Gaziantep Özel ANKA Hastanesi Uzman Diyetisyeni Gülen Mavi Canlı, bayramda tüketilmesi gereken et miktarı, eti pişirme ve saklama yöntemleri ile ilgili önerilerde bulundu. Kurban Bayramı’nda aşırı et tüketiminin ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğine dikkat çeken Uzman Diyetisyen Canlı şu bilgileri verdi:
“Kurban Bayramı boyunca şişmanlık, kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyon, mide rahatsızlığı ve benzeri kronik rahatsızlığı olan bireylerin beslenmelerine özellikle özen göstermeleri gerekmektedir. Et ürünlerinde aşırı yağlı etler yerine, az yağlı etler tercih edilmelidir. Et, kaliteli protein içeriğinin yanı sıra yağ, demir, çinko, fosfor, magnezyum gibi mineraller özellikle B12, B6, B1 ve A vitaminlerini de içermektedir. Ancak etin içeriğinde bulunan doymuş yağlar kan kolesterol düzeyini yükseltir ve koroner arter hastalıklarına zemin hazırlayabilir. Bir yetişkin için tüketilmesi gereken günlük et miktarı yaklaşık 90-120 gram olmakla birlikte bu miktarın aşılmaması gerekmektedir. Bu bakımdan bayram sürecinde et tüketiminde olağandışı artış olmamasına dikkat edilmelidir. Hamurlu tatlılar yerine ise, sütlü ve meyve içeren tatlıların tercih edilmesi gerekmektedir. Özellikle bayramda et tüketilirken etin niteliği yanında nasıl pişirileceği, ne kadar tüketileceği ve hangi besinlerle birlikte tüketilmesi gerektiği önem arz etmektedir. Alınması gereken önlemlerin herkes için geçerli olduğu unutulmayıp Kurban Bayramı’nda da sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılımına özen gösterilmelidir. Bu bakımdan kurban etinin ne miktarda, nasıl ve ne ile birlikte tüketileceğini bilmek, sağlıklı saklama, hazırlama ve pişirme yöntemlerini uygulamak hastalıklı insanlar kadar, sağlıklı bireyler için de önemlidir. “
Et hangi besinlerle tüketilmelidir?
Et ve et ürünlerinin özellikle C ve E Vitamini içermediği için sebzelerle birlikte tüketilmesinin etin içindeki demirin emilimini artırdığına dikkat çeken Diyetisyen Canlı, “Tahıllar, B1, B6, B2 vitaminleri, amino asitler, doğal lifler ve yağ asitleri, magnezyum, çinko, potasyum gibi önemli mineralleri içerdiğinden ekmek, pilav, börek ve çorba gibi besinlerin tüketilen et miktarıyla orantılı tüketilmesi gerekmektedir.Süt ve ürünleri, protein, kalsiyum, fosfor, B2 ve B12 vitamini olmak üzere birçok besin öğesinden zengin olduğu için yoğurt, cacık, ayran gibi süt ve süt ürünleri de etle birlikte tüketilmesi gereken besinlerdendir.”diye konuştu
Mide ve bağırsak rahatsızlıkları olan bireylerin etleri hemen değil, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra tüketmesi gerektiğini dile getiren Diyetisyen Canlı, “Et ile yapılan yemekler kendi yağı ile pişirilmeli, ilave yağ eklenmemelidir. Etin kızartılması ve ızgarada pişirilmesi, kanserojen maddelerin oluşmasına ve B1, B12, folikasit gibi vitaminlerin kaybına sebep olmaktadır. Eti ızgaraya fazla yaklaştırarak pişirmek, etin dış yüzeyin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak, besin öğesi kaybını arttırmaktadır. Bu nedenle pişirme yöntemi olarak kızartma ve çok yüksek ısıda pişirme yerine haşlama ve ızgara yöntemleri kullanılmalıdır.”dedi
Et tüketimi kadar eti saklama koşullarının da önemli olduğunu belirten Diyetisyen Canlı, “Etlerin bütün olarak değil, küçük parçalara bölünerek, yağlı kağıda veya buzdolabı poşetine sarılarak derin dondurucuda muhafaza edilmesi önemlidir. Bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta (-2 derece) birkaç hafta, derin dondurucuda ise (-18 derece) daha uzun süre ile saklanabilmektedir. Etler yemek içinde tamamen kullanılacak şekilde parçalara ayrılarak buzluğa konulmalı, çözdürülen et hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır. Derin dondurucuda saklanan eti çözdürürken oda ısısında değil, buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak çözünmesi beklenmelidir. “diye konuştu.