Gündem

Kadın avukatlardan Bengi Başer'in çirkinliğine suç duyurusu!

İslami değerleri ve Müslümanları her fırsatta hedef alan Bengi Başer, son yaptığı çirkin paylaşımın ardından İslam Davası Cemiyeti mensubu kadın avukatlar tarafından suç duyurusunda bulunuldu.

Kadın avukatlardan Bengi Başer'in çirkinliğine suç duyurusu!
11-08-2023 14:13

Haber7 - ÖZEL

A Milli Kadın Voleybol Takımımız FIVB Milletler Ligi finalinde Çin'i 3-1 mağlup ederek tarihinde ilk kez Milletler Ligi'nde şampiyon olmasının ardından muhalif bazı isimler İslami değerleri ve Müslümanları hedef aldı.

VOLEYBOL TAKIMI ÜZERİNDEN ÇİRKİN PAYLAŞIM

Pandemide ortaya çıkan ve bir TV kanalında 'aşı olmayan öğrencilerin eğitim haklarının elinden alınması’ çağrısı yapan ve geçtiğimiz seçimde CHP'den milletvekili aday adayı Bengi Başer, milli voleybol takımı üzerinden çirkin bir paylaşımda bulundu.

CHP’li Başer, sosyal medya hesabından tesettürlü kadınlara ve olumsuz bir algı oluşturulan bir Müslümana top fırlatılan bir karikatürü paylaştı. Çirkin paylaşımına bir de not düşen Başer, "Kadın isterse, yapar ve bu ülkenin Cumhuriyet kadını bu ülkenin başını her daim dik tutar! Yobaza inat!.." ifadesini kullandı.

BENGİ BAŞER’İN ÇİRKİNLİĞE SUÇ DUYURUSU

İslam Davası Cemiyeti’ne mensup kadın avukatlar, Bengi Başer’in çirkinliğine ders veren bir suç duyurusunda bulundu. Türk Ceza Kanunu'nun 216. maddesinde yer alan "Dini değerlere hakaret ve aşağılama", "İnsanları kin ve düşmanlığa tahrik" suçları kapsamında dava açan kadın avukatlar, sosyal medya paylaşımlarıyla dini değerlere hakaret, aşağılama ve insanları kin ve düşmanlığa tahrik niteliğindeki ifadeleri nedeniyle Bengi Başer'in cezalandırılması talebinde bulundu. 

Kadın avukatların verdiği dilekçede şu ifadeler yer aldı:

"Şüpheli Bengi Başer, sosyal medyada çeşitli tarihlerde yaptığı paylaşımlar ile toplumun büyük bir kesiminin benimsediği İslam inancına mensup, Müslüman kesime hakaret etmekte ve toplumun diğer kesimlerini onlar aleyhine tahrik etmektedir. Öyle ki, Bengi Başer’in paylaşımlarından sonra toplum içerisinde Müslüman halka yönelik şiddet ve hakaret içeren pek çok eylem meydana gelmiştir. Bu da şüpheli Bengi Başer’in paylaşımlarının somut tehlike unsurunu gerçekleştirdiğine kanıttır. 

Şüpheli Bengi Başer, özel bir hastanede kardiyolog hekim olarak görev almakta olup, akademik olarak “Prof. Dr.” ünvanına sahiptir. Yine 2022 yılında siyasete adım atarak CHP’ye üye olmuş, yapılan son yerel seçimlerde de söz konusu partiden İstanbul 1. Bölge milletvekili aday adayı olmuştur. Şahsına ait İnstagram hesabında 110 bin, Twitter hesabında ise 536 bin takipçisi bulunmaktadır.(EK-1)

Şüpheli Bengi Başer’in paylaşımlarından bazıları şu şekildedir; (EK-2)

Instagram sosyal medya uygulaması ve Twitter uygulaması üzerinden 14 Temmuz 2023 tarihinde yapılan paylaşım;

Instagram sosyal medya uygulaması ve Twitter uygulaması üzerinden 13 Temmuz 2023 tarihinde yapılan paylaşım;

