Eski Üsküp Çarşısı yakınlarında, tarihi Sultan Murat Camisi'nin yanı başında bulunan saat kulesi, şehre hakim tepenin üzerindeki konumuyla Üsküp'ün sembol yapılarından biri olarak öne çıkıyor.
Otantik mimariye sahip kule, Osmanlı döneminde Üsküp'te inşa edilen ilk saat kulesi özelliğini taşıyor.
Avusturya Generali Enea Silvio Piccolomini'nin, 1689'da kenti işgal ettikten bir gün sonra şehri yakma emrini vermesiyle Üsküp, büyük bir yangına maruz kaldı.
1560 veya 1570'li yıllarda inşa edildiği düşünülen saat kulesi, yangında büyük zarara uğramasına rağmen ilk günkü şeklini koruyor.
1904'te dönemin Kosova Valisi Hafız Mehmet Paşa'nın talimatıyla yenilenen saat kulesi, 1963'te Üsküp'te meydana gelen büyük depreme de direndi.
Kule, depremde zarar görürken en üst kısmındaki saat mekanizması da hasara uğradı.
Hasar gören kulenin saatleri, tamir bahanesiyle söküldü ve ardından kayboldu. Kule, Türkiye'nin de katkılarıyla 2008'de İsviçre yapımı yeni saatlerine kavuştu.
Saat kulesinin kubbesi, Orta Çağ Rus mimarisine benzetilmesi sebebiyle farklı mimari özellik taşıyor.
Kulenin girişinden saatlerin bulunduğu en üstteki bölüme kadar 105 basamak yer alıyor.
Saat kulesi ile Sultan Murad Camisi'nin bulunduğu külliye, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığınca (TİKA) restore edildi.
Osmanlı döneminde Balkanlar'da inşasına 16. yüzyılda başlanan saat kuleleri, çoğunlukla şehir meydanları ve tepeler gibi farklı konumlarda yer alıyor.
Kuzey Makedonya'da Osmanlı döneminde yaklaşık 20 saat kulesi inşa edildiği belirtiliyor, bunlardan en az 12'si mevcudiyetini koruyor.