı ve multidisipliner tedavi anlayışının öneminden bahsetti.
Toplumda giderek artan ve endişe kaynağı haline gelen beyin tümörleri hakkında BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Beyin Sinir ve Omurilik Cerrahisi Op. Dr. Selçuk Gözcü detaylı bilgilendirmede bulunarak, tanısı ve tedavisindeki önemli noktalara dikkat çekti.
Öncelikli olarak beyin tümörünün tanımından bahseden Op. Dr. Selçuk Gözcü, “Tümör, vücudumuzda olmaması gereken bir yerde oluşan bir doku ya da herhangi bir dokunun olması gereken yerde kontrolsüz büyümesi anlamına gelir. Vücudumuzda çok da fazla önemsemediğimiz yağ bezeleri ve et benleri de tümör kavramına girebilir. Ancak her tümör öldürücü olmasa da beyin tümörlerinde beyin dokusunun istisnai bir durumu vardır. İyi huylu tümörler de beyin kafatası içinde kapalı bir odada yer aldığından öldürücü olabiliyor. Bu nedenle beyin tümörlerinin tümü öldürücü olmasa da, mutlaka kontrol altında tutulmalı ve doğru müdahale edilmedir” diye ifade etti. Beyin tümörü yaşlara göre farklılık gösteriyor
Beyin tümörünün toplumda görülme sıklığında da bahseden Op. Dr. Gözcü, “100 bin kişide 3-5 arasındadır. Sarı ırkta ve kadınlara oranla erkeklerde görülme oranı daha çoktur. Kadınlarda ise iyi huylu olan menenjiom daha çok görülür. Beyin tümörü hemen hemen her yaş aralığında görülmektedir. Aynı zamanda beyin tümörleri yaşa göre farklılık gösterir. Örneğin; kötü huylu beyin tümörü daha çok çocuklarda ve 60 yaş üzerinde görülür. İyi huylu beyin tümörü ise geri kalan yaş aralıklarında daha sık karşılaşılır” dedi. Tanı şekli ve tedavi yaklaşımları nasıl ilerliyor
Beyin tümörlerinin nasıl tespit edileceği konusunda da bilgilendirmelerde bulunan Dr. Gözcü, “Tam donanımlı bir hastane tercihi hem tanı hem de tedavide başarıyı etkiler. Beyin tümörü tanısında altın standart olan Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) ile beyin tümörünün türü hakkında kabaca bir fikir elde edilir ve sonrasında patoloji laboratuvar incelemesi ile beyin tümörü olup olmadığı net olarak anlaşılır. İleri radyolojik görüntüleme yöntemleriyle beyin tümörlerinin detaylı bir şekilde gösterilmesi ve tanımlanması tedaviyi planlama açısından son derece önemlidir. Teknolojik gelişmeler tanı konulması ve patolojilerin tanımlanmasında büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Hastaya kontrast madde verilerek gerçekleştirilen ‘BT anjiyo’, beyin damar hastalıklarının tanısında önemli yer tutmaktadır. Bu sayede damarların yapısı rahatlıkla görüntülenebilmektedir. Beyin dokusunun ve hastalıklarının değerlendirilmesinde ise ön plana çıkan görüntüleme yöntemi MR yani ‘Manyetik Rezonans’tır. Standart MR görüntüleme ile beynin sadece anatomik ve yapısal durumu hakkında bilgi elde etmek mümkün iken, yeni teknolojiler ile beynin metabolik, biyokimyasal ve hemodinamik yapısı hakkında da bilgi sahibi olunabilmektedir. Beyinde bulunan lezyonlar hakkında bilgi sahibi olmak için bilinen yöntemlerle biyopsi yapmak zor, riskli ve zaman alıcı olabilmektedir. İleri MR görüntüleme yöntemleri ile beyinde şüphelenilen lezyonun tümör olup olmadığı belirlenebilir. Difüzyon MR, DTI MR, Fonksiyonel MR, Perfüzyon MR ve MR spektroskopi gibi ileri MR görüntüleme yöntemleriyle tümörün yaygınlığı, türü, metabolik- biyokimyasal yapısı, konuşma, görme ve hareket etmeyi sağlayan alanlar ve yolaklar ile olan ilişkisi değerlendirilebilir. İleri MR görüntüleme yöntemleriyle elde edilen veriler, tedavi yaklaşımlarının belirlemesini sağlamaktadır” şeklinde konuştu. Belirtilere dikkat
Son olarak da belirtileri hakkında uyarılarda bulunan ve ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen Gözcü, “Beyin tümörü belirtileri kusma, şiddetli baş ağrısı, konuşma ve görme bozukluğu, kol ve bacakta güçsüzlük şeklinde sıralanabilir. Beyin tümörü belirtilerine sahip olan kişiler beyin cerrahisi ya da nöroloji uzmanına başvurmalılar” diyerek konuşmasını sonlandırdı.