Mahmut Bıyıklı, Kayseri’nin Develi ilçesinde dünyaya geldi. Marmara Üniversitesi Türkçe Eğitimi Bölümü’nde yüksek öğrenimini tamamladı. Öğrencilik yılları, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında kültür sanat faaliyetleri içinde geçti, dergi çıkardı. “Yaşayan Hatıralar” radyo programı 2011 yılında “Yılın Radyo Programı” ödülüne layık görüldü. Televizyonda Kültür Dünyası programını hazırlayıp sundu. Belgesel metin yazarlığı yaptı. Ulusal ve uluslararası organizasyonlarda pek çok projenin koordinatörü oldu, hayata geçirdi, ödüller aldı. Şiirleri çocuk dergilerinde, kültür sanat yazıları muhtelif dergilerde yayınlanmakta, gazete köşe yazıları, kıymetli kitap çalışmaları devam etmektedir.
Mahmut Bıyıklı, kültür ve sanat hayatına her türlü mecrada üretim halinde, yoğun seyahatler ile İstanbul ile Anadolu arasında gönül köprüleri kuruyor.
Merhaba, dostluk, aşk denilince akla ilk gelen merhum Fethi Gemuhluoğlu üzerine yaptığımız bu çok özel söyleşiyi siz değerli okurlarımızın ilgilerine sunuyoruz:
Efendim Selman Gemuhluoğlu Beyefendi ile gerçekleştirdiğiniz Arapgir ziyaret programınız hakkında neler paylaşmak istersiniz?
Sevdiğim izini sürdüğüm insanların memleketine gidip onlar nazarıyla oraları dolaşmayı seviyorum. Uzun zamandır Selman Ağabey’le Arapgir’e gitme planı yapıyorduk. Nihayet bir fırsat bulup Anadolu’nun kalbi Arapgir’e gittik. Öncelikle Gemuhu köyünü gezdik. Sonrasında Gemuhluoğlu ailesinin uzun yıllar yaşadığı Cömertli mahallesini dolaştık. Gemuhluoğullarının yüz yıllara direnen evlerinde misafir olduk. Anlatılmaz hisler yaşadık. Fethi Beyin yazılarını yayımlayan Arapgir Postası isimli muhteşem gazeteyi ziyaret ettik. Türkiye’de yarım asrı aşan nadir yerel gazetelerden birisi. Fethi Bey bu kasaba gazetesinde evrensel yazılar kaleme aldı. İstese İstanbul’un büyük gazetelerinde yazı yazabilecekken Arapgir Postası gibi yerelde çıkan mütevazı bir gazeteyi tercih etti. Arapgir’i iki gün boyunca Gemuhluoğlu’nun izini, sürerek ve sürekli onun anarak adım adım dolaştık.
Bizim için unutulmaz bir hatıra oldu.
Fethi Gemuhluoğlu Arapgir doğumlu mu?
Aslında Gemuhluoğlu İstanbul doğumlu. Ama kalbi her daim memleket sevdasıyla atmış. Annesi onu Arapgir kültürüyle yetiştirmiş. Bir röportajda memleketine dair uzu sorular yöneltilince,
‘’Bunları bana uzun uzun anlattırmanızın bir faydası yok. Arapgir’liyim diyorum, kafi değil mi? İstikbalde çocuklarım da oralı olacak.’’ Diye cevap veriyor. Arapgir’e sevdalı bir isim. Ceddinin yaşadığı topraklarla kalbi bağı çok güçlü. Yine Gazete röportajında “Arapgir’e karşı bir özlem duyuyormusunuz?” sorusuna şöyle cevap veriyor:
”Arapgir’i ne kadar özlediğimi bilemezsiniz. Yazılarım bu özlemle dolu değilse hüzünlenirim. İlk fırsatta gelecek ve candan bir ‘merhaba’ diyeceğim.
