Halkın muzdarip olduğu ve çözüm istediği başıboş köpek sorunu ile ilgili İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), dikkat çeken bir rapor yayımladı.
'Sahipsiz Başıboş Köpekler Raporu’nun Takdim bölümünde açıklama yapan MAZLUMDER Genel Başkanı Av. Kaya Kartal, 10 milyonu aşkın başıboş köpeğin sokaklarda yaşadığı kaydedilen raporun, çözüme katkıda bulunması için hazırlandığını dile getirdi.
“ÇÖZÜM İÇİN HAREKETE GEÇİLMESİ” ÇAĞRISI
Raporun insan hakları perspektifinden hazırlandığını kaydeden Başkan Kaya Kartal, “Türkiye’de bugün başıboş köpek sayısının 10 milyonu aştığını, bu durumun salgın hastalıklardan yaşam hakkına kadar geniş bir yelpazede insan hakları bakımından tehditler oluşturduğunu, raporun hazırlandığı dönemi kapsayan 2022 yılının ilk 10 ayında başıboş sahipsiz köpek saldırısı sebebiyle Türkiye’de 27 insanın öldüğünü acı bir şekilde tespit ediyoruz. Konya şubemiz tarafından hazırlanan raporumuzun konuyla ilgili sağlıklı bir tartışma ortamı oluşmasına ve sürmesine katkı sunmasını diliyor, ilgili merci ve makamları çözüm için harekete geçirmesini temenni ediyoruz.” dedi.
İNSANLARIN YAŞAM HAKKINI TEHDİT EDECEK NOKTALARA GELDİ
Raporun ‘Önsöz’ bölümünde açıklamada bulunan MAZLUMDER Konya Şube Başkanı Abdullah Şehid Huca ise “Rapora konu olan sokakta yaşayan başıboş köpekler meselesi artık insanların yaşam hakkını tehdit edecek noktalara gelmiştir.” değerlendirmesinde bulundu. Sorunun kangren haline geldiğini ve çözüm için harekete geçilmediği takdirde geri dönüşü imkansız bir hale geleceğini belirten Huca, “Sağlıklı tartışılamayan ve sürekli ertelenen sorun bugün artık bir kangren halini almıştır. Bu sürecin devamına izin verilmesi durumunda ise geri dönülmez noktalara gelinecek, çözüm istense de artık imkânsız bir duruma ulaşılacaktır.” ifadesinde bulundu.
KÖPEK POPÜLASYONU REKOR KIRARKEN ÜLKEMİZDE TARTIŞILMASI ENGELLENİYOR
Başıboş köpek popülasyonun rekor kırmakta olduğunu ve bu sorunun tartışılmasının engellendiğini belirten Huca, “Hayvanların korunması yönünden ‘ileri’ kabul edilen batı ülkelerinde binlerce sahipsiz köpeğin barınaklarda uyutulması bir çözüm olarak kabul edilirken, 10 milyona yakın sahipsiz başıboş köpek popülasyonu ile rekor kırmakta olan ülkemizde tartışılması dahi engellenmektedir.” dedi.
TÜRKİYE GENELİNDE 10 MİLYON BAŞIBOŞ KÖPEK OLDUĞU VURGULANDI
Sahipsiz Başıboş Köpekler Raporu’nda sayıları hızla artan başıboş köpek sayısının 2022 verilerine göre Türkiye genelinde 10 milyon civarında olduğu, 2017 verilerine göre ise sadece İzmir’de 500 bin dolaylarında olduğu belirtildi.
EN ÇOK SALDIRIYA UĞRAYANLAR 0-4 YAŞ ARASINDAKİ ÇOCUKLAR
Başıboş köpek popülasyonunun kontrolsüz bir şekilde artmasının riskler taşıdığı vurgulanan raporda, insanların vücut bütünlüğünün tehlikede olduğu kaydedildi.
