HABER7
Filistin'de Kassam Tugayları’nın başlattığı tarihi Aksa Tufanı operasyonu İsrail’in tam kalbinde sarsıcı tesir oluştururken, İsrail askeri kayıplarına karşılık olarak yine sivil katliamlara girişiyor. İsrail, Gazze’deki okul, cami, alışveriş merkezi, apartman gibi tamamen sivil noktaları bombalarken, Filistinli direnişçilerin ilerleyişi, işgal altındaki topraklardaki askeri birimler üzerinden devam ediyor.
7 Ekim’de kara, hava ve denizden başlatılan Aksa Tufanı operasyonunda bugüne kadar neler yaşandığını Radyo7’de anlatan Gazzeli gazeteci Muin Naim, çarpıcı bilgiler paylaştı.
Muin Naim, İsrail işgaline karşı vatan topraklarını savunan direnişçilerin büyük bir gizlilik içerisinde çalışma yürüttüklerini ve Aksa Tufanı’nın son saniyesine kadar komutanların dahi haberdar edilmediğini belirtti.
Gazeteci Naim, İsrail istihbaratının uyutulduğu Aksa Tufanı operasyonunda işgal kuvvetlerinin ağlayarak ve saklanarak görevden kaçmasının ayrıca bir zafiyet olduğunu kaydetti. Naim, İsrail ordusundaki acziyetin, operasyona katılan savaşçıların bile beklediğinden daha fazla olduğuna değindi. İsrail ordusunun üst düzey isimlerinin esir alındığını ifade eden Muin Naim, işgal ordusundaki kayıpların açıklanan rakamın 3 kat daha fazla olduğunu bildirdi.
İSRAİL KUVVETLERİ DAĞILDI
Radyo7 Haber Müdürü Mehmet Can’a konuşan Yurtdışındaki Filistinliler Halk Kongresi Genel Sekreterliği Üyesi Muin Naim, Aksa Tufanı operasyonuna dair şunları söyledi:
Operasyon, İsrail balonunun patlamasının ilk darbesi olabilir. İsrail ciddi şekilde zayıflamış durumda. Hem askeri hem istihbari olarak dünyanın en güçlü, en gelişmiş denilebilecek kadar imkanı olan bir sistemden bahsediyorlardı. Fakat direnişçilerin kendileri dahi bu kadar zayıf bir yapı ile, dağılmış bir rejimle karşı karşıya kalacaklarını tahmin etmiyorlardı. Ama İsrail güçleri dün dağıldı.
AĞLAYARAK KAÇTILAR
İsrail’daki istihbarat zafiyetine değinen Muin Naim, şöyle konuştu:
Bu operasyonda İsrail tarafında kesinlikle istihbarat zafiyeti var. Bu zafiyetin karşısında direnişin çok gizli, çok ustaca bir planı var. Ayrıca direnişin kendi komutanları dahi operasyondan son anda haberdar oldu. İstihbarat zafiyeti artık inkar edilemez ama askerlerinin, komandolarının, özel timlerinin direniş karşısında ağlayarak, saklanarak görevden kaçması başka bir zafiyettir. Sözde ‘yenilmeyen ordu’nun perişan hali gerçekten başka bir hikayedir.
BİR AVUÇ DİRENİŞÇİNİN ÖNÜNDE ÇÖKTÜLER
İsrail ordusunun gerçek gücünün ortaya çıktığını kaydeden Naim, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uzaktan kumandalı olarak, sivillere, mahallelere karşı cehennem gibi ateş yağdıran İsrail ordusunun, gerçek çatışmada o kadar cesur ve deneyimli olmadığı ortaya çıktı. Çünkü direnişçiler eğitim almışlar, plana uymuşlar, haberleri bir anda olmamış tamam ama gelen görüntüler gerçekten şaşırtıcı. Bir devletin dünyaya eğitim vermeye çalışan, dünyaya kendini ‘en iyi askeri sistem’ olarak lanse etmeye çalışan ordusunun subayları, komutanları bir avuç direnişçinin önünde çökmüş durumda.”
EN KRİTİK İSİMLER ESİR!
