Ekonomi

Meyer-Landrut: "Türkiye’yi desteklemeye devam edeceğiz, bu dönüşümde Mersin’e de destek vermeye devam edeceğiz"

Avrupa birliği (ab) türkiye delegasyonu başkanı büyükelçi nikolaus meyer-landrut ve beraberinde 11 avrupa ülkesinin ankara büyükelçisi, mersin büyükşehir belediyesinin düzenlediği etkinlikte belediye başkanı vahap seçer ile bir araya geldi.

Meyer-Landrut: "Türkiye’yi desteklemeye devam edeceğiz, bu dönüşümde Mersin’e de destek vermeye devam edeceğiz"
04-10-2023 23:24

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, yakın zaman önce Türk Yatırım Platformu’nu kurduklarını belirterek, "Bu platform sayesinde Türkiye’deki belediyelere daha fazla destek olmaya çalışacağız" dedi.


Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve 11 ülkenin Ankara büyükelçiliklerinin temsilcilerinden oluşan heyet, Mersin Büyükşehir Belediyesince düzenlenen resepsiyona katıldı.


Bir otelde düzenlenen etkinlikte konuşan Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Mersin’i şubat ayında ziyaret etmek istediklerini ancak Türkiye’yi 6 Şubat tarihinde sarsan depremler nedeniyle bu ziyareti ertelemek zorunda kaldıklarını söyledi. Meyer-Landrut, "Mersin çok önemli bir şehir ve çok şey öğrendik bugün. Birtakım zorluklar var ama fırsatlar da var. Biz aslında burada halen depremin etkilerinin ülkeyi nasıl etkilediğini görüyoruz. Deprem sonrasında sizi dinlemek çok önemli oldu bizim için. Çünkü deprem bölgesinde meydana gelen hasarı hep duyduk ancak sizi dinlerken deprem sonrasında, deprem bölgesinin dışındaki bir şehirde de depremzedelere ve bahsettiğiniz nüfus hareketine, onların ihtiyaçlarına karşılık verebilmek için neler yapılması gerektiğini, ihtiyaçların neler olduğunu görme fırsatımız oldu" ifadelerini kullandı. "Türkiye’yi desteklemeye devam edeceğiz ve tabi ki bu dönüşümde Mersine de destek vermeye devam edeceğiz"


Konuşmasında sürdürülebilirliğin önemine sıklıkla vurgu yapan Meyer-Landrut, "Ulaşımda sürdürülebilirlik, çevrede sürdürülebilirlik. Bu konuya dönmek istiyorum. Bugün burada gördüklerimiz var. Şehrinizi çok güzel tanıttınız, gösterdiniz. Şehirler çok fazla emisyona neden oluyor. Çok yoğun bir nüfus yaşıyor. Ve çok kısa mesafelerde insanlar bir yerden bir yere gidip geliyorlar. Dolayısıyla şehirler, aslında en fazla emisyon oranına katkıda bulunan yerler ama aynı zamanda bazı şeyleri de değiştirebileceğimiz yerler. Yani iklim değişikliğine karşı verdiğimiz mücadeleyi kazanabileceğimiz, etkili bir şekilde emisyonları azaltabileceğimiz ve böylece tüm dünyaya katkıda bulunabileceğimiz, bizim için çocuklarımız için daha yaşanabilir bir dünya yapabileceğimiz yerler. Dolayısıyla sizin gibi belediyelere, belediye başkanlarına ihtiyacımız var. Yani ulaşıma önem veren, hem siyasi hem de finansal anlamda bu değişikliklere yatırım yapacak insanlara ihtiyacımız var. Dolayısıyla Türkiye’yi desteklemeye devam edeceğiz ve tabi ki bu dönüşümde Mersin’e de destek vermeye devam edeceğiz" diye konuştu.


Yakın zaman önce Türk Yatırım Platformu’nu kurduklarının müjdesini de veren Meyer-Landrut, "Bu platform sayesinde Türkiye’deki belediyelere daha fazla destek olmaya çalışacağız. Özellikle bahsettiğiniz değişim ve dönüşümü sağlamak için ihtiyaç duyduğunuz kredilere daha kolay erişmenizi sağlayacak bir platform. Çok teşekkür ederiz, bu şehir için yaptıklarınız için de teşekkür ederiz. Önümüzdeki bu değişiklikleri yapma çabalarında da sizlere başarılar diliyoruz" şeklinde konuştu. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonunu Mersin’de misafir etmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise, Mersin’de yapılacak yatırımlara ve kente dair geleceğe ilişkin projelerde iş birliği arayışında olduklarını belirterek, “Göreve geldiğimiz günden bu yana da bu çaba içerisinde olan bir belediye anlayışı içerisindeyiz. Mersinimiz 2.5 milyon nüfusu taşıyor. 1 milyon 900 bin resmi nüfus ancak çeşitli ülkelerin vatandaşı olan kayıtlı 300 bin civarında insan da burada yaşıyor. Ayrıca deprem felaketiyle bölgemize gelen, ilk geldikleri günde 400 bin sayısını tespit ettiğimiz ancak bunun bir kısmının ya deprem bölgesindeki memleketlerine ya da farklı bir yaşam arayışı için farklı kentlere göç etmesinden dolayı 150-200 bin depremzedeyi burada ağırladığımızı ifade etmek istiyorum. Bu da doğal olarak kentimize ilave yükler getiriyor. Başta altyapı problemleri, daha sonra insanların yeni yaşam ihtiyaçları, sağlık ve eğitim hizmetlerini karşılayacak yatırımlar gerekiyor. Yeni temiz içme suyuna erişim olanakları sağlamanız lazım, yeni kanalizasyonlar ve atık su üniteleri yapmanız lazım. Yeni konutlar yapmanız lazım. Bu konuda da özellikle Avrupa Birliğine üye ülkelerdeki bazı modelleri ve oradaki finans kaynaklarını zorlayarak, iş birliği halinde önümüzdeki süreçte burada da hayata geçirmek için arkadaşlarımızla birlikte çalışmalar yürütmekteyiz" dedi. "Şu anda 39 milyon avroluk onaylanmış kredimizin yatırıma dönüşme noktasındayız"


