Medicana International Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Zeynep Rümeysa Halıcı, kanserle mücadelede etkili bir tedavi yöntemi olan kemoterapinin iştah azalması, kusma-bulantı, kilo kaybı, tat ve koku değişikliği gibi yan etkilerine karşı alınacak önlemleri sıraladı.
Kemoterapi, kanserle mücadelede etkili bir tedavi yöntemi olmakla birlikte, çeşitli yan etkileri de beraberinde getirebiliyor. Bu zorlu süreçte, hastaların yaşam konforunun azaldığını ve bağışıklıklarının zayıfladığını belirten Medicana Sağlık Grubu Beslenme ve Diyet Bölümü Dyt. Zeynep Rümeysa Halıcı, doğru beslenme alışkanlıklarının kemoterapi yan etkilerini azaltacağını, tedavi yanıtını olumlu etkileyeceğini ve hastaların yaşam kalitesini artıracağını söyledi.
Kemoterapi, tümörün ilaçla tedavi edilmesidir. Kemoterapi tedavisinin amacı, tümör hücrelerinin öldürülmesi ya da tümörün büyümesinin durdurulmasıdır. Bu tedavi sürecinde tümörlü hücreler öldürülürken, sağlıklı hücreler de zarar görebilmektedir. Bu duruma bağlı olarak kemoterapi tedavisinin iştah azalması, kusma-bulantı, kilo kaybı, tat ve koku değişikliği gibi bazı yan etkileri olduğunun altını çizen Medicana International Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Halıcı, kanser tedavisi sürecinde oluşan yan etkilere karşı alınabilecek önlemleri şu şekilde sıraladı:
“İştah azalmasına yönelik, az miktarda ve sık sık yemek yenilmeli, enerjisi yüksek, iyi kaliteli protein içeren besinler (yoğurt, yumurta) seçilmeli, önce katı ardından sıvı besinler tüketilmeli ve sıvılar öğünden 30-60 dk önce veya sonra alınmalı. Dondurma, sütlü tatlı gibi soğuk yiyecekler denenmeli. Bazı yiyecekler iştah açıcı hale getirilerek hazırlanabilir. Taze meyve meyve suyu, komposto veya hoşaf olarak tüketilebilir. Sütlü tatlılara fındık, ceviz; süt ve yoğurda bal katılabilir. Tat ve koku değişikliği yan etkilerine yönelik, Tedavi sürecinde, pek çok yiyeceğin tadı azalabilir ya da tatsızlaşabilir. Yediğiniz besinler ağzınızda acı ya da metalik tat bırakabilir. Böyle durumlarda; Çeşitli baharatlar (fesleğen, kekik, biberiye, kimyon) kullanılabilir. Bazı yiyeceklerin tadı ve kokularını değiştirmek için sarımsak eklenebilir. Et ağızdaki metalik tadı artırıyorsa, onun yerine balık, tavuk veya yumurta tüketilebilir.”
Ağız veya boğaz yaraları, bulantı ve kusma gibi yan etkilere yönelik sigara ve alkol tüketiminin bitirilmesini belirten Halıcı, “Yiyecekler soğuk ve oda sıcaklığında yenilmeli, Dondurma gibi daha soğuk besinler tercih edilebilir, Acı, baharatlı, asitli ve tuzlu yiyeceklerden kaçınılmalı, bol sıvı tüketilmeli. Katı gıdaları yutamıyorsanız, besinleri püre haline getirip, tüketebilirsiniz. Özellikle yemek yedikten sonra 30 dk içinde ve yatmadan önce ağız çalkalanmalı. Az az, sık sık ve yavaş yavaş yemek yemeye çalışılmalı, meyveler, dondurmalar, lor veya beyaz peynir gibi yiyecekler kokusuz olduklarından bulantıyı engeller.
Sıvı tüketimi öğünlerden en az bir saat önce veya sonra yapılmalı. Bulantı olduğunda kraker, kızarmış ekmek, leblebi gibi kuru gıdalar tüketilebilir. Yağlı besinler, ağır kokulu gıdalar ve çok şekerli besinlerden kaçınılmalı. Kusmanız geçitken sonra hafif sıvı içecek alabilirsiniz. Komposto suyu gibi hafif sıvıların ardından, çorba, muhallebi, yoğurt, meyve suyu gibi hafif yiyecekler yemeye çalışabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Kemoterapi ilaçları bağırsak hücrelerini etkileyerek ishale de yol açtığını aktaran Halıcı, “Böyle bir durumda; bol sıvı almaya özen gösterilmeli. Yağlı, kızartılmış, baharatlı gıdalardan kaçınılmalı. Çiğ sebze ve salata tüketilmemeli. Erik, kayısı, armut, kavun gibi meyvelerden, brokoli, kabak, bezelye gibi lif oranı yüksek olan sebzelerden uzak durulmalı. Az yağlı pirinç lapası veya makarna, normal veya probiyotik yoğurt, yayla çorbası, ayran gibi besinler tüketilmeye çalışılmalı. Tuzlu kraker, tuzlu bisküvi yenilebilir. Muz, şeftali, kabuksuz elma ve haşlanmış patates tercih edilebilir” dedi.
Bazı kemoterapi ilaçlarının, az su tüketmemenin ve yeteri kadar beslenememenin kabızlığa yol açtığını aktaran diyetisyen Halıcı, “Kabızlık durumunda, günde 8- 10 bardak su tüketmeye özen gösterilmeli, sıvı alımı artırılmalı (Bitki çayları, komposto, hoşaf, meyve suları). Lifli gıda alımı artırılmalı. Tam buğday ekmek, bulgur, yulaf, kuru baklagil, sebze ve meyve tüketimi tercih edilmeli. Kuru meyve (kayısı, incir, erik vb.) tüketilebilir. Meyvelerin iyi yıkanarak, kabuklarıyla tüketmesine özen gösterilmeli. Herhangi bir engel yoksa hafif fiziksel aktivite yapmak, bağırsakların çalışmasına yardımcı olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.