“İstanbul’da doğduğunuza göre, Arapgir’i bilirmisiniz? Hiç gittiniz mi?” sorusuna ise şu cevabı veriyor:
“Arapgir’i bilmez olur muyum? 1946’da, kırk beş gün içinde, gitmediğim köy kalmamıştı. Hepsinin hasretini yaşıyorum. Geleceğim ve merhaba diyeceğim.”
Arapgir Postası’nın kurucusu merhum Kamuran Sezer’in röportajında verdiği bu muhteşem cevaplar ondaki memleket aşkını anlatmaya yeter diye düşünüyorum. Gidince gezince gerçekten gördük ki Arapgir gerçekten aşık oluncak asla unutulmayacak muhteşem bir yer. Biz iki gün boyunca Arapgir’in insanlarına, mekânlarına, ağacına, kurduna, kuşuna, çiçeklerine, kırlarına bayırlarına, dağlarına, taşlarına, ırmaklarına Gemuhluoğlu’nun diliyle candan bir “merhaba” dedik.
Malatya Fethi Gemuhluoğlu Fen Lisesi’nde öğrenciler ile birlikte oldunuz yeni “Fethi” ler yetişiyor mu izlenim ve değerlendirmelerinizi lütfeder misiniz?
Bu topraklar bereketli topraklar. Fethi bey bize umut aşılayan bir adam. Umutsuzluk yok. Ona göre bu Anadolu tarlası, bitmeyen Osmanlı hasadıdır. Anadoluyu “yetmiş bin evliyanın döllediğini söylüyor..Onların yüzü suyu hürmetine kıyamete kadar bizde güzel insan eksik olmayacak. Yeni fethiler elbette yetişecek. Biz üzerimize düşeni yapalım yeterki. Ayakkabı boyacısından Başbakana kadar herkes işini aşkla yaptığında Türkiye’nin yolunun açık olduğunu müjdeliyor. Sorunuza dönersek şunu net bir şekilde söyleyebiliriz. Milletimizin yeni fetihler yapabilmesi için Yeni Fethiler yetiştirme mecburiyeti vardır. Yeni Fethilerin yetişmesi için de Gemuhluoğlu’nu hakkıyla tanımaya ve anlamaya ihtiyacımız var diye düşünüyorum.
Sizin öğrencilik yıllarınıza dönecek olursak “Fethi Ağabey” ismi ile ilk tanışmanız ve duygularınızı paylaşır mısınız?
Kendisi ben daha bir yaşındayken vefat etmiş. Ama büyüklerin sırrına akıl ermez. Onların feyzi vefatlarından sonra da devam eder. İçleri ışıtmaya aydınlatmaya devam ederler. Bugün Gemuhluoğlu’nu görüp sevenler kadar görmeden sevenler de vardır. Bu da bir sırdır. Onun tesiri devam ediyor. Üzerimizde tesirin fazlasıyla hissediyoruz. Gemuhluoğlu’yla ben tevafuken tanıştım. Lise sonrası bazı sorgulamalarım oldu. Dünyanın anlamsızlığı üzerine düşüncelerim arttı. İç bunalım yaşamaya başladım. Kafam karışıktı. Niye varız ve niye böyleyiz soruları karşısında çaresiz kaldım. Bu ruh hali içindeyken bir camiye girip dua ettim. Allah’ım bana şifa olacak bir insan gönder ya da bir kitapla karşılaştır diye yalvardım. Aradan çok geçmeden büyük bir şehrin halk kütüphanesinde on binlerce kitap arasında elimi attığım ilk kitap Boğaziçi Yayınlarından Çıkan merhumun konuşmasının ve ve hakkında yazılanların olduğu Dostluk Üzerine isimli eser oldu. Aydınlar Ocağı’nda Dostluk Üzerine yaptığı efsane konuşmayı defalarca gözyaşlarıyla okudum. O konuşma bana iyi geldi bütün yaralarıma merhem oldu. Hayata bakışımı değiştiren dünya görüşümü netleştiren muazzam bir konuşma. Bunalımların bize göre olmadığını batıya has hastalıklar olduğunu yerinmenin ve sevinmenin ötesine taşmamız gerektiğini anladım. Neye dost olup neye dost olmayacağımızı kavradım. Yolumu ve yönümü buldum. O günden beri de aşkla şevle okurum. İlk defa okuyormuş gibi de heyecan duyarım. Bin yıllık medeniyetimizin özü ve özeti sayılacak bir konuşma. Tek kelimeyle muhteşem. Rabbim ondan razı olsun.
