Hong Kong'da Pekin Meclisinde oy birliğiyle kabul edilen ulusal güvenlik yasası, bölgede vatana ihanet, ayrılıkçılık, hükümeti devirmeye teşebbüs, halkı isyana teşvik, sabotaj, dış güçlerle işbirliği, devlet sırlarını açığa vurma ve casusluk gibi 39 suçu tanımlıyor. Hong Kong'un anayasası niteliğindeki Temel Yasa'nın 23.
maddesi uyarınca çıkarılması gereken yasa, kentin İngiliz sömürge yönetiminden Çin'e devredildiği 1997'den bu yana siyasi tartışmaların odağında yer alıyordu.
Ulusal Güvenliği Koruma Yasası, tasarı olarak ilk kez 2003'te meclise sunulduğunda yüz binlerce kişinin katıldığı protestoların ardından rafa kaldırılmış, sonraki hükümetler konuyu yeniden meclise getirmekten kaçınmıştı.
Hong Kong vatandaşlarının ulusal güvenlikle bağlantılı suçlardan yargılanabilmesinin önünü açan yasa, bölge otoritelerinin bu konudaki yetkilerini genişletiyor.
Yasa, vatana ihanet, ayaklanma, Çin silahlı kuvvetlerini isyana teşvik, dış güçlerle işbirliği içinde kamuya ait altyapıya zarar vermek gibi suçlar için ömür boyu hapis cezası öngörüyor. Yasayla bazı suçlar yurt dışında işlense dahi Hong Kong'da yargılanabilmesinin önünü açılıyor.
Çin'in 2020'de kabul ettiği Ulusal Güvenlik Yasası'nın onaylanıp çatı düzenleme olarak bölgede yürürlüğe girmesinin ardından mevzuat boşluğunun giderilmesi için yerel bir ulusal güvenlik yasasının yapılması yeniden gündeme gelmişti. Hong Kong'un anayasası niteliğindeki Temel Yasası'nın 23. maddesi, güvenlikle bağlantılı bazı suçlarda yargılama yapılabilmesi için yerel kanunların çıkarılmasını şart koşuyor.
Pekin yönetimi, son yıllarda bölge üzerindeki hakimiyetini artıracak Ulusal Güvenlik Yasası ve seçim sisteminde yapılan değişikliklerle bölgenin özerk yönetim yapısını aşındırdığı eleştirilerine hedef oluyor. .