Son günlerde can kayıplarıyla yeniden gündeme gelen kış aylarının sessiz katili olarak da ifade edilen karbonmonoksit zehirlenmelerine karşı uzmanlar uyarıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seda Tural Önür, “Kandaki oranı şiddetli olup belirtisi hafif olan hastalar olabileceği gibi kandaki oranı hafif olup şiddetli bir şikayetle de hastalar başvurulabilir. Ters rüzgarların olduğu lodos zamanlarında zehirlenmeleri çok daha fazla görebiliyoruz. Özellikle çocuklar ve hamileler çok daha dikkatli olmalı, erken doğumlar ve bebek kaybı karbonmonoksit zehirlenmesinde görebildiğimiz şeyler” dedi.
Son günlerde Batman, Karabük gibi birçok noktada can kayıplarına neden olan kış aylarının sessiz katili olarak ifade edilen karbonmonoksit zehirlenmelerine karşı uzmanlar her fırsatta uyarıyor. Vatandaşlar kimi zaman soba, şofben, kombi ve bu cihazların bacalarından kaynaklanan karbonmonoksit zehirlenmeleriyle karşı karşıya kalırken, ters rüzgarlar ve lodoslu havalarda zehirlenmelerin artabildiği ifade ediliyor. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seda Tural Önür de karbonmonoksit zehirlenmesi hakkında bilgi vererek, uyarılarda bulundu. “Kandaki oranı şiddetli olup mevcut belirtisi hafif olan hastalar olabilir"
Karbonmonoksit zehirlenmelerinde belirtilere yönelik konuşan Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seda Tural Önür, “Karbonmonoksit normalde aslında atmosferde de bulunan bir gazdır yaklaşık yüzde 3 civarında insanın kanında da bulunabilir. Hatta sigara içeren kişilerde yüzde 10’a varacak şekilde, tütünün içerisinde de bulunduğu için tütün yakılmasıyla beraber kanda tespit edilebilir. Karbonmonoksit zehirlenmesi diyebilmemiz için kandaki oranın yüzde 15’in üzerinde olması gerekiyor. Karbon monoksit bizim için gizli bir zehirdir. Renksiz, kokusuz, tatsız ve havadan daha hafiftir. Kanımızda oksijeni taşıyan aracı olan hemoglobine çok daha fazla bağlanarak özellikle iskelet kası ve sinir sistemi hücrelerine hasar vererek vücudumuzda zehirlenme tablosunu oluşturur. Kandaki oranı şiddetli olup mevcut belirtisi hafif olan hastalar olabileceği gibi kişinin metabolizması, karbon monoksite maruz kalma süresi, maruz kaldığı ortamdan da etkilenmek üzere kandaki oranı hafif olup hastalar şiddetli bir şikayetle başvurabilir. Ne gibi şikayetler oluyor bu hastalarda; çok hafif halsizlik, yorgunluk, bir kırgınlık gribal enfeksiyon gibi bile algılanabilirken ciddi sinirlilik hali halüsinasyon görme, kalp kasının etkilenmesine bağlı olarak ritim problemleri, kalp krizi ve tansiyon problemleriyle bu hastalar karşımıza gelebilir. Özellikle, odun, kömür, doğal gaz, tüp gazı kullanımı durumunda bu zehirlenme söz konusu olabiliyor” dedi. “Lodos zamanlarında zehirlenmeleri çok daha fazla görebiliyoruz"
Lodoslu havalarda karbonmonoksit zehirlenmelerine ilişkin konuşan Doç. Dr. Seda Tural Önür sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim için riskli olan bir hava koşulu da söz konusu, ters rüzgarların olduğu, lodos zamanlarında zehirlenmeleri çok daha fazla görebiliyoruz. Bunun nedeni bazen bakımı eksik olan bacalar, kullandığımız cihazların bakımsız olması da çok büyük bir faktör oluyor. Mutlaka kış ayları başlamadan bakımlarının yapılması, bacaların düzgün ve düzenli olarak periyodik temizliklerinin yapılması, birleştirilmiş baca sistemlerinin kullanılmaması önemli. Doğal gazın dışında, odun ve kömür ocağı, sobası kullanan kişiler de söz konusu olabiliyor. Özellikle geceleri odunun üzerine kömür atılarak gece daha uzun bir süre ısıtılma amacıyla karışım yapıldığında zehirlenmeler daha fazla görülebiliyor buna dikkat çekmek istiyorum. Kullanacaksak da tek tip yakıt kullanmamız lazım, geceleri mümkünse de yatmadan önce bu soba türleri kapatılırsa çok daha iyi olur. Geceleri söndürülmesi ideali çünkü sessiz bir zehir olduğu için evde kalabalık ortamlarda çoklu zehirlenmelerle acillere başvurmalar söz konusu olabiliyor. Özellikle sadece zehirlenme deyip geçici olduğunu düşünmeyin, kalıcı hasarlar da bu insanlarda mevcut olabiliyor. Hem psikolojik olarak hem de sinir sistemini kalıcı olarak etkileyici hasarlar bu hastalarda görebiliyoruz. Özellikle çocuklar ve hamileler bu konularda çok daha dikkatli olmalı erken doğumlar ve bebek kaybı karbon monoksit zehirlenmesinde görebildiğimiz şeyler”