Müslüman ve Türk toplumlarında Hızır Aleyhisselam ile Hazreti İlyas Aleyhisselam'ın buluşması ve yaz mevsiminin başlangıcı nedeniyle kutlanılan Hıdırellez, bu yıl ne zaman ve hangi güne denk geliyor? Osmanlı İmparatorluğu döneminde de, Nisan ayından Ekim ayının sonuna kadarki süreç "Hızır günleri" olarak geçerdi. Ülkemizde de, belediyeler ve yerel yönetimler aracılığıyla Hıdırellez şenlikleri hala düzenleniyor. İşte, Hıdırellez gelenekleri ve önemi...
Hıdırellez Ne Zaman?
Hıdırellez, her yıl 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece kutlanılmaktadır. Hicri takvimi kullanan Osmanlı İmparatorluğu'nda da, 23 Nisan günü Hıdırellez'in başlangıcı olarak geçiriliyordu. Buradaki asıl maksat, kış mevsiminin sona ermesi ve yaz mevsiminin karşılanmasıdır. Bundan ötürü, halk eliyle Hıdırellez tarihlerinde oynama yapılabilir. Hristiyanlar arasında Aya Yorgi olarak bilinen bu gelenek, Miladi takvime göre 23 Nisan'da; Gregoryen takvim baz alındığında da 6 Mayıs'ta kutlanılmaktadır.
Hıdırellez Nedir?
Hıdırellez, tarihte var olmuş tüm toplumlarda farklı şekillerde kutlanılan; özü itibariyle yazın karşılanmasını temel alan bir gelenektir. Örneğin, Irak'ın güneyinde yer alan Ur kentinde; yaz mevsiminin başlangıcını simgeleyen tanrılardan Tammuz için etkinlikler yapıldığına dair tabletler tespit edilmişti. Aramice ve Arapça kaynaklarında yaz başlangıcı olarak kullanılan Tammuz kavramı, zamanla Temmuz olarak Türkçe'ye ve diğer dillere de geçti.
Tarihteki ilk örnek olarak Tammuz miti öne sürülürken, Müslüman olmayan Türk toplumlarında; Araplar arasında, Balkan kavimlerinde ve Kafkas milletlerinde de benzer uygulamaların yer aldığı bilinmektedir. İslamiyet sonrasındaki dönemde ise, Hızır Aleyhisselam ve İlyas Aleyhisselam'ın buluştuğu gün olarak kabul edilir. Tarihte, Hızır (a.s.) ile Hazreti İlyas'ın (a.s.) 6 Mayıs günü veya ona yakın bir zaman diliminde buluştuğu bilgisi yer almaz. Bu tarih belirlenirken, yaz mevsiminin başlangıcı öne sürülür.
Gelenek ve Görenekler
Hıdırellez gelenekleri, daha çok yaz mevsimini karşılamaya dönük olması hasebiyle yeşillik; sulak yerlere gidilir. Bireyler, saflığı ve temizliği simgelemesi için beyaz renk ağırlıklı kıyafetler giyer. Halka açık alanlarda veya doğrudan etkinlik bölgelerinde buluşma gerçekleştirilir. Bu buluşmalarda ateş üzerinden atlama, yerel yönetimlerin organize ettiği konserler ve çeşitli oyunlar düzenlenir.
Ayrıca, "Hızır Hakkı" için kırlık bölgede sağlıklı bir kuzu kurban edilir. Bu kuzunun eti Hıdırellez sabahında yenilir. Bu etin; insana sağlık ve güç getireceğine inanılır. Yine yeşillik bölgelerdeki çiçekler toplanır. Hemen akabinde temizlenip geniş kazanlarda kaynatılır. Bir başka rivayete göre, Hızır Aleyhisselam'ın çiçekler arasında ve yeşillikler içinde gezdiğine inanılması sebebiyle; bu çiçekli suyun güzellik ve gençlik vereceğine inanılır.
Anadolu'daki Müslüman toplumlar arasında da, dileklerin kabul olması için Hıdırellez günü oruçlu geçirilir, sadaka verilir, iyi ve güzel olan davranışlarda bulunuluyor. Hızır'a rastlayabilmek için onun adına kurban kesilir ve adak adanırdı.
Denizli, Erzurum ve Balıkesir gibi şehirlerde de, eskiden Hıdırellez günlerinde "Baht açma" geleneği yapılırdı. Kısmetinin olmadığını düşünen genç kızlar, küpelerini veya herhangi bir değerli ziynetini bir çömleğe koyardı. Daha sonra bu çömlek su ile doldurulurdu. Çömlek tamamen suyla dolduktan sonra ağzı kapatılır ve gül tarhının yanına bırakılırdı. Geceyi gül tarhının bitişiğinde geçiren çömlek, sabah çeşitli maniler eşliğinde; bahtının açılmasını isteyen kızlar tarafından açılırdı.
Son olarak, Hızır Sopası da en az diğer gelenekler kadar bilinen bir uygulamaydı. Hıdırellez günü şifa bulmak isteyen, ağrıları ve sızıları bulunan kimseler, bu bölgelerine sopa ile vururdu. Sopa sayesinde şifa bulunacağı düşünülürdü.