“Köpek ısırıkları sonucu enfeksiyon nedeniyle her 10 kişiden 6,7’si her yıl hayatını kaybetmektedir” ifadesinde bulunulan raporda, en çok saldırıya uğrayan grubun 0-4 yaş arasındaki çocuklar olduğu belirtilirken, mağdur çocukların boyun ve baş bölgelerinden ısırılarak ölüm tehlikesi yaşadıkları kaydedildi.
5199 SAYILI KANUN YETERSİZ
2004 yılında kabul edilen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun soruna çözüm getiremediği dile getirilen raporda, “Bu kanun, sahipsiz hayvanların rahat yaşamını ve can güvenliğini sağlayamadığı gibi insanların ve diğer canlıların yaşadıkları sorunları çözmekte yetersiz kalmıştır” denildi.
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERDEKİ ‘HAYVAN REFAHI’ İFADESİ KASITLI OLARAK MI ‘HAYVAN HAKLARI’ DİYE YANLIŞ ÇEVRİLİYOR?
Uluslararası metinlerde “hayvan refahı” ifadesinin Türkiye’de sıklıkla “hayvan hakları” olarak ‘yanlış’ tercüme edildiği ve “Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi” isimli tartışmalı metnin UNESCO’da teklif olarak kaldığı belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Hayvanlarla ilgili uluslararası metinlerde yer alan ‘hayvan refahı’ ifadesinin, Türkiye’de sıklıkla ‘hayvan hakları’ olarak yanlış tercüme edildiği görülmektedir. Oysa gerek uluslararası metinlerde gerek farklı ülkelerdeki kanun ve mevzuatlarda konu ‘hayvan hakları (animal rights)’ olarak değil ‘hayvan refahı (animal welfare)’ olarak ele alınmaktadır. Bu konuyla ilgili en çarpıcı örneklerden biri Türkiye kamuoyunda sıklıkla referans olarak gösterilen ve zaman zaman tartışmalara konu olan ‘Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’dir. Bu metin pozitif hukuk kuralları niteliği taşımadığı gibi, teklif hüviyetinde kalmış UNESCO tarafından deklare edilmemiş ve BM tarafından kabul edilmemiştir. Sadece bir tasarı olan metin, çeşitli dernek ve kuruluşlarca alınarak kendi yorumları da katılmak suretiyle yayılmıştır. Ayrıca bu beyannamenin ‘Universal Declaration of Animal Welfare’ olan orijinal başlığının, yukarıda bahsedildiği gibi Türkçeye hatalı tercüme edildiği görülmektedir. Orijinal metin incelendiğinde, içeriğin bir hayvan hakları beyannamesinden çok hayvan refahını savunan bir metin olduğu rahatça anlaşılabilir. ‘Universal Declaration of Animal Rights’ başlığıyla ele alınabilecek (hayvan hakları) beyanname(si) ise farklıdır ve yeknesak bir metin olmaktan uzaktır. Bu metin çeşitli gruplar tarafından kendilerince yorumlanarak deklare edilmiştir. Bu metinlerde yer alan talepler hayvanlar lehine fazla marjinal olduğu için Türkiye’de bilinçli olarak pek gündeme getirilmediği düşünülmektedir.”
DÜNYACA TANINMIŞ HAYVAN KORUMA ÖRGÜTLERİ SOKAKLARIN KÖPEKLER İÇİN UYGUN OLMADIĞI GÖRÜŞÜNÜ SAVUNUYOR
Başıboş köpeklerin sokaklarda değil barınaklarda veya sahiplenen insanlarla yaşaması gerektiğini savunan ABD merkezli Hayvanlara Karşı Etik Davranışlar Örgütü’nün (PETA) görüşlerine yer verilen raporda, “Hayvanlar içinde özellikle köpekler; yiyecek, içecek, sağlık, barınma ve güvenlik ihtiyaçları bakımından insanlara bağımlı olan canlılardır. Hayvan refahı açısından ele alındığında köpeklerin sokaklarda sahipsiz yaşaması da bu canlılar açısından uygun değildir. Radikal görüşlerine rağmen bazı hayvan koruma dernekleri dahi köpeklerin sokaklarda değil sahiplenen bir insanla ya da barınaklarda yaşam sürmeleri gerektiğini savunmaktadır.” denildi.