Fethi Gemuhluoğlu’yla ilgili sizi kitap yazmaya iten saikler nelerdir.
Fethi Gemuhloğlu son devrimizin öncü şahsiyetleri arasında özel bir yere sahip. Bir nesil yetiştirme ideali taşıyan ve bu ideal uğurunda bir ömür tüketen bir büyüğümüz. Türkiye’nin son yüz yılında farklı yönleriyle öne çıkan şahsiyetler arasında özgün bir yere sahip.Nevi şahsına münhasır bir zat. Binlerce gönle dokunmuş binlerce insan yetiştirmiş bir gönül adamı.
O her ne kadar “Hayatım, bizzat benim ve hayatıma girmiş olan birkaç kişinin dışında, başkalarını ilgilendirecek kadar enteresan değildir” dese de onun hayatına baktığımızda bugün hasretini çektiğimiz ideal insanla karşılaşırız.Gemuhluoğlu’nu yeni nesillerin tanımalarını kendilerine yol ve yön belirlemeleri açısından önemli buluyorum. Dostluk Rehberi kitabımız onu gençlere tanıtma niyetiyle kaleme alındı. Bir gencin merhumu tanımasına vesile olursa amacına ulaşmış olur.
Yunus Emre gibi yüce bir gönle sahip olan Gemuhluoğlu aynı zamanda aksiyoner bir insan. Coğrafyamızda cereyan eden gelişmelere karşı çok duyarlı. Bu hususta neler söylersiniz?
Gemuhluğlu medeniyet coğrafyamızın tamamına karşı olağanüstü duyarlıdır. Yaşadığı dönemde Esir Türkler ve ayakta kalma mücadelesi veren soydaşlarımız için meydanlara inip kitleleri ayağa kaldırmış kamuoyu oluşturmuştur.
Mesela Kıbrıs davasının dünyaya duyurulması noktasında öncülük yapanlardandır.
Sadece Kıbrıs değil Kıbrıs'tan Kerkük'e, Azerbaycan'dan Türkistan'a, Kırım'dan Finlandiya Türklerine kadar uzanan Türk dünyasını yakından takip edip onların dertleriyle dertlenmiştir. Balkanlar başta olmak üzere Osmanlın çekilmek zorunda kaldığı topraklarda Türkiye'nin de söz sahibi olması gerektiğini ifade etmiş milletimizin dünyada hak ettiği yeri yeniden kazanabilmesi adeta çırpınmıştır.
Fethi Gemuhluoğlu’nun “Büyük Türkiye İdeali” nedir?
Gemuhluoğlu’nun Büyük Türkiye ideali vardır. Bu idealin hareket alanı bütün yeryüzüdür. Ona göre Büyük Türkiye, türküsünü Asya’da da Afrika’da da Avrupa’da da Balkanlarda da Ortadoğu’da da söylemelidir. Ömrünü bu ideale adamış, bu sevdayı taşıyacak gençler yetiştirmiştir. Geleceğin Türkiye’sini yönetecek kadrolara büyük devlet olmanın mesuliyetini yüklemiştir.
Fethi Gemuhluoğlu kavgayı ibadet olarak görüyorum derken neyi kastetmemektedir. Hayatı boyunca neyin mücadelesini vermiştir.