Instagram sosyal medya uygulaması üzerinden 2 Temmuz 2023 tarihinde yapılan paylaşım;

Twitter uygulaması üzerinden yapılan paylaşım;

Instagram uygulaması üzerinden yapılan diğer paylaşımlar;

Şüpheli Bengi Başer’in sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımlar kamuoyunda tepki toplamış, haber sitelerinde bu tepki yerini almıştır. (EK-3) Yapılan haberler incelendiğinde yapılan paylaşımlarla somut tehlikenin oluştuğu, halkın bir kesiminin benimsediği dini değerlerin alenen aşağılandığı ve paylaşımların toplum barışını bozmaya elverişli olduğu görülecektir. Yine paylaşımlar altında yapılmış yorumlarda halkın ne derecede kutuplaştırıldığı alenen ortadadır. (EK-4) Toplumu ayrıştıran ve bölen bir yaklaşım sergileyen, insanların toplumsal özelliklerini dinsen özelliklerine indirgeyen ve bu indirgemede –kendince- aşağılama yolunu seçen şüphelinin açıkça saldırgan ve ayrıştıran paylaşımları ile suç işlediği sabittir.

B- HUKUKİ DEĞERLENDİRME: 

1- SÖZ KONUSU EYLEM TCK KAPSAMINDA SUÇTUR: 

T.C. YARGITAY 8. Ceza Dairesi Esas No: 2020/7761 Karar No: 2023/2416 Karar Tarihi: 24.04.2023 Tarihli İlamında;

“5237 sayılı Kanun'un 216’ncı maddesinin birinci fıkrasında, halkın din bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması şartıyla cezalandırılır. O halde bu suçun işlenebilmesi için, halkın bir kesiminin, diğer kesimi aleyhine tahrik edilmesi gerekir. Kin ve düşmanlığa tahrikin anlamı husumet beslenen konuya karşı tasarlayarak zarar vermeye, öç almayı gerektirecek şiddette nefret duymaya yönelik hareketlerin zeminini oluşturan psikolojik hal olarak belirlenebilir. Tahrik ise, baskalarına, belirli yönde hareket etmeleri için, açık bir psikolojik baskı demektir. Suçun oluşması için "grupların, gruplara karsı kin ve düşmanlığa bilfiil tahrik edilmiş olmaları gerekir.

5237 sayılı Kanun'un 216’ncı maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen suçun hareket unsuru ise, halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri kamu barışını bozmaya elverişli bir biçimde alenen aşağılamaktır. Madde metni, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (765 sayılı Kanun) 175 inci maddesinin üçüncü fıkrasına benzer şekilde düzenlenmiştir. Ancak 765 sayılı Kanun'un anılan hükmünde, dini değerden ne anlaşılması gerektiğini "Allah, dinler, dinlerin peygamberleri ve kutsal kitapları şekilde sınırlı şekilde saymışken, 5237 sayılı Kanun'daki düzenlemede bu sınırlama kaldırılarak sadece dini değerlerden söz edilmiştir. Maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen suçun oluşması için bu dini değerlerin halkın bir kesimi tarafından benimsenmiş olmalıdır. Madde metnindeki asıl hareket unsuru, dini değerleri aşağılamaktır.

Bu aşağılamanın, mutlaka alenen yapılması ve kamu barışını bozmaya elverişli nitelikte olması gerekir. Kamu barışını bozmaya elverişli olmaktan maksat, aşağılama fiilinin bireylerin taşıdıkları, Barış esasına dayalı bir hukuk toplumunda yaşadıklarına dair duyguyu zedelemesi veya zedeleme ihtimalinin somut biçimde ortaya koymasıdır. Tehlike suçu olması nedeniyle eylemin yapılması ile halkın dini degerlerinin aşağılandığı duygusuna kapılması önemli degildir, objektif olarak eylemin aşağılayıcı nitelikte olması yeterlidir.”