DÜNYA ÜLKELERİNİN ÇÖZÜMLERİNE DEĞİNİLDİ
1987 yılında Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerce imzalanan Amsterdam Anlaşması ve Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’ne değinilen raporda; başıboş̧ hayvan sayısının sorunlara yol açmasının önlenmesi taraf ülkelerin ağrı, acı ve ızdırap çekmelerine sebep vermeyecek şekilde popülasyonu azaltmak için uygun yasal ve idari tedbirler almakla yükümlü kılındığı vurgulandı.
PORTEKİZ, AŞIRI POPÜLASYONDA İTLAFA BAŞVURABİLİYOR
Rapora göre; Portekiz, başıboş hayvan sayısının kamu sağlığını tehdit edecek şekilde artması nedeniyle itlaf seçeneği uygulayabiliyor.
ALMANYA’DA ACIDAN KURTULMASI İÇİN UYUTMA SEÇENEĞİ UYGULANABİLİYOR
Hayvanlarını terk eden sahiplerine caydırıcı ağır cezalar uygulanan Almanya’da her şehirde ‘tierheim’ adı verilen kuruluşlar tarafından sahipsiz köpekler toplanarak bakımları yapılıyor. Almanya, hayvanlara çok ağır bir acıdan kurtulması amacıyla uyutma işlemi uygulanabiliyor.
KANADA’DA SAHİPSİZ HAYVANLAR TOPLUM SAĞLIĞI İÇİN UYUTULABİLİYOR
Köpek sahipleri için çok sıkı kuralların uygulandığı Kanada’da köpek popülasyonunun aşırı artışında uyutma işlemi gerçekleştirebiliyor. Toplum sağlığının ön planda tutulurken, sahipsiz köpekler ya sahiplendiriliyor ya da uyutabiliyor.
ABD’DE ‘SOKAKTA BAŞIBOŞ KÖPEK OLMAZ’ KURALI
ABD’de ise kamu sağlığını tehdit eden köpekler uyutuluyor. Genel olarak her yıl 3-4 milyon köpek bakımevlerinde uyutulduğu ABD’de sokaklarda başıboş köpek olmamasının bir uygarlık göstergesi olduğu kabul ediliyor.
İNGİLTERE’DE 7 GÜN İÇERİSİNDE UYUTMA İŞLEMİ YAPILABİLİYOR
İngiltere’de kayıt altına alından köpekler 2005 yılında çıkarılan kanunla yerel otoriteler tarafından toplanarak 7 gün boyunca bakımevinde tutuluyor. Bu sürede sahiplenilmeyen köpekler, hayvan refahı kuruluşlarına gönderiliyor ya da uyutma işlemi yapılıyor.
BAŞIBOŞ KÖPEKLER; SALDIRILAR, KAZALAR VE SALGINLAR NEDENİYLE ÖLÜMLERE YOL AÇIYOR
Türkiye’nin taraf olduğu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme gibi uluslararası anlaşmaların da gözetilmesi gerektiği belirtilen raporda, başıboş köpek sorununun yaşam, sağlık, çevre haklarını ihlal ettiği kaydedildi.
Ruken Kolcu, Erinç̧ Pütün, Davut Sana, Ali Asaf Aktekin, Mehmet Özer, Mehmet Arsoy, Mustafa Topal, Oktay Tokmak, Dudu Berk gibi isimlerin saldırılarında feci şekilde can verdiklerini belirtilen raporda, başıboş köpeklerin trafik kazalarına sebebiyet vermesi dolayısıyla da ölümlere yol açtığı vurgulandı. Raporda, bu kazaların sıradan bir trafik kazası olarak kayıtlara geçtiği belirtildi.
Ayrıca başıboş köpeklerin hastalıklar nedeniyle de ölümlere neden olduğu belirtilen raporda; kuduz, kist hidatik gibi hastalıkların insan hayatını tehlikeye attığı kaydedildi.
DEĞERLENDİRMEDE ACİLEN ÇÖZÜM ÇAĞRISI YAPILDI
Raporun son bölümünde ise sorunlara yönelik tespitlere yer verildi. Yapılan değerlendirmede şu ifadeler kullanıldı:
Dünyada her yıl yaklaşık 35 bin insan köpek saldırıları sonucu hayatını kaybetmektedir. Sadece bu verilere göre köpek, en ölümcül dördüncü canlı konumundadır. Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre ise sadece kuduz kaynaklı ölümlerin sayısı her yıl 40 bin ila 70 bin civarındadır. İspanya’da 14 bin metrekarelik bir sahada yapılan çalışmada, sadece iki yılda köpek kaynaklı 496 trafik kazası meydana gelmiştir.
Haber kaynaklarından tespit edildiği kadarıyla sadece 2022 yılı başından Kasım ayına kadar köpeklere dayalı nedenlerle 7’si çocuk 27 kişi hayatını kaybetmiştir. Resmî kurumların bu konuda bir rapor tutmadığı, medyaya yansıyanlar dışındaki ölüm ve yaralanmaların net sayı ile ifade edilemediği, başıboş köpeklerin sebep olduğu trafik kazası, kalp krizi, beyin kanaması gibi ölümlerin ise raporlarda “köpeklerin neden olduğu ölüm” gibi gösterilmediği görülmektedir. Dolayısıyla başıboş sokak köpeklerine bağlı kayda geçmemiş ölümlerin olduğu da göz ardı edilmemelidir.
Mevcut durumda başıboş ve sahipsiz köpek sorunu, ciddi bir güvenlik, çevre temizliği ve sağlık sorunu olarak kendini göstermekte ve etkisini giderek artırmaktadır. Konuyla ilgili çalışmaların yetersiz olması sebebiyle kontrol edilemez şekilde artış gösteren başıboş köpek popülasyonu ve buna paralel olarak artan saldırılar, kuduz vakaları ve hastalıklar, maddi ve manevi kayıplara ve açık insan hakları ihlallerine sebep olmaktadır. Konu bağlamında yapılan propagandalar ve oluşan lobi, yetkili kurumların, kurum temsilcilerinin ve ilgililerinin meseleye popülist yaklaşmasına neden olmakta, sorun görmezden gelinmekte ve mücadele ciddi oranda aksamaktadır. Uluslararası sözleşmeler ve anayasa ile koruma altına alınan sağlık, güvenlik, yaşam hakkı, maddi varlığını ve vücut bütünlüğünü koruma hakkı, çevre hakkı gibi temel insan hakları ihlallerinin sayısı artmakta ve çoğu ihlal resmi istatistiklere konu olmamaktadır.
Konu tartışılırken popülist söylemlerden ve kasıtlı propagandalardan uzaklaşılmalı, toplum; barınakta kafasına kürekle vurularak öldürülen köpek görüntüleri ile kuduz olup hayatını kaybeden insan canı arasında bırakılmamalıdır. Sorun toplumsal ve bilimsel tartışmalarla ele alınmalı, bütün tarafların üzerinde uzlaştığı düzenlemeler ve uygulamalar geliştirilmeli ve daha fazla mağduriyet yaşanmadan çözüm için acilen harekete geçilmelidir.
MAZLUMDER olarak;
• Başıboş köpekler sebebiyle yaşanan can kayıpları ile maddi ve manevi bütünlüğü bozan olay, olgu ve durumların engellenmesinin Devletin sorumluluğu olduğunu hatırlatıyor,
• Başıboş ve sahipsiz köpeklerin oluşturduğu durumun önüne geçilmedikçe, insanların; yaşam, sağlık, güvenlik, maddi varlığını ve vücut bütünlüğünü koruma ve çevre hakkı gibi temel haklarının ihlal edildiğini beyan ediyor,
• İlgili makamları başıboş ve sahipsiz köpekler konusunda ivedi bir şekilde bilimsel, insani ve üzerinde uzlaşılmış çözümler oluşturmaya ve uygulamaya davet ediyoruz.