Gemuhluoğlu büyük bir medeniyet savaşçısıdır. Durdurulan medeniyetimizin yeniden dirilmesinin mücadelesini vermiştir. Kitapsız, peygambersiz, ilahî terbiyeden nasipsiz, besmelesiz toplumlar üretmeye ant içmiş bir avuç bozguncu zihniyete karşı destansı bir kavga vermiştir. Oğlu Ali’ye yazdığı mektupta “Türkiye’mizin bütün çocukları ve anneleri için kavgaya katılmayı ibadet addediyorum.” demiştir.
Yılmamış, yorulmamış, kültür ve medeniyet değerlerimize yürekten bağlı şuurlu bir nesil yetiştirme davasından son nefesine kadar vazgeçmemiştir.
Fethi Gemuhluoğlu ismi anılınca gençleri yetiştirmesi hususu mutlaka gündeme gelir. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Gençleri yetiştirme metoduyla ilgili Mehmet Genç Hocamızın şu sözü çok manidardır: “Cevheri olan insanları keşfetmiyordu. Her insanda bir cevher keşfediyordu.”
Fethi Bey hizmetleriyle adeta bugünleri mayalamıştır. Bugün ülkemize edebiyatta akademide siyasette ve diğer alanlarda hizmet eden çok sayıda insanda onun emeği vardır. Bir yere gelmesine vesile oldukları kişilere nefislerini aşarak memleket namına çalışmalarını tavsiye etmiştir. “Makam size değil, siz makama hükmediniz.” diye sıkı tembihlerde bulunmuş, “Hadim olmayan, mahdum olamaz” sözünü akıllarından çıkarmamalarını istemiştir.
Gemuhluoğlu’nun hayatına baktığımızda kültüre sanata özellikle vurgu yaptığını görüyoruz. Mücadele meydanındaki diğer öncü şahsiyetlerde çok göremediğimiz bir ufuk bu. Bu yüksek ufka dair neler söylersiniz?
Gemuhluoğlu’nun en özgün yanlarından birisi sloganların ülkenin her yanını sardığı bir dönemde ısrarla ve inatla sanata vurgu yapmasıdır. Sanat ve edebiyatın toplumları etkileyen çok etkili araçlar olduğunu iyi bildiği için sanat ve edebiyatla uğraşanları daima teşvik etmiştir. Bu ufuk, Gemuhluoğlu ufkudur. Yanına gelen gençlere, “Cebinizde kalan son lirayla simit alıp da karnınızı doyurmayın, gidin onunla bir film yahut bir tiyatro seyredin.” diyen bir insandır. Sanatla başlayan yabancılaştırma projesinin sanatla çökertileceğini iyi bilenlerdendir.
Fethi Gemuhluoğlu sezgileri güçlü bir şahsiyet. Yaşadığı dönemde İstikbale dair hangi tavsiyelerde bulunuyor?
Fethi Gemuhluoğlu olaylara ve meselelere dar bir açıdan bakmaz, geniş bir perspektifle yaklaşır. Sezgileri güçlüdür. Bir ayağı Anadolu üzerinde sabitken bir yandan yeryüzünü tarar. Evrensel bir ufka sahiptir. Hiç kimsenin anmadığı zamanda, hiç kimsenin gündeminde yokken Afrika üzerine gürül gürül yazılar yazar. Afrika uyanacak der. Sovyetler dağılmadan yıllar önce Asya silkinecek üzerinden Rusya’yı atacak der. Dedikleri birer birer çıkar. Yeni bir dünya’nın kurulacağına, onun için iyi hazırlanmak gerektiğini söyler sürekli.
Fethi Gemuhluoğlu ismi adeta dostluk kavramıyla özdeşleşmiş durumda. Gemuhloğlu’nun dostluğa yüklediği anlama dair ne söylersiniz?