Söz konusu olayda şüpheli Bengi Başer; çeşitli sosyal medya araçlarıyla (Twitter, İnstagram vs.), çeşitli zamanlarda yaptığı paylaşımlar ile alenen YOBAZ diye hitap ettiği müslüman kesime karşı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu işlemiştir. Öyle ki “Yobaza İnat!”, “bu sefil yobaz zihniyet oldukça daha nice bedenler yitip gidecek” gibi söylemleriyle voleybolcu kadının çarşaflı kadınlara ve sarıklı erkeğe topla vurması, kurdun çocuğu sarıklı adamdan koruması gibi şiddet içeren paylaşımlarıyla toplumun çeşitli kesimlerini Müslüman topluma karşı tahrik ettiği ortadadır. Hatta bu tahrik sadece psikolojik olarak kalmayıp şiddete teşvik eden şekilde yapılmış bulunmaktadır.

2- ŞÜPHELİNİN EYLEMİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINI AŞMIŞTIR: 

T.C. YARGITAY 8. Ceza Dairesi Esas No: 2020/7761 Karar No: 2023/2416 Karar Tarihi: 24.04.2023 Tarihli İlamında;

“Açıklanan normlar birlikte değerlendirildiğinde, özgürlüklerin demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak ulusal güvenlik, toprak bütünlüğü, kamu güvenliği ve düzeninin korunması, suç islenmesinin önlenmesi, sağlıgın ve ahlakın, baskalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli kalması gereken haberlerin yayılmasına engel olunması veya yargı gücünün otorite veya tarafsızlığının korunması için kanunla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlama ve yaptırımlara tabi tutulacağı anlaşılmaktadır. Ancak düsünceyi açıklama özgürlügünün sınırlandırılmasına iliskin düzenlemelerin olabildiğince dar yorumlanması gerektiği, sınırlandırma için önemli bir toplumsal gereksinim veya zorunluluğun bulunması, bu sınırlandırmanın meşru bir amacı gerçekleştirmek için yapılması, sınırlandırmada aşırıya gidilmemesi ve her hal ve koşulda sınırlandırmanın bireysel ve toplumsal gelişimi zedelemeyecek ölçüde olması kabul görmekle birlikte, iftira, sövme, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savaş kışkırtıcılığı, hukuk düzenini zor ve cebir yoluyla değiştirmeye yönelen, farklılıklar arasında nefret, ayrımcılık, kavga, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik beyan, ifade ve eylemler ise düsünce .özgürlüğü bağlamında hukuki koruma görmemekte, suç sayılmak suretiyle cezai yaptırımlara bağlanmaktadır.”

Yargıtay ilamında açıkça vurgulandığı üzere; toplumdaki farklılıklar arasında nefret, ayrımcılık, kavga, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik paylaşımlar ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilip hukuki koruma altına alınamaz. Ayrıca Bengi Başer söz konusu paylaşımları sistematik bir şekilde çeşitli zamanlarda çeşitli sosyal medya alanlarında yapmıştır. Konumu, eğitimi, sosyal ve siyasi statüsü ile de söz konusu eylemin sonuçlarını kavrayabilecek yeterliliktedir. Paylaşımlarını kastı çok net bir şekilde ortadadır. 

3- ŞÜPHELİNİN EYLEMİ SOMUT TEHLİKE UNSURUNU OLUŞTURMUŞTUR:

T.C. YARGITAY 8. Ceza Dairesi Esas No: 2020/7761 Karar No: 2023/2416 Karar Tarihi: 24.04.2023 Tarihli İlamında;

“Sanığın, “Olay ve Olgular” başlığı altında belirtilen Islam dinince kutsal sayılan dini degerleri aşağılamaya yönelik paylaşımlarının, 5237 sayılı Kanun'un 216’ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında, ülkemizin genel yapısı itibariyle Islam dinine mensup olan halk nazarında paylaşımlara gelen tepkiler de dikkate alındığında kamu barısını bozmaya elverişli olduğu ve bu nedenle objektif cezalandırılabilme kosulunun da oluştuğunun anlaşılması karsısında, iddianamede 5237 sayılı Kanun'un 216 ncı maddesinin ü.üncü fıkrasının uygulanması talep edildiği gözetilmemesi, bozma nedenine baglı olarak suç vasfının 5237 sayılı Kanun'un 216’ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında kabul edilmesi nedeniyle bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay ilamında belirtildiği üzere halk nazarında gelen tepkiler söz konusu paylaşımların objektif cezalandırılabilme koşullarının oluştuğunu göstermektedir. Söz konusu olayımızda Bengi Başer’in paylaşımından ve paylaşımlarının tekrar gündeme gelmesinden sonra toplumdaki bir kısım insanlarca, şüphelinin hedef aldığı çarşaflı ve sarıklı insanlara karşı şiddet eylemlerinde bulunduklarını görmekteyiz. (EK-6)

