Ankara’da Keçiören Belediyesine ait Ovacık Mahallesi’nde yer alan 50 dönümlük Lavanta ve Gül Bahçesi’nde hasat yapıldı. Hasada, Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, AK Parti Ankara Milletvekili Kurtcan Çelebi, AK Parti Ankara İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Çakmak, AK Parti Keçiören İlçe Başkanı Zafer Çoktan, MHP Keçiören İlçe Başkanı Arif Aksu, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Etkinlikte katılımcılara hitaben konuşan Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, “Şehirlerimiz yoruyor. Ses yoruyor, kalabalık yoruyor ve yeşil şehirler yapmamız lazım. Şehirlerimizi ve kentlerimizi çiçek bahçeleriyle, yeşil alanlarla donatmamız lazım. Bu güzel tesisin, nefes adasının, güzellik adasının yapılmasında emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Temennimiz bu güzelliklerin çoğaltılması. Hasadımız bereketli olsun. Sağlık, sıhhat ve afiyete vesile olsun” dedi. Konuşmasında dünyada yaşanan iklim değişikliğine dikkati çeken Altınok, şunları kaydetti:
“Hava sıcaklıkları tüm dünyada arttı. Dünya tarihinin en sıcak günlerini yaşıyoruz. Daha ötesini söylüyorum, böyle giderse su bile bulamayacağız. Bizler güzel nimetlerden istifade ettik. Belki de çocuklarımız sebze, meyve gibi nimetlerden faydalanamayacak. Su, toprak ve hava kirlendi. Şu anda dünyadaki oksijenin yüzde 50’sini ormanlar üretiyor. Dünya nüfusu artıyor. Bir insan 24 saate 23 bin kez nefes alıp veriyor. İnsan çoğaldıkça nefes alıp veren sayısı da artıyor. Dolayısıyla yeşil alanları ve ormanları çoğaltmalıyız. Çocuklarımıza bedel ödetmemeli, güzel bir miras bırakmalıyız. Kefenin cebi yok. Cebi olsa ne olacak, böcekler bile yemiyor. Dolayısıyla kimse bir şey götüremiyor. Önemli olan eserler bırakmak. Bu eserler sadaka-i cariyedir. Peygamber Efendimiz (sav), ‘Kıyamet kopsa da elinizdeki fidanı dikin’ diye buyuruyor. Fatih Sultan Mehmet Han da, ’Yaş kesenin başını keserim’ diyor.” Lavanta ve Gül Bahçesi’ni kurarak ekolojik dengenin korunmasına katkı sunduklarına da dile getiren Altınok, “Bu sene 300 bin kese lavanta çıkacak. Lavantamızın aroması uçucu değil, kalıcı. Burada sinek de yok sivrisinek de yok. Arı ve kelebek var. Lavantalar sinekleri de yok ediyor. Burada iyi arıcılık yapılır. Kovanları olan gelip koyabilir buraya. Yani bir yandan da ekolojik dengeyi sağlıyoruz burada. Bununla kalmadık, Bağlum’da bostan yaptık ata tohumundan. Milyonlarca sebze fidesi üretiyoruz seramızda. Ücretsiz olarak dört köyümüzdeki çiftçilerimize dağıtıyoruz. Ankara Hasandede üzümümüz vardı. Bana göre dünyanın en lezzetli üzümü. Şu an türü tükeniyor. Bizim kurduğumuz üzüm bağımızın yüzde 80’i Ankara Hasandede üzümüdür. İnşallah bunun sayısını çoğaltıp, Ankara üzümünün lezzetini yaşatmaya devam edeceğiz. Bir de meyve bahçemiz var. Meyvelerimiz ve ağaçlarımız var. Ayrıca aromatik bitki bahçemiz var. Sosyete meyvesi diye adlandırılan, pahalı olan aromatik bitkileri üretiyoruz. Onları köy kahvemizde ikram edeceğiz. Lavanta çayımızı ikram edeceğiz. Bitkilerimizi alacağız, kır kahvemizde vatandaşımıza sunacağız.” ifadelerine yer verdi. Tüketilen gıdaların sağlık için önemli bir yere sahip olduğuna da değinen Altınok, “Buradaki mesele, ata tohumlarımızı yeniden yeşertmek. Hipokrat ve İbn-i Sina diyor ki, “Gıdalarınız ilaçlarınızdır.’ Şu an maalesef toplumda hastalık çoğaldı, ilaç kullananların sayısı arttı. İlaç giderlerimiz 20 mislinden fazla. Bu yıl ilaç için 270 milyar TL para ödeyeceğiz. Yediklerimize dikkat etmiyoruz, spor yapmıyoruz. Sadece ilaca 270 milyar TL vermek sürdürülebilir değil. Eskiden Ayaş domatesimiz vardı. Bana göre dünyanın en lezzetli domatesiydi. Raf ömrü kısa diye genetik yapısı ile oynadık. Şimdi görüntüsü aynı ama lezzeti kalmadı. Hastalıkların bir nedeni de budur” ifadelerini kullandı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinden daha az bütçesi olan Keçiören Belediyesi’nin daha fazla eser ve hizmet ortaya koyduğunu dile getiren Altınok, “Ankara Büyükşehir Belediyesi konserlere ve sanatçılara 25 milyon lira vereceğine böylesi eserler yapsın. Kreşler yapsın, kütüphaneler yapsın. En azından bir eser bırakmış olur. Sayın Mansur Yavaş’ın 101 tane verdiği söz var. Bir tanesi de gerçekleşmez mi? Büyükşehir’den daha fazla park daha fazla, spor tesisi, daha fazla hizmet yatık. ABB’nin konser bütçesi kadar bile değil bizim bütçemiz. Biz de her şey hızlı, yavaş değil. Bazen bakıyorum, mesela Ümitköy’de küçücük bir park yıllardır bitmiyor. Biz onun üstüne kaç tane park ve spor kompleksleri yaptık” ifadelerini kullandı. Diğer bir eleştirisini de belediyelerin reklama ve sosyal medyaya ayırdıkları bütçeleri üzerinden yapan Altınok, sosyal medya mecralarının yalan bir dünya olduğuna vurgu yaparak, şunlara dikkati çekti:
“Belediyecilik sadece yol ve asfalttan ibaret değil. Bizde reklam yok. Belediyeler sosyal medyaya çok fazla para harcıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi reklam, sosyal medya ve tanıtıma 900 milyon TL ayırıyor. Ne hizmet yaptınız da ayırıyorsunuz. Bir hizmet yaparsanız da tanıtırsınız. Reklama 900 milyon TL, deprem için 600 milyon TL ayırıyorlar. Hiç kimse Cumhurbaşkanı olacağım diye milletin parasını babasının parası gibi harcayamaz. Reklam ve tanıtım giderlerine sınırlama getirilmesi lazım. Ben bu paraları veremiyorum. Yoksa gece gündüz, bayramda, hafta sonu demeden çalışıyorum. Bugün dört tane nikah kıyacağım. Daha sonra pazarları ziyaret edip vatandaşlarımızla buluşacağım. Bu makamlar vebal makamıdır. Ben diyorum ki, sokakta bir çocuğumuzun, yaşlımızın, anamızın, babamızın gönlünü alırsam en büyük keyif budur. Yılların verdiği tecrübe ile belediyelerin bu tür yetkilerini sınırlandırmak gerektiğini de ben söylüyorum, kimse söylemiyor. Milyarları reklama harcayamazsınız. Keşke eserleri olsa da harcasalar. Eseri olmayanın yerinde yeller eser. Şehirlerimizin milyonları, milyarları heba ediliyor. O parayı biz sosyal medyaya versek bizi uçururlar. Sosyal medya sahte bir dünya, bir yapıyorlarsa, milyon yapmış gibi paylaşıyorlar. Ama Altınok harcamıyor. Çünkü ben gidip Allah’a milletin parasının hesabını vereceğim, vicdanıma hesap vereceğim. O paraları biz harcasak onların esamesi okunmaz.”
Protokol konuşmalarının ardından makaslarla lavanta hasadı gerçekleştirildi. Katılımcılar hasat ettikleri lavantalardan evlerine götürme fırsatı buldu. Lavanta ve Gül Bahçesi Çekim Platosu
Keçiören Belediyesi tarafından 2022 yılında kurulan Lavanta ve Gül Bahçesi Çekim Platosu fotoğraf tutkunları, evlenen çiftler, mezuniyet heyecanı yaşayan öğrenciler ve tüm vatandaşlar için ücretsiz video ve fotoğraf çekim alanı olarak hizmet vermeye başladı. Bahçe, birbirinden estetik dekorlarla süslenmiş 9 farklı çekim platosu dikkat çekiyor. İlk açıldığında 20 dönümlük alana sahip plato daha sonra 50 dönümlük alana yayılarak devasa bir tesis haline getirildi. Plato içinde ekili olan lavanta, gül ve kekik; ziyaretçilere mis kokusuyla ferah bir ortam sunuyor. Şehrin ortasında, doğayla iç içe fotoğraf çekimi yapma fırsatı sunması nedeniyle vatandaşların kilometrelerce uzaya gitmeden ve şehrin dışına çıkmadan istedikleri fotoğrafları çektirmelerine imkan sağlıyor. İklim değişikliğiyle birlikte Ankara’da yaşanan sağanağın, profesyonel ve amatör fotoğrafçılara yaşattığı “plato bulma zorluğunu” en aza indirmek için özellikle bu yıl yapılan yatırımlarla Lavanta ve Gül Bahçesi daha profesyonel bir görünüme kavuşturuldu. Bu çalışmalarla fotoğrafçılık alanında yaşanacak iş kaybının önlenmesi hedeflendi.