Bir insanın bir ordu, bin insanın bir hiç olduğu dar bir zamanda hafızası tarih kadar güçlü, coğrafyası yeryüzü kadar geniş, dost olunması emredilen her şeye dost olan, “bu ulu ağaç kurumaz, bu defter kapanmaz” diye gürleyen, el veren el tutan, tuttuğu eli hiç bırakmayan, âşık olan âşık olduran adı aşk ile anılan bir dost zenginidir.
Yanına gelenlere “Paradan önce dost biriktirin.” Der. Parayı sol elleriyle tutanları yüceltir cebe konulacak şeylerin kalbe konmasını hoş karşılamaz. “Para kir, insan nurdur.” Direk kire değil nura talip olmayı öğretir. Mü'min erkekler de mü’min kadınlar da birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdır... (tevbe, 9/71)” ayetinin sırrına uygun bir ömür sürer. Tek başına adeta bir dostluk yurdudur. Aydınlar Ocağı’nda dostluk üzerine yaptığı konuşma adeta Türk islam medeniyetinin manifestosudur.
Bizim kültürümüzde “ağabeylik” bir nevi müesseseleşmiştir, diyorsunuz. Bize Fethi Beyin Ağabeylik vasfını anlatır mısınız?
Ağabey kavramının bütün sıcaklığını gençlere hissettiren Gemuhluoğlu, İstanbul’a gelen vatan evlatlarına şehrin aylaklığa çağıran yanından ziyade, şehrin kültür-medeniyet cephesinin iyi irdelenerek öğrenilmesi gerekliliğini vurguladı. Ülke sorunları üzerine kafa yormaları, çözümler üretmeleri konusunda telkinlerde bulundu.
Karakteriyle bütünleşen Ağabeyliği özümseyen ve sanata çeviren Gemuhluoğlu, ömrü boyunca milletinin gençliği ve geleceği için çırpındı. Mum gibi hem yandı hem ışık saçtı. Bütün gençleri korumakla ve kollamakla kendini mükellef gördü. Yüreğine bu ülkenin bütün evlatlarını sığdırdı. O yüzden bazı çevrelerin değil bütün Türk gençliğinin ağabeyi oldu.
Gemuhluoğlu sol seküler kesimin edebiyatçılarıyla ve aydınlarıyla da irtibatı olan birisi. Kutuplaşmaların çok katı olduğu dönemlerde bunu nasıl başarmış? Birleştirici yönünü nasıl yorumluyorsunuz?
Toplumun bütün kesimleriyle irtibatlıdır. Farklı dünya görüşlerini benimseyen insanlarla diyaloğu vardır. Kimseyi ayırmaz ayrıştırmaz. Birleyen birleştiren bir insandır. Erdem Beyazıt’a göre o tam bir “sosyal ilişkiler” uzmanıdır. Bayazıt “Hayatımda onun kadar çok kişiyle ilişki kurmuş bir başkasını tanımadım.” Demiştir. İnsana olan inancı kuvvetlidir. Bu sebeple insana hürmeti vardır. Dini dili ırkı mezhebi ne olursa olsun, muhataplarına önce insan olarak bakmış kalplerine dokunduğu her insanda iz bırakmayı başarmıştır.
Son olarak eklemek istediklerinizi alabilir miyiz?
Gemuhluoğlu bize öğretmenlik yapmaya devam ediyor. Aramızdan ayrılalı onlarca yıl olmasına rağmen, adı dillerde saygıyla anılmakta, hatırası gönüllerde muhabbetle yaşatılmaktadır. Hayatında olduğu gibi vefatından sonra da Türk milletinin evlatlarına rehberlik yapmayı sürdürmektedir. Gerek yazdıklarını okuyanlar gerekse hakkında yazılanları okuyanlar içlerindeki dostluk ağacını büyütmeye devam etmektedir.
Aziz ruhu şad olsun.
Efendim teveccühünüz için teşekkür ederiz.
Merhum Fethi Gemuhluoğlu Beyefendiye sonsuz saygı ve rahmetle…
Kaynak: HABER7.COM