Amerikan CBS televizyonunda beş sezondur yayımlanan “SEAL Team” dizisinin yeni sezon içeriği Suriye’de PKK-PYD’li teröristler ile Amerikalı askerlerin iş birliğini konu alıyor. Yapımcı-yönetmen Nazif Tunç, diziyi ABD’nin maşasını meşrulaştırma girişimi olarak yorumladı.
PKK terör örgütüne ait sembollerin aleni sergilendiği dizi, eylül ayından itibaren yayımlanmaya başlayacak. Amerikan Paramounth şirketi tarafından çekilen dizi ile ilgili gazetemize konuşan usta sinemacı Nazif Tunç “Hollywood uzun yıllar ABD’nin dünyaya nizam verme aracı olarak etkin bir biçimde kullanıldı. Şimdi bunu çevrim içi mecralarla daha da geliştirdiler.
Dünya barışı ve huzuru bozma amaçlı her girişimin ardından aynı isimler ve şirketler çıkıyor. Sinema, sanat gibi bir dertleri yok. Kaos zeminini derinleştiren, ülkelerin, halkların geleceğini kirleten, karartan işler bunlar. Terörü yücelten her yapıt insanlığa kurulan bir kumpastır” değerlendirmesinde bulundu.
DEAŞ ÜZERİNDEN PKK’YA MEŞRUİYET
Greig Kameron’un yönetmenliğini üstlendiği dizinin başrol oyuncuları arasında David Boreanaz, Max Thieriot, Jessica Paré, Neil Brown Jr, AJ Buckley gibi isimler var. PKK sembolleri ve terör örgütü elebaşına ait posterlerin sık sık sergilendiği SEAL Team dizisi DEAŞ’a karşı PKK/PYD-YPG’yi kahraman gösterme üzerine kurgulanmış. Terör örgütü PKK’nın sözde kadın yapılanması YPJ’li teröristlere özel önem verilen dizi ile eli kanlı caniler tüm dünyaya kahraman olarak gösterilmeye çalışılıyor. Yapımcı-Yönetmen Nazif Tunç’a göre Amerikalılar sadece ürettikleri hayalî zafer ve kahramanlarla yetinmiyor, farklı coğrafyalarda devşirdikleri maşaları da kahramanlaştırarak dünya nezdinde itibar kazandırmaya çalışıyor.
SİNEMAYLA DÜNYAYI DİZAYN EDİYORLAR
Bu noktada Türk sinema-dizi sektörüne eleştirel yorumlarda bulunan Nazif Tunç, şunları kaydetti: İdlib, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtları gerçek birer efsanedir. Hiçbir yeri yıkmadan, yakmadan binlerce kilometrelik alanı terörden temizledik. Oralarda barışı tesis ettik. Ancak Hollywood gibi hayalî kahramanlar üreten yapıtlara inat gerçek kahraman ve hakiki manada yazılan destanlar beyaz perdeye ya da dizilere konu olmuyor. Çünkü bizim sektör festivallere ve oradan gelecek ödüllere odaklı. Kendi ülkesine yabancı. Halkının hikâyelerinden uzak. Bu noktada Batı sinemasının sadece dünya geneli algıyı yeniden dizayn etmekle yetinmediğini, bizim gibi ülkelerde sanat, edebiyat, kültür alanını da dizayn ettiğini söylememiz gerekiyor. Kendi kültürüne yabancılaştırıyor. Festivallerde ödül alma motivasyonu sektörü memleket gerçeğini uzağına savuruyor. Kendi, acılarına, sevinçlerine, kahramanlıklarına ve öz meselesine duyarsızlaştırıyor.