Yeni yıla sayılı günler kala Türk savunma sanayiinde art arda güzel haberler gelmeye devam ediyor… Tayfun’un görücüye çıkması, KIZILELMA’nın pistte teker kesmesi, AESA radarla ilgili gelişmeler, milli muharip uçağın son montaj hattına girmesi akla ilk gelenler…
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in geçtiğimiz gün yaptığı bir diğer açıklama da uzun zamandır beklenen ve herkesin merak ettiği bir projede daha Türkiye’nin geldiği noktayı göstermesi açısından değerliydi. Milli Dikey Atım Lançer Sistemi’nin (MİDLAS) ilk test atışı başarıyla gerçekleştirildi. Karadan gerçekleştirilen test esnasında hem dikey atım sistemi hem de sistemde kullanılan hava savunma füzesi test edildi.
Savaş gemilerimizden ateşlenecek hava savunma sistemlerimizin temel taşlarını döşüyoruz. Milli Dikey Atım Lançer Sistemi MİDLAS’ın ilk testinde HİSAR füzesi başarıyla ateşlendi.
2023’te İSTANBUL fırkateynine entegre edilerek DzKK envanterine girecek! @tcsavunma @roketsan pic.twitter.com/pmzzkpFkKR
MİDLAS’ın normalde 2027 yılında envantere girmesi bekleniyordu. Haliyle bu test atışını bizim en erken 2026’da görmemiz gerekiyordu. Peki ne oldu da süreç neredeyse 4 yıl öne çekildi? MİDLAS, Türk savunma sanayii için ne ifade ediyor, Mavi Vatan’da ne tür imkanlar getiriyor? Tüm bu soruların yanıtını ve daha fazlasını Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan, TRT Haber'den Sertaç Aksan'a konuştu.
DİKEY ATIM SİSTEMİ NEDEN ÖNEMLİ?
Dikey Atım Lançer Sistemi, savaş gemileri ve denizaltılardan dikine fırlatılabilen füze fırlatma sistemi olarak biliniyor. Kozan Selçuk Erkan, çok genel bir çerçeveyle başlıyor anlatmaya ve “Oldukça kısıtlı bir alanda çok fazla yetenek sunan bir sistem. Kompakt ve kabiliyetli.” diyor.
Türkiye hali hazırda bu sistemin ABD yapımı olanını kullanıyor. Erkan, zaten dünyada pek de fazla seçenek olmadığından bahsediyor. ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Güney Kore ve İtalya-Fransa ortaklığı dışında başka bir oyuncunun olmadığı bir alan burası.
Kozan Selçuk Erkan, Türkiye’nin de bu alanda ‘Şampiyonlar Ligi’ kabul edilen en üst noktaya çıktığını söylüyor. Testin en önemli yansımalarından biri bu.
ABD AMBARGO UYGULADI, MİLLİ SİSTEM ERKEN TAMAMLANDI
Müttefiklerin doğrudan ya da örtülü ambargosu Türkiye için artık ‘sıradan’ bir hal aldı. Dikey atım sistemi için de benzer bir hikayeden bahsediyor Erkan. BARBAROS ve GABYA sınıfı firkateynlerde ABD üretimi MK41 Dikey Atım Sistemi (VLS) kullanılıyor. ABD, İSTİF sınıfı firkateynlerde kullanılacak MK41 VLS’ler için çeşitli zorluklar çıkarmış ve sistemin Türkiye’ye teslimi sürekli ertelenmiş.
Hal böyle olunca, SSB Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in koordinesi ve ROKETSAN ekibinin insanüstü çabalarıyla normalde 2027’de envantere girmesi planlanan yerli/milli dikey atım sistemi 2022 sonunda test atışı yapacak seviyeye ulaştı.
KISA SÜREDE DENİZ ATIŞLARINI DA GÖRECEĞİZ
Test atışının karadan yapılması kimilerini şaşırtsa da bu normal bir durum. Kozan Selçuk Erkan deniz testlerinin de pek uzak bir tarihe kalmayacağı görüşünde.
“Bu sistemi önümüzdeki yıl İstanbul firkateyni üzerinde görebileceğiz. Test atışlarını izlediğimiz sistem tamamlanmış bir yapı. Bu da demek oluyor ki önümüzdeki yıl sistemin deniz test atışlarına da şahitlik edeceğiz.” cümleleriyle özetliyor süreci.
Testte kullanılan füzenin Hisar serisi olması da dikkat çekici. Bu durum "MİDLAS sadece Hisar mı ateşleyebilecek?" sorusunu beraberinde getiriyor. Milli dikey atım sisteminin sadece Hisar serisi füzeleri atmayacağını, Siper Blok 0, Atmaca ve diğer füzeleri de ateşleyebileceğini öğreniyoruz.
CEVAP VERME HIZI DA İSABET YÜZDESİ DE DAHA FAZLA
Kozan Selçuk Erkan, dikey atış sisteminin teknik detaylarının ardından harp sahasındaki yansımalarına getiriyor konuyu ve dikey atış sisteminin neden önemli olduğunu anlatıyor:
“Dikine atış yapabilmek çok önemli bir alan kazandırdığı gibi hava savunma füzelerinde her yönden gelen tehdide karşı daha hızlı cevap vermeyi de sağlıyor. Daha genel bir çerçevede anlatalım… Füzeyi öncelikle o yöne çevirip ateşlemek yerine direkt yukarı ateşliyorsunuz. Böylece füzenin kendi manevrasını kendisinin yapmasını sağlamış oluyorsunuz. Bu da cevap verme hızını çok artırıyor. Bu sayede isabet yüzdesi de çok daha fazla oluyor.”
İHRACAT İÇİN ÇOK GÜÇLÜ BİR OYUNCU
Türk savunma sanayii ürünlerinin yurt dışında adından söz ettirdiği bir gerçek. Özellikle deniz platformları için bu durum son dönemlerde daha çok dikkat çekici bir hal aldı. Dikey bir atım sistemini çok az sayıda ülkenin yaptığını aktarmıştık. Şimdi Türkiye de bunu başardı. Bu durum ihracat için özel bir anlam taşıyor mu?
“Kesinlikle evet.” diyor Erkan. Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülkenin ABD yapımı MK41 yapımı dikey atıcıları kullandığını yineliyor. ABD kendi ürettiği atıcılardan hiçbir ülkenin milli füzesini ateşlemesine izin vermiyor. ABD’nin tutumunu aktarırken “Daha net bir ifadeyle ‘Benim sistemimle atıyorsan o zaman füzeyi de benden alacaksın’ diyor Washington.” cümlesini kullanıyor.
Bu durumun özellikle kendi füzelerini geliştiren ülkeler için çok büyük bir dezavantaj oluşturduğuna dikkat çekiyor Kozan Selçuk Erkan ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Yerli ve milli füze sistemlerimiz geliştikçe bu dikey atıcı ile çok ciddi bir ihracat imkanı yakalayacağız. Çünkü sadece hava savunma füzesi değil anti gemi seyir füzeleri ve anti denizaltı torpido füzeleri gibi çok çeşitli füzelerin kullanılmasını sağlayacak bir ana altyapıyı sunmuş olacağız.
Dünyadaki diğer üretici ülkelerin de en büyük sorunlarından biri ‘alan’ meselesi. Şimdi biz milli imkanlarla ürettiğimiz dikey atım sistemiyle onların önemli problemlerinden birine çözüm üretmiş oluyoruz. Diğer üreticilerin sunmadığı bir fırsatı biz yapabiliriz. Diğer ülkelerin kendi füzelerini bizim atıcımızdan ateşleyebilecekleri bir ekosistem oluşturabiliriz.
Bu sistem gerçekten de Türkiye’nin bu alanda elini rahatlatmakla kalmayacak başka kapıları da açabilecek bir iş. Ben, yakında üreteceğimiz hemen her savaş gemisinde MİDLAS’ın mutlaka yer alacağına inanıyorum.”