Çatışmaların ilk 5-6 saatlik çevresinde Genelkurmay Başkanının altındaki en önemli 3 kişiden 1’inin esir alındığını vurgulayan Filistinli gazeteci Muin Naim, “O bölgenin özel tim diyebileceğimiz birliklerin komutanı öldürüldü. Bütün sınır birliklerin başındaki komutan esir alındı. Burada Allah-u Teala’nın yardımı, inayeti vardır. Allah onların yüreklerine korku saldı ve tepki veremeyecek kadar zayıfladılar.” dedi.
Hamas: "İsrailli esirlerin sayısı Netanyahu'nun düşündüğünden kat kat daha fazla"
İSRAİL’İN BİLDİĞİ TEK ŞEY UZAKTAN KATLİAM
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “Gazze’yi boşaltın” çağrısını değerlendiren Muin Naim, “Gazze’nin sınırları açık mı ki insanlar oradan çıksın? Oradan çıkmaya çalışanları da vuruyorlar zaten. Kaldı ki oradan kimsenin kaçmaya niyeti yok. ‘Biz 1967’de kaçtık ancak bu sefer kaçmayacağız’ diyor Gazzeliler. İnsanlık tarihinde anlatılabilecek en uzun süreli açık hava hapishanesidir şu an Gazze. 44 kilometre uzunluğunda, 8 kilometre derinliğinde bir bölgeden bahsediyoruz. Ve burada 2,5 milyona yakın insan var. Yani Filistin’in en yoğun nüfuslu bölgesi. İsrail, Gazze’de bugün sadece bir mahalleye 110’dan fazla bomba attı.. İsrail’in bildiği tek şey uzaktan, karşı karşıya gelmeden insanları havadan boğmaya çalışmaktır.” diye konuştu.
Hangisi terör? İsrail, askeri kayıplarını açıkladı, Gazze'deki sivil yerleşimleri vurdu
100 ÇOCUĞU VURDULAR
Filistin’deki şehit sayısına ilişkin son verileri paylaşan Naim, “Bugün sabah saatlerine kadar yaklaşık 550 şehit var. Bunların 100’ü çocuk, 60’ı kadın. İşgal ordusu gençlerin, direnişçilerin karşısında korkakça kaçan, saklanan yada teslim olan komutanları, orduları, özel timleri ancak jetleriyle saldırabiliyor. İnsanlık namına utanç verici bu.” ifadelerini kullandı.
İsrail tarafında 700 ölü olduğu açıklanmıştı. Muin Naim, ölü sayısının daha fazla olduğunu bildirdi. Naim, “Baştan beri 50, 60, 80 kişi olarak açıklıyorlar. Ciddi bir ölü ve esir durumu var. Filistin çevresinde yani İsrail şeridinde hala onlarca direnişçi mevcut. Ve hala onlarca çatışma bölgesi var. 30-40 kilometre uzaklıktaki noktalara ulaşılmış durumda. İsrail’in açıkladığı ölü sayısının 3 katı olabilir. Esir sayısı fazla olmayabilir ama İsrail’de ölü ve yaralı sayısı açıklanandan çok fazla." şeklinde konuştu.
EZİYET İDDİALARI GERÇEK Mİ?
Sivil kadın esirlere eziyet edildiği iddiaları hakkında değerlendirmede bulunan Muin Naim, şunları söyledi:
“Kadın erkek fark etmeksizin herkes askerdir. Elinde silahlı olarak Filistinlilere karşı silahlı çatışmalara katılan kadınların çok fazla olduğu unutulmamalı. İsrail’de 24 ay zorunlu askerlik vardır. İsrail ordusunun yarısı kadın. Ve askerliğini bitirdikten sonra isteyenler silahlarını yanına alabiliyor ve silahlı çatışmalara katılabiliyorlar. Elbette nahoş, kabul etmediğimiz görüntüler yaşanmış olabilir. Bu tür devasa çatışmalarda kabul edilemeyen vaziyetler yaşanabilir fakat bunların geniş çaplı olduğunu iddia etmek mümkün değildir.
Ağlayan bir kadının videosu yayınlandı, ‘Filistinliler kadınları tutukluyor’ dediler. Sonra o kadının sivil değil, deniz piyadesi olduğu belgelendi. İsrail askerlerinin çoğu çifte vatandaştır. O görüntülerdeki kadınların ‘Alman vatandaşıymış’ denilmesi de esas olarak Alman olduğunu değil, İsrail ordusunda görevli çifte vatandaşlığı bulunan asker olduğunu gösteriyor. Şu ana çoğu esire hiçbir kötü muamele yapılmadığı bir hakikattir.”