İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Moskova’da gerçekleştirilen Hazar ülkelerin Dışişleri Bakanları toplantısında gerçekleştirdiği konuşmasında, “Çocuklara karşı işlenen suçlarda İsrail ilk sırada yer alıyor. Ne bölgede ne de dünyanın başka yerlerinde hiçbir terör örgütünün tarihinde bu kadar çocuk cinayeti kaydedilmedi. İsrail’in savaş suçlarının ispatı için bu kadar sivil insanın ölümü yeterli değil mi?" dedi.
Rusya’nın başkenti Moskova’da Hazar ülkelerinin Dışişleri Bakanları toplantısına ev sahipliği yaptı. Toplantıda Azerbaycan, Rusya, Türkmenistan, Kazakistan ve İran’ın Dışişleri Bakanları bir araya geldi. Toplantıda konuşan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, “Hazar Denizi, bu denize kıyısı olan ülkelerin 270 milyondan fazla insanının ortak mirası, dostluk merkezi, iyilik ve bereket kaynağıdır. Bu değerli mirası gelecek nesillere aktarmaya çalışmalıyız" dedi. Abdullahiyan, "Hazar Denizi, kuzey ile güney, doğu ile batı koridorları arasındaki bağlantıdır. Hazar Denizi’nde güvenlik ayrılmaz bir olgudur ve bunun sürdürülmesinde hepimize görev düşüyor. Beşli işbirliği süreci hızlandırılmalıdır. Tek taraflı eylemlerin durdurulması lazım. Hazar Denizi’ndeki tüm işbirliği alanlarını yönetebilecek ve denetleyebilecek bir sekretarya veya organizasyonun oluşturulması gerekiyor" ifadelerini kullandı. “İsrail’in uluslararası mahkemede yargılanması gerekiyor”
İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçları nedeniyle uluslararası mahkemelerde yargılanması gerektiğini belirten Abdullahiyan, Hazar Denizi’ne sınırını olan ülkelerin İsrail aleyhinde alacağı kararların önemli olduğunu söyledi. Abdullahiyan, “İsrail’e yakıt sağlama ve ürün gönderme gibi ticari faaliyetler sonlandırılmalı. İsrail ürünleri boykot edilmeli. Filistin halkı ile dayanışma için en azından bu adımlar atılabilir” dedi. "Gazze’de yaşananlar trajedi ve insani felakete dönüştü"
Hamas’ı Filistin halkının kurtuluş hareketi olarak gördüklerini belirten Abdullahiyan, Filistin direnişini ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını desteklediklerini söyledi. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının bölge için tehdit oluşturduğunu kaydeden Abdullahiyan, “Güvenlik, ülkeleri birbirine bağlayan önemli bir unsur. Dünyanın başka bir noktasında yaşanan olumsuz gelişmeler diğer ülkeleri de etkiliyor. Gazze’de yaşananlara bu pencereden de yaklaşabiliriz. Siyonist İsrail rejiminin Gazze’ye yönelik ikinci saldırıları acımasız bir şekilde devam ediyor. Gazze’de yaşananlar bir ‘kriz’ olmaktan çıkarak büyük bir ‘trajedi’ ve ‘insani felakete’ dönüştü. Tüm dünya Gazze’deki ateşkesin kalıcı olmasını beklerken, Siyonist rejim içeride ve dışarıdaki baskılara rağmen ateşkesi ihlal ederek savaş suçu işlemeye devam ediyor” ifadelerini kullandı. “Çocuklara karşı işlenen suçlarda İsrail ilk sırada yer alıyor”
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında 16 binin üzerinde sivilin hayatını kaybettiğini belirten Abdullahiyan, “Çocuklara karşı işlenen suçlarda İsrail ilk sırada yer alıyor. Ne bölgede ne de dünyanın başka yerlerinde hiçbir terör örgütünün tarihinde bu kadar çocuk cinayeti kaydedilmedi. İsrail’in savaş suçlarının ispatı için bu kadar sivil insanın ölümü yeterli değil mi? Uluslararası toplum hala bu katliam ve soykırımı izlemeye devam mı edecek?” şeklinde konuştu. Nurtleu: “Ortak görevimiz çevresel güvenliği sağlamaktır”
Kazakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Nurtleu ise, Devlet başkanlarının Hazar’da askeri faaliyetler alanında güven artırıcı önlemler anlaşmasına ilişkin talimatın yerine getirilmesinin geciktiğini belirterek “Kazakistan, taraflarca üzerinde mutabık kalınan niceliksel ve niteliksel sınırlarla denizde silah kontrol mekanizmasının oluşturulması gerekliliğinden hareket ediyor. Gelecekte silahlanma yarışını engellemek amacıyla anlaşma taslağında somut ve açık güven artırıcı önlemlerin belirtilmesini öneriyoruz. Kazakistan, bu bağlamda gelecek yılın başında taslak anlaşmaya ilişkin üçüncü tur görüşmeleri düzenlemeye hazır” dedi.
Nurtleu, Hazar Denizi’nin hukuki statüsüyle ilgili Aktau Anlaşmanın yürürlüğe girmesinin önemli hedeflerden olduğuna dikkati çekerek, “Bildiğiniz üzere Aktau Anlaşmasının onaylanmasının bir şartı doğrudan temel çizgilerin belirlenmesine yönelik metodoloji üzerinde 5 tarafın mutabık kalmasıdır. Bu aşamada yüksek düzey çalışma grubunun çabalarını, tüm tarafların çıkarlarını dikkate alarak bu belge üzerinde anlaşmaya varmaya yoğunlaştırması gerektiğine inanıyoruz. Tarafları yapıcı olmaya ve dengeli bir çözüm bulmaya çağırıyoruz” ifadesini kullandı.
Bakan Nurtleu, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in girişimiyle bu yılın sonuna kadar Kazakistan’da Hazar Denizinin araştırılması için bilimsel-araştırma enstitüsünün kurulacağını aktardı. Kazakistan’ın, Azerbaycan’ın Hazar’ın sığlaşmasına ilişkin 5 kıyı ülkenin katılımıyla çalışma grubu oluşturma girişimini desteklediğini söyleyen Nurtleu, “Hazar Denizi, benzersiz bir ekosistem nesnesidir ve durumu kıyı ülkelerin doğası ve hayatını doğrudan etkiliyor. Bu nedenle ortak görevimiz çevresel güvenliği sağlamaktır. Bu sorun istisnasız tüm bölge ülkelerini ilgilendiriyor ve eşgüdümlü, zamanında ve etkili eylemler gerektiriyor” dedi.
Meredov: “Son 25 yılda deniz seviyesinin 2 metre geriledi”
Türkmenistan Dışişleri Bakanı Raşid Meredov da Azerbaycan’ın Hazar’la ilgili beş taraflı uzman grubunun oluşturulması girişimini desteklediklerini ifade ederek, “Çalışmalarına bilimsel güçleri dahil etmenin, konferanslar, yuvarlak masalar ve benzer etkinlikle formatında tartışma platformları oluşturulmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Özellikle bu sürece Hazar havzasında su kaynakları yönetim konularıyla ilgilenen araştırmacı ve uzmanların dahil edilmesi önemlidir” değerlendirmesini yaptı. Meredov, Hazar Denizi seviyesindeki düşüşün yakından incelenmesi ve dikkat edilmesi gereken acil konulardan olduğunun altını çizerek, son 25 yılda deniz seviyesinin 2 metre gerilediğini aktardı.