4- ŞÜPHELİNİN EYLEMİ GENİŞ BİR KİTLEYE ULAŞMAKTADIR

Şüpheli Bengi Başer, hem akademik kimliği hem mesleki ünvanı hem de siyasi kimliği ile toplum nezdinde ön planda olan, sosyal medya hesaplarından yarım milyondan fazla takipçisi bulunan biridir. Tüm bunlar ön plana alındığında şüphelinin paylaşımlarının ciddi bir toplumsal kesime ulaştığı aşikardır. Bu da eylemlerinin yarattığı tehlikeyi arttırmaktadır. 

Bu sebeplerden dolayı şüphelinin şikayet konusu paylaşımlarda doğrudan Müslümanları hedef alan, onları kutuplaştırmaya ve ötekileştirmeye çalışarak hakaret cümleleri kuran, Instagram, twitter ve diğer sosyal medya hesaplarından yapmış olduğu paylaşımlara erişimin İVEDİLİKLE engellenmesi ve kaldırılması gerekmektedir. 

NETİCE-İ TALEP: Yukarıda arz ve izah olunan, tarafınızca da re’sen nazara alınacak sebeplere binaen; 

1- Şüpheli Bengi Başer’in ivedilikle sosyal medya hesaplarına erişimin İVEDİLİKLE engellenmesi

2- Şüpheli hakkında gerekli soruşturmanın yapılması ve tarafınızca iddianame düzenlenerek cezalandırılmasını bilvekale saygıyla talep ederiz."

İSLAM DAVASI CEMİYETİ'NDEN BASIN AÇIKLAMASI

Konuyla ilgili basın açıklaması yapan İslam Davası Cemiyeti, Müslüman kadınlara ve başörtülerine yönelik saldırılara karşı kurulduğunu belirtti. Kadın avukatlar tarafından kurulan kuruluş, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelerde bulundu:

"Esselamu aleykum ve Rahmetullahi ve berakatühü

Salat ve selam insanlığı cehaletin pençesinden kurtaran insanlığa nizamı, adaleti, sevgiyi, merhameti ve insanlık cevherini öğreten Alemlerin Efendisinin üzerine olsun.

Bugün buraya Alemlerin Sahibi olan Rabbimizin biz Müslüman hanımlara olan tesettür emrini müdafaa, değerlerimizin ve inancımızın nişanesi olan örtümüzü, incitmeye uzanan dillerden ve ellerden muhafaza için toplanmış bulunmaktayız.

Özgürlük naraları ata ata özgürlüğümüzü kısıtlama gayreti güden, saygı naraları ata ata inancımıza saygısızlık eden, tüm edebî kelimeleri edepsizliklerine kılıflayan, Müslüman bir hanımın özgür ve hür olduğunun en bariz nişanesinin örtüsü olduğunun idrakine hala daha varamayanlar bilsinler ki bundan sonra örtümüze söz ve el uzatanların karşısında dikelecek ümmetin avukatları olarak sonuna kadar hukuki mücadele ve mücahedemizi sürdüreceğiz.

Her fırsatta değerlerimize saldırmaktan imtina etmeyen, voleybolcu hanımların zaferini kendisine maskeleyerek Çarşaf-ı şerifi tahkir eden o rezil görseli paylaşma gafletinde bulunan Bengi Başer hakkında hukuki süreci başlattığımızı Bengi Başer ve diğer yobaz zihniyetlerle teker teker mücadele edeceğimizi ilan ve ikaz ederiz.

Gayret bizden muaffakiyet Allah’tandır."

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER