Düzce’de emniyet şeridinde duran araca minibüsün çarpması sonucu kendisi gibi öğretmen eşi ve avukat oğlunu kaybeden Semra Özdemir, “Sadece onları öldürmedi beni de öldürdü. 5 aydır adalet yerini bulmadı. Bu adam dışarıda geziyor, elini kolunu sallayarak. Bu benim vicdanımı, yüreğimi, beynimi çok yaraladı” dedi.
31 Mayıs 2023 tarihinde meydana gelen kazada, Yalova Çiftlikköy Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğü yapan ve emekli olan Ahmet Özdemir (63), TEM Otoyolu Düzce geçişinde 34 ZL 3136 plakalı aracını arızalanması nedeniyle emniyet şeridine çekti. Bu sırada yabancı 2 turisti taşıyan Kutsal K. (50) idaresindeki 34 BJN 562 plakalı minibüs, Ahmet Özdemir ve avukat oğlu Atalay Özdemir’in (31) içinde bulunduğu araca çarptı. Kazada öğretmen Ahmet Özdemir ile Atalay Özdemir hayatını kaybetti. 2 turist ise yaralandı.
Kaza sonrası minibüs sürücüsü Kutsal K., 35 gün tutuklu yargılandıktan sonra Düzce 1. Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla serbest kaldı. Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede sanık Kutsal K.’nin 2 yıldan 15 yıla kadar hapsi istendi.
Yüzde 100 kusurlu bulunan Kutsal K.’nin bilirkişi raporu gelmeden serbest bırakılması acılı Semra Özdemir’in yüreğini dağladı. Emekli öğretmen Özdemir, adaletin yerine gelmesini isteyerek, “İki tane evlat yetiştirdim. Bu vatana, millete faydalı olduğuna inandığım, herkesin de takdir ettiği. İkisini de avukat ettim, Allah’ın izniyle, ikisi de sevilen, sayılan çocuklardır ama küçük oğlum pisi pisine birisinin kurbanı oldu. Babasıyla birlikte Ankara’ya giderken Düzce yolu üzerinde emniyet şeridinde dururlarken, daha doğrusu araba bozulmuş. Orada dörtlüleri yakıp çekici beklemeye başlamışlar. Tam bu sırada da hızla gelen bir araç önündekini bak sollamıyor, sağlayarak emniyet şeridine doğru gidiyor büyük bir hızla orada arabada duran oğlum ve eşimi öldürüyor” dedi. “Sadece onları öldürmedi beni de öldürdü”
Yaşanan olay sonrasında büyük acılar çeken ve hukuk savaşını sürdüren Özdemir, şöyle konuştu:
“Sadece onları öldürmedi beni de öldürdü. 5 aydır adalet yerini bulmadı. Bu adam dışarıda geziyor, elini kolunu sallayarak. Bu benim vicdanımı, yüreğimi, beynimi çok yaraladı. Şimdiye kadar yaşamamayı çok düşündüm, hayatıma son vermeyi fakat oğlumun bir tane abisi var. Onun da benden başka kimsesi kalmadı benim dışımda. Babasını ve kardeşini kaybetti o da neticede ve ben onun için hayatta kalmaya çalışıyorum. Bir yandan da adaletin yerini bulması için dua ediyorum. Keşke adalet yerini bulsa da birazcık olsa yüreğime su serpilse. Tabi bu benim evladımı eşimi geri getirmeyecek çok iyi biliyorum ama en azından derim ki hak yerini buldu. Bunların kaderi de böyle imiş, böyle oldu ama ben bunları düşünecek bile halde değilim. Çünkü, ‘kasten öldürmeye’ giriyor dedi avukatım buna. Büyük bir süratle gidip öndeki aracı sağlayarak emniyet şeridinden ilerlemek. Bilmiyorum trafik kuralları gereğince herhalde suçtur, öyle olduğunu umuyorum. Orada bekleyen, hiç hareket etmeyen aracı biçerek gidiyor. Anında eşim ve oğlum vefat ediyor. Ben hala bunu kabul edebilmiş değilim.” “Allah’a havale ettim ama adaletin de yerini bulmasını istiyorum”
5 aydır psikiyatrist ve psikologlara gittiğini fakat hiçbir netice alamadığını anlatan Özdemir, “Allah’a havale ettim ama adaletin de yerini bulmasını istiyorum. Bu adamın cezasını çekmesini istiyorum. Bu adamın bağlı olduğu şirketin cezasını çekmesini istiyorum. Ben bunlardan şikayetçiyim. Hem kanunun önünde şikayetçiyim, hem Allah’a şikayetçiyim. Bunu da herkesin duymasını istedim, son çarem buydu çünkü. Bilirkişi raporu yüzde 100 şoföre verildi. Benim eşim hatasız bulundu. Yüzde 100 suçlu olmasına rağmen nasıl dışarıda geziyor, onu anlamış değilim. Bunu birisi bana açıklarsa benim de kültürüm, bilgim artar diye düşünüyorum. Çünkü ben böyle bir şeyi kabul edemiyorum. Ne beynim kabul ediyor, ne vicdanım” dedi. Annesi doğum gününü kutladıktan 10 dakika sonra kazada öldü
Kaza günü oğlunun doğum günü olduğunu ve telefon ederek doğum gününü kutladığını anlatan Özdemir, şunları kaydetti:
“’Her şey gönlünce olsun annem. Seni çok seviyorum’ dedim. Bana, ’anne sen geç kaldın’ dedi. Zannettim ki, sabah aramadın anlamında söyledi. Meğer 10 dakika sonra vefat edecekmiş. Yalvarıyorum, kanun neyi gerektiriyorsa cezasını versin bu adamın. Çünkü, sadece oğlum ile eşim ölmedi, ben de öldüm ve öbür oğlum için yaşıyor numarası yapıyorum ama yaşamıyorum. Çünkü aldığım her nefes bana acı veriyor. Dilerim Allah’tan buna sebep olan o şoför de benim çektiğim acıların aynısını çeke çeke yaşasın. Fotoğraflarına bakamıyorum dua ederken için parçalanıyor. Allah’a dua ediyorum ben de gideyim oraya ama bir yandan da öbür çocuğuma acıyorum, üzülüyorum. Böyle bir çıkmazdayım işte.”
Ailenin avukatı Kara Murat Kaplan ise yüzde 100 kusurlu bulunan sanığın yeniden tutuklanması taleplerinin reddedildiğini belirterek, "Talebimiz ve alınan raporlara rağmen serbest olan sanık yeniden tutuklanmadı ve hala serbesttir. Müvekkilim tüm ailesini kaybetmiş ve hayatı asla eski haline dönemeyecek şekilde mahvolmuştur. Biz adaletin tecelli etmesini, başka canların yanmamasını dileriz. Ancak iki kişinin ölümüne tam kusurla sebep olmanın karşılığı sadece 35 gün tutuklu kalmak olan bir ülkede kimse kurallara uymaz, suç işlemekten çekinmez diye düşünüyorum. Yani bu durum kamu düzeni ve adalete olan güveni sarsmakta, mağdur ailenin acısını katlamaktan başka bir durum oluşturmaz. Bizlerin adalete güvenmekten başka çaresi yoktur. Böyle kararlar vatandaşları sadece çaresizliğe itmektedir" dedi.