Yirminci yüzyılda dünyada eğitim ve gelir düzeyindeki yükselme, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, çocuk sayısının nüfusa oranla artış içinde olması, toplumdaki sağlık sorunlarının çocukluk çağı hastalıklarından yaşlı nüfusta görülen Bulaşıcı Olmayan Hastalıklara doğru kaymasına yol açmıştır. Yaşam süresinin uzaması, istenen bir şey olmakla birlikte, paralelinde Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların görülme sıklığında artışa neden olmuştur. Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler de, dünyada halen ölüm nedenlerinin başında gelmektedir.
Konuyla ilgili Konuşan Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Hekimi Doç.Dr. Ferhat Işık; “Kalp ve damar hastalıklarına bağlı olarak meydana gelen ölümler, dünyada halen ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Son yıllarda sedanter (hareketsiz) yaşam ve yemek tarzı değişiklikleri, fast-food kültürü kardiyovasküler hastalıklar için risk teşkil etmektedir. Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için yapılabilecek birçok koruyucu faktör vardır. Spor yapmak, özellikle yarım saat ve üzerinde tempolu yürüyüş yapmak, kalp hastalıklarından korunmak için çok yararlıdır. Hazır yiyecekleri tüketmekten kaçınmak, doğal ve organik beslenmek yine bu nedenle çok önemlidir. Çocukların telefon, tablet, bilgisayar gibi teknolojik aletlerin başında geçirdiği zaman maalesef artmaktadır. Bu da kalp ve damar hastalıkları için daha sonraki yıllarda bir risk oluşturabilmektedir. Bunların önüne geçmek adına tıpkı erişkinler gibi çocukların da hareketli bir yaşamı olmalı ve fast- fooddan uzak bir beslenme kültürü oluşturmalıdır. Diyabet ve hipertansiyonu olan hastaların kalp krizi riskini azaltmak için ilaç tedavilerinin mutlaka yapılması gerekmektedir. Bu hastaların da yaşam tarzı değişikliği yapması, şeker ve tuz kısıtlamasına gitmesi önemlidir. Kalp ve damar hastalığı için başka bir risk faktörü olan sigaranın bırakılması hastalar için faydalıdır. Kalp hastası olan sigara içen bireylerde, sigaranın bırakılması için tıbbi ve psikolojik destek verilmesi önemlidir. Kalp ve damar hastalarının periyodik aralıklarla kardiyolojik muayene ve kontrollerini yaptırmaları gerekmektedir. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, kalp ve damar hastalıklarına bağlı riskleri azaltmada hasta ve hekim iş birliği önem kazanmaktadır.” Dedi.
Kaynak: mardinsoz.com