Belediye yatırımları içerisinde yer alan altyapı yatırımlarının yüksek maliyetli yatırımlar olduğuna dikkat çeken Seçer, “Belediyelerin kendi bütçeleriyle bunu karşılama gücü yoktur. Ya uygun şartlarda uzun geri ödemeli uygun finans maliyetli krediye erişeceksiniz ya da hibe kredilerinden yararlanacaksınız. Bu konuda da bizim için en önemli kaynak, yurt dışı kaynaklı krediler ve finans kaynakları. Ve en önemlisi bizimle iletişim halinde olan Avrupa Birliği ve Avrupa Birliğine bağlı kurumlar. Örneğin şu anda 39 milyon avroluk onaylanmış kredimizin yatırıma dönüşme noktasındayız. Bunun 17 milyon 150 bin avroluk kısmı içme suyu şebekesi. 15 milyon 100 bin avroluk kısmı kanalizasyon arıtma tesisi projesi ve 7.2 milyon avroluk bir kısmı da başka bir bölgede kanalizasyon ve arıtma tesisi projesi. Toplam 39 milyon 450 bin avroluk bir kısım belediyemize tahsis edildi, aktarılacak. Elbette bu Türkiye’deki mevzuatlar gereği İller Bankası koordinasyonunda gerçekleşiyor" ifadelerini kullandı.


Avrupa İmar ve Yatırım Bankasının da (EBRD) özellikle deprem sonrası bölgede oluşan sorunlara ilişkin önemli çalışmaları olduğunu kaydeden Seçer, "Yapılan ortak çalışmada ki, şu anda bu çok yeni bir gelişme, bölgemizdeki kanalizasyon ve atık su arıtma tesislerinde kullanılmak üzere 70 milyon avroluk bir kredi paketi tarafımıza tahsis ediliyor ve bunun çalışmaları yapılıyor. Tahminen 2024 yılının 3’üncü ayına kadar bu çalışmaları bitirip hatta inşaat aşamasına da gelmiş olacağız. Bu konuda da EBRD’den önemli katkılar aldığımızı söyleyebilirim" şeklinde konuştu.


Seçer ayrıca ulaşım sektöründe Avrupa Birliği katkısıyla alakalı da önemli gelişmeler yaşandığını belirterek, "Avrupa Birliği katkısıyla, ’Ulaştırma sektörel operasyonel programı’ bünyesinde yüzde 85’ini Avrupa Birliği’nin sağladığı 12 milyon 607 bin avroluk bir katkı aldık. Maliyetin yüzde 15’ini de biz sağlayacağız. Akıllı ulaşım sisteminde kullanılmak üzere parayı da harcamaya başladık" diye konuştu. "Biz Mersin’de vatandaşlarımızın temiz bir çevrede yaşama hakkına saygı duyacak yatırımlar peşindeyiz"


Mersin’e temiz içme suyu sağlamak ve bazı bölgelerde kanalizasyon arıtma tesisi inşaları için toplamda 161 milyon 350 bin avroluk bir kredi arayışında olduklarını da söyleyen Seçer, "Şimdi bunun çalışmalarını yapıyoruz. Biz Mersin’de vatandaşlarımızın anayasal hakkı olan temiz bir çevrede yaşama hakkına saygı duyacak yatırımların peşindeyiz. Özel sektörün de bölgemizde yaptığı yatırımlarda özellikle Mersin’de çevre sorunları oluşturacak yanlış yatırımların yapılmaması için de yasal çerçevede mücadele ettiğimizi söyleyebilirim" dedi. "Herkese gidiyoruz, hizmetleri eşit bölüyoruz"


Mersin’i küçük Türkiye olarak tanımlayan Başkan Seçer şöyle devam etti:


"Bu kenti huzur içerisinde yaşatacak olan, bu kenti yönetenlerin lisanı, kullandığı dil. Biz kent sorumluluğunu üzerimizde taşıyan ve bu bilinçle çalışan bir belediye olarak burada yaşayan vatandaşlarımızın mezhep, meşrep, dil ve siyasi görüş ayrımı yapmadan onları kucaklayarak bir arada yaşamalarını sağlayacak dil kullanıyoruz. Herkese gidiyoruz, hizmetleri eşit bölüyoruz. Onların derdiyle dertleniyoruz, mutluluğuyla mutlu oluyoruz. Doğaldır, Avrupa Birliği tüm dünya için olduğu gibi bizim için de önemlidir. Avrupa Birliğinin iş birliğini destekleyen bir siyasal görüşün belediye başkanıyım. Ben sosyal demokrat bir belediye başkanıyım. Bizim temel düsturumuz yurtta sulh, cihanda sulh. Bu görüşle ve bilinçle de Avrupa Birliğine müzakere sürecinin karşılıklı eksiklerin giderilmesiyle ve samimi diyaloglar üzerinde